Teselli ne işe yarar?
Psikiyatris ve gazeteci Tim Lawrence acı çeken kişiye nasıl yardım edebiliriz konusuyla
ilgili bir makale yazmıştır. Benim de
kafamı uzun zaman kurcalayan bir meseleye değindiğinden makale ilgimi çekti ve
sizinle Tim Lawrence ‘in ve kendi düşüncelerimi paylaşmak istedim.
Acı çeken
arkadaşımızı, tanıdığımızı biz nasıl teselli ediyoruz? Ona ne söylemek
gerekiyor?
Makalede Tim
Lawrence bir meslektaşının hastayla çalışmasından konuşuyor. Kadın korkunç kaza
geçirmiş, ayakları tutmuyor ve acı çekiyor. Psikiyatris kadına diyor ki, bu
kaza onun hayatında pozitif değişimlere yol açmıştır. Ve hayatta hiç bir şey
tesadüf değildir. ‘’ Bu banal düşüncenin doktorlar tarafından kullanılmasına
şaşırıyorum. Bu tür sözler insanı derinden incitiyor. Meslektaşım demek istemiş
ki, bu olay kadının ruhsal gelişimine hizmet ediyor. Bu kadar saçmalık olamaz!
Kaza kadının hayatını mahvetmiş, tüm arzularını gömmüş – olan budur ve ben
kazanın iyi bir şey olduğunu kabul etmiyorum.’’
Önemlisi –
bu tür yaklaşım bizim bir belaya maruz kaldığımızda o belanı çekmekten, yani
yaşamaktan alıkoyuyor. Başa gelen çekilir- bu atasözü acıyla baş etmenin önemli
ipucunu veriyor. Çünkü hayatta bazı şeyleri değiştiremeyiz, onları sadece yaşayıp
hafifletebiliriz, atlatabiliriz.
Biz bir tek
yakınlarımızı kaybettiğimizde acı çekmiyoruz. Bizi sevgilimiz terk ettiğine,
hayallerimiz suya düştüğünde, ciddi hastalığa maruz kaldığımızda acı çekeriz.
Bizi perişan eden olayları değiştiremeyiz, bizim onları kabul edip yaşamaktan
başka çaremiz yoktur.
Acı
çektiğinizde birisi size ‘’ hiçbir şey tesadüf değildir, güçlü olman lazım, her
şeyde var bir hayır’’ gibisinden tavsiyelerde bulunsa onu hayatınızdan silin
gitsin.
Acı çeken
kişinin en az ihtiyaç duyduğu şey akıl ve tavsiyedir. Peki, ne yapmak doğrudur?
Tim Lawrence
diyor ki, dertli birisine sadece bunu
söyleyin ve hissettirin:
Acı
çektiğini biliyorum. Ben buradayım, yanındayım.
Tim Lawrence
‘in düşüncelerini bir noktada kabul ediyorum. Gerçekten yakınlarını kaybetmiş,
kaza sonucu hayatı param parça olmuş birisine :’’ Hiçbir şey hayatta tesadüf
değildir. Burada derslerimizi yaşıyoruz. Bu imtihandır…’’ gibi cümleler
kurmak ona hakaret etmek demektir ve hiçbir işe yaramaz. Acı çeken birisine felsefe anlatmak, ruhsal
gelişimden konuşmak bana göre de çok saçmalık.
Ama bir hakikat vardır. Çektiğimiz acılar gerçekten bizim ruhumuzun gelişimine hizmet
ederler. Ve de Dünya gerçekten bir okuldur ve biz burada derslerimizi alıyoruz.
Dersler bize bir şeyleri anlamaya, araştırmaya, istikameti değiştirmeye sevk
ederler. Veya etmezler. Bu kişisel olaydır ve kişinin karmasına, geçmiş hayatlarına,
ilişkilerine, seçimlerine bağlıdır. Bu durumda doktorun ve çevresinin yapacağı tek şey
vardır- onun yanında olmak ve anlamak.