Yoga felsefesinde Karma
Karma konusuna girmeden Yoga felsefesinin temel düşüncesine
göz atalım. Yogayla ilgili tüm makalelerimde ileri sürülen genel fikrin altını
çizmek istiyorum.
Varoluş Birdir. Bir ve Tek olan Ruhtur. Bu Tek olan Ruhun
Bilincinde Evren düşüncesi doğmuştur. Yaratılış süreci düşünce boyutundan
başlayıp enerjiye, enerjiden de maddeye doğru ilerlemiştir. Sonra üst düzeylere
doğru hareket eden Evrimleşme sürecinde bireysel bilinç merkezleri oluşmaya
başlamıştır. Evrim “Ben”in açılmasına, içindeki Ruhun açığa çıkmasına hizmet
eder. Biz perdelerimizi kaldırdığımızda içimizdeki Ruha yaklaşıyoruz, bu Ruh
Birdir ve tüm eşyaya nüfus etmiştir. Bu hayatın anlamıdır, Evrimin sırrıdır.
Tüm Evren Bir olanın bilincindedir ve bu sonsuz Bilincin dışında hiçbir şey
yoktur. Bir olan her şeydir- mekân, zaman, yasalar, oluşum formları-her şey
O’nun Sonsuz Bilincinde var olan düşünce formlarıdır. “Ben” genişleyip açığa
çıktıkça, gerçek “Ben”i hissetmeye başladığımızda miras aldığımız Güce kavuşmaya
başlıyoruz. Ben, siz, dünyada ne varsa; Her şey Mutlağın sonsuz Bilincindedir.
Biz onun zihnindeyiz; O, bizi daima aklında tutuyor, biz burada eminlik ve
huzur içindeyiz. Bize hiçbir şey zarar veremez, çünkü bizim gerçek Benliğimiz
sonsuz Bilincin gerçekliğidir. Her şey O’nun, Birin zihnindedir. Ve en küçücük
atom parçası bile yasaya uyuyor ve yasayla korunuyor.
Karma evrenin sebep sonuç yasasının Sanskritçe adıdır. Karma
ruhumuzun iyi ve kötü deneyimleri ve çelişkili dürtüleriyle ilişkilidir. Bizim
bu dürtülerimiz doğuştan doğuşa bizim karakterimizde oluşturan belirgin
özelliklerdir. Bu özellikler farklı şekilde tezahür edip bizi ifade ederler. Bu
hayatta biz bundan önce olan hayatlarımızda alışkanlık ettiğimiz huylarımızın,
benimsediğimiz özelliklerin yükünü taşırız ve bedelini öderiz.
Karma yasası bizi asla cezalandırmaz, bizi cezalandıran kötü
emellerimiz ve davranışlarımızdır. Bu bakımdan Karma kusursuz Adaletin
gerçekleşmesidir. Biz sözün tam anlamıyla ektiğimizi biçeriz. Bizim bu hayatta
biriktirdiğimiz iyi ve kötü karmamız bundan sonraki hayatımızda yüze çıkacaktır
ve hayatımıza şekil verecektir.
Yogaların Karma öğretisi diyor ki, bizim günahlarımız
Yaratana karşı suç işlediğimiz anlamına gelmez, günahlarımız kendimize yönelik
suçtur. Bizim günahlarımız Mutlağı hiçbir şekilde etkileyemez, biz O’na zarar
veremeyiz, biz bir birimize zarar verebiliriz ve sonuçta kendimize zarar
veriyoruz. Yoga felsefesinde tüm günahlar insanın kendi doğasını bilmediğinden doğarlar, insan kendini bilmeli ve anlamalıdır. “Ben”i anladıktan sonra insan
hatalarını ve günahlarını da anlamaya başlar. Karma yasasına göre hatalarımızın
sonuçları bize yapışır ta ki biz onlardan yorulup usandığımıza kadar ve
kalbimizde bunun sebebini aramaya başladığımıza kadar. Biz negatif sonuçların
sebebini anladığımızda onlardan nefret etmeye ve kurtulmaya başlarız.
Yoga öğretisi Karma yasasını Yeniden doğuş yasasıyla bir
arada tutuyor. Ruhsal gelişimle ilgilenen kişi yeniden doğuş, yani
reenkarnasyon, meselesini anlamakta zorluk çekebilir, bu konu çoğumuza karmaşık
gelebilir, çünkü geçmiş hayatlarımızı bilemiyoruz, hatırlayamıyoruz. Birçok
meditasyon çalışmalarında geçmiş hayata olan yolculuklar, bazı kişisel
deneyimler de bizi ikna etmeyebilir. Çünkü biz tüm İnsanlığın bilgisini taşıyoruz; Biz bir sonsuz Bilincin parçalarıyız ve tümün bilgileri bizde
kayıtlı olmalı. Bundan dolayı bizim meditasyon sırasında yaşadığımız geçmiş
hayat deneyimi sadece bizde kodlanmış Evrensel bilgilerin açılması
olabilir. Fakat Yoga, ruhların yeniden doğuşu ve Karma yasasında net bir çizgiyi izliyor ve savunuyor.
Yoga felsefesinde yeniden doğuş yasası ruhların özgür
seçimiyle gerçekleşiyor. Her Ruh kendi öğreneceği derslere göre, içinde
barındırdığı isteklere ve arzulara, meyillere göre hayat koşullarını seçer. Genel
yasaya uymakla birlikte yeni hayatı Ruhun özellikleri, eksikleri ve artıları
belirler. Mesela insanın zenginliğe bolluğa aşırı meyli varsa, Karma ona zengin
bir yaşam sunacaktır, ta ki insan maddi değerlerden daha yüksek değerlerin
olmasının farkına varıp öğreninceye kadar.
Yaşam daima devam ediyor. Onun maksadı-gelişim, açılım ve
büyümedir. Biz şimdi sonsuzluktayız ve hep sonsuzluğun içinde olacağız. Bizim
ruhlarımız bedenimizin dışında ve içinde var olabiliyorlar. Ruhumuz geliştikçe,
yükseldikçe biz yaşamın daha yüksek boyutlarında daha hafif, yüksek titreşimli
bedenlerde doğacağız, geçmişte de bizim bedenimiz şimdikiyle kıyasta daha
kabaydı. Hayat bu ortalama 70 yıllık süreçten çok daha fazlasıdır, o aslında
yükselen merdivende hayatla zinciridir. Biz şimdi kişiliğimiz sandığımız şey
geçmiş hayatlarımızın genel izidir.
Ruh kendine daha yükseklere çıkmak için yol açıyor, ağır
kaba formlardan daha hafif ve yüksek tezahürlere hareket ediyor. O hep gelişecektir,
yükselecektir, açılacaktır. Evrenin Ruhun yaşamı için birçok âlemi vardır, bu
Evrende gelişimini tamamlamış Ruh başka Evrenlere geçecektir. İnsan Ruhunun
hayatı inanılmaz fırsatlarla ve olaylarla doludur. Bizden daha yüksek boyutlara
ulaşmış Ruhlar bize yardım ediyorlar, bazılarımız bunun farkında olabiliyorlar.
Bir zamanlar onlar da bizim gibi insanlardı, fakat gelişimlerinde o kadar
yükseldiler ki, yükselmiş varlıklar oldular. Yoga öğretisi bizim bu yüksek
boyutlara ileride, kaç yaşam sonra ulaşabileceğimizi söylüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder