18 Haziran 2014 Çarşamba

+ YOGA FELSEFESİNDE KARMA

                             












              Yoga felsefesinde Karma


  Karma konusuna girmeden Yoga felsefesinin temel düşüncesine göz atalım. Yogayla ilgili tüm makalelerimde ileri sürülen genel fikrin altını çizmek istiyorum.
Varoluş Birdir. Bir ve Tek olan Ruhtur. Bu Tek olan Ruhun Bilincinde Evren düşüncesi doğmuştur. Yaratılış süreci düşünce boyutundan başlayıp enerjiye, enerjiden de maddeye doğru ilerlemiştir. Sonra üst düzeylere doğru hareket eden Evrimleşme sürecinde bireysel bilinç merkezleri oluşmaya başlamıştır. Evrim “Ben”in açılmasına, içindeki Ruhun açığa çıkmasına hizmet eder. Biz perdelerimizi kaldırdığımızda içimizdeki Ruha yaklaşıyoruz, bu Ruh Birdir ve tüm eşyaya nüfus etmiştir. Bu hayatın anlamıdır, Evrimin sırrıdır. Tüm Evren Bir olanın bilincindedir ve bu sonsuz Bilincin dışında hiçbir şey yoktur. Bir olan her şeydir- mekân, zaman, yasalar, oluşum formları-her şey O’nun Sonsuz Bilincinde var olan düşünce formlarıdır. “Ben” genişleyip açığa çıktıkça, gerçek “Ben”i hissetmeye başladığımızda miras aldığımız Güce kavuşmaya başlıyoruz. Ben, siz, dünyada ne varsa; Her şey Mutlağın sonsuz Bilincindedir. Biz onun zihnindeyiz; O, bizi daima aklında tutuyor, biz burada eminlik ve huzur içindeyiz. Bize hiçbir şey zarar veremez, çünkü bizim gerçek Benliğimiz sonsuz Bilincin gerçekliğidir. Her şey O’nun, Birin zihnindedir. Ve en küçücük atom parçası bile yasaya uyuyor ve yasayla korunuyor.
Karma evrenin sebep sonuç yasasının Sanskritçe adıdır. Karma ruhumuzun iyi ve kötü deneyimleri ve çelişkili dürtüleriyle ilişkilidir. Bizim bu dürtülerimiz doğuştan doğuşa bizim karakterimizde oluşturan belirgin özelliklerdir. Bu özellikler farklı şekilde tezahür edip bizi ifade ederler. Bu hayatta biz bundan önce olan hayatlarımızda alışkanlık ettiğimiz huylarımızın, benimsediğimiz özelliklerin yükünü taşırız ve bedelini öderiz.
Karma yasası bizi asla cezalandırmaz, bizi cezalandıran kötü emellerimiz ve davranışlarımızdır. Bu bakımdan Karma kusursuz Adaletin gerçekleşmesidir. Biz sözün tam anlamıyla ektiğimizi biçeriz. Bizim bu hayatta biriktirdiğimiz iyi ve kötü karmamız bundan sonraki hayatımızda yüze çıkacaktır ve hayatımıza şekil verecektir.
Yogaların Karma öğretisi diyor ki, bizim günahlarımız Yaratana karşı suç işlediğimiz anlamına gelmez, günahlarımız kendimize yönelik suçtur. Bizim günahlarımız Mutlağı hiçbir şekilde etkileyemez, biz O’na zarar veremeyiz, biz bir birimize zarar verebiliriz ve sonuçta kendimize zarar veriyoruz. Yoga felsefesinde tüm günahlar insanın kendi doğasını bilmediğinden doğarlar, insan kendini bilmeli ve anlamalıdır. “Ben”i anladıktan sonra insan hatalarını ve günahlarını da anlamaya başlar. Karma yasasına göre hatalarımızın sonuçları bize yapışır ta ki biz onlardan yorulup usandığımıza kadar ve kalbimizde bunun sebebini aramaya başladığımıza kadar. Biz negatif sonuçların sebebini anladığımızda onlardan nefret etmeye ve kurtulmaya başlarız.
Yoga öğretisi Karma yasasını Yeniden doğuş yasasıyla bir arada tutuyor. Ruhsal gelişimle ilgilenen kişi yeniden doğuş, yani reenkarnasyon, meselesini anlamakta zorluk çekebilir, bu konu çoğumuza karmaşık gelebilir, çünkü geçmiş hayatlarımızı bilemiyoruz, hatırlayamıyoruz. Birçok meditasyon çalışmalarında geçmiş hayata olan yolculuklar, bazı kişisel deneyimler de bizi ikna etmeyebilir. Çünkü biz tüm İnsanlığın bilgisini taşıyoruz; Biz bir sonsuz Bilincin parçalarıyız ve tümün bilgileri bizde kayıtlı olmalı. Bundan dolayı bizim meditasyon sırasında yaşadığımız geçmiş hayat deneyimi sadece bizde kodlanmış Evrensel bilgilerin açılması olabilir. Fakat Yoga, ruhların yeniden doğuşu ve Karma yasasında net bir çizgiyi izliyor ve savunuyor. 
Yoga felsefesinde yeniden doğuş yasası ruhların özgür seçimiyle gerçekleşiyor. Her Ruh kendi öğreneceği derslere göre, içinde barındırdığı isteklere ve arzulara, meyillere göre hayat koşullarını seçer. Genel yasaya uymakla birlikte yeni hayatı Ruhun özellikleri, eksikleri ve artıları belirler. Mesela insanın zenginliğe bolluğa aşırı meyli varsa, Karma ona zengin bir yaşam sunacaktır, ta ki insan maddi değerlerden daha yüksek değerlerin olmasının farkına varıp öğreninceye kadar.
Yaşam daima devam ediyor. Onun maksadı-gelişim, açılım ve büyümedir. Biz şimdi sonsuzluktayız ve hep sonsuzluğun içinde olacağız. Bizim ruhlarımız bedenimizin dışında ve içinde var olabiliyorlar. Ruhumuz geliştikçe, yükseldikçe biz yaşamın daha yüksek boyutlarında daha hafif, yüksek titreşimli bedenlerde doğacağız, geçmişte de bizim bedenimiz şimdikiyle kıyasta daha kabaydı. Hayat bu ortalama 70 yıllık süreçten çok daha fazlasıdır, o aslında yükselen merdivende hayatla zinciridir. Biz şimdi kişiliğimiz sandığımız şey geçmiş hayatlarımızın genel izidir.

Ruh kendine daha yükseklere çıkmak için yol açıyor, ağır kaba formlardan daha hafif ve yüksek tezahürlere hareket ediyor. O hep gelişecektir, yükselecektir, açılacaktır. Evrenin Ruhun yaşamı için birçok âlemi vardır, bu Evrende gelişimini tamamlamış Ruh başka Evrenlere geçecektir. İnsan Ruhunun hayatı inanılmaz fırsatlarla ve olaylarla doludur. Bizden daha yüksek boyutlara ulaşmış Ruhlar bize yardım ediyorlar, bazılarımız bunun farkında olabiliyorlar. Bir zamanlar onlar da bizim gibi insanlardı, fakat gelişimlerinde o kadar yükseldiler ki, yükselmiş varlıklar oldular. Yoga öğretisi bizim bu yüksek boyutlara ileride, kaç yaşam sonra ulaşabileceğimizi söylüyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder