28 Nisan 2014 Pazartesi

+ BİZİ ENGELLEYEN İNANÇLARIMIZ

                                      Bizi engelleyen inançlarımız


Bizim inançlarımız ve yargı değerlerimiz hayatımızı şekillendiriyorlar. Hayatımız kabul ettiğimiz inanç sistemine odaklanmıştır. Aslında bakarsak tüm politik, dini, felsefi ve ruhsal sistemler inanç sistemleridirler. Onların ortak özelliği ispatlarının mümkün olmamamsıdır. Bir ruhsal sistemin ispatı gerçekleştiğinde veya mümkün olduğunda o artık bilgi sistemine dönüşür. Bilgi her zaman ispatı mümkün olan verilere dayanır, mesela fizikte, matematikte, kimyada olduğu gibi. Fakat yeni metotlar, yeni veriler ve onların ispatı bilgi sistemini değiştiriyor, bu nedenle bugünün bilimi elli yıl bundan önceki bilimden çok farklıdır.
   İnanç bilgiden daha güçlüdür,  inançlarının uğruna insan her türlü davranışa hazır olabiliyor. İnsan inançlarının ve değerlerinin uğruna savaşıyor, başka birisinin hayatına kıya biliyor. Evet, inancının uğruna insan öldürmeye hazırdır, bilgi için kimse öldürmeye kalkışmaz. Bildiğimiz haç savaşları, Katoliklerle Ortodoksların kanlı çatışmaları, Müslümanların savaşları bize açık şekilde bunu gösteriyor. Bilim yasalarının farklı anlayışına göre hiç kimse bir birini öldürmemiştir, öldürmüşse de burada muhakkak inanç karışmıştır.
  Tüm ruhsal öğretiler bize inançlarımızın bizim deneyimlerimizi oluşturduğunu söylüyorlar.
Ve bu bir gerçektir. Bizim inançlarımız biz tahmin ettiğimizden çok daha büyük güce sahipler.
Mikle Talbot “Hologram Evren “kitabında  insan inancının ve düşüncesinin fiziki planı etkilediğine dair örnekler vermiştir. Çift kişilik barındıran psikiyatri hastaların
üzerinde gerçekleştirilmiş araştırmalar ilginç sonuçlar vermiştir. Çift kişiliğe sahip olan deneyde   hasta kişiliği ön plana çıktığında hastalığın tüm fiziksel belirtileri ortaya çıkıyor, sağlıklı kişilik yaşandığı halde bu belirtiler kayboluyorlar ve sağlıklı insan gözlemleniyor.
Bu düşüncenin, inançlarımızın olağanüstü gücünü bize sergileyen bir vakadır.
   İstediğimiz yeni gerçekliği yarattığımızda her zaman eski gerçekliğin ve inancın direndiğini hissederiz. Biz bir şeye inandığımızda onun doğrultusunda deneyimler yaşarız ve inancımızı duygularla destekleriz. Bu sebeple farklı güce sahip olan inançlarımız vardır. Yüzeysel düşüncelerin ve inançların altında çok daha derin köklere sahip inanç yatabiliyor. Yüzeysel ve bilinçli inançlarımız genelde kolay değiştirile biliyorlar. Fakat temel inançlarımızı fark etmek ve değiştirmek daha zor oluyor, çünkü onlar daha derinden bizim bilincimizi etkiliyorlar, zamana dayalıdırlar ve davranışlarımızın çıkış noktasıdırlar. Mesela, biz yavaş hareket eden ve her yere geç kalan insanlar olduğunu biliyoruz. Böyle insan derin inanca sahiptir:” Ben hep geç kalıyorum”. Bu küçük ve bilinç boyutunda olan inançtır. Fakat bunun altında genelde daha derin ve güçlü inanç oluyor: “İnsanlar beni görmek istemiyorlar” . Ve daha da derinde :”Ben kötüyüm” inancı olabiliyor. Her yere geciken insanın misalinde görüyoruz ki  dakik ve seri olmaya çalıştığına rağmen onun derin inancı ona kötü deneyim yaşatıyor, sanki onu deneten sinyaller ışınlıyor. Böyle birisine onun iyi ve karizmatik birisi olduğu söyleseniz bile o buna kuşkuyla karşılar, negatif inançların filtresi bu fikri algılamaya engel olur.
 Derin negatif inançlar psikoterapide ve ya bilinci genişleten ruhsal çalışmalarda açığa çıkarılıyorlar. Kendi negatif inançlarımızı bulup onlardan kurtulmak insanın yolunu açar ve gereken yönde ilerlemeye yardımcı olur. Bu çalışma zaman ve gayret ister. Bilmemiz   gerekiyor ki yaşadığımız problemlerin ve engellerin  dış koşullarla ve başka insanlarla ilgisi yoktur. Bunlar bizim psikolojik blokajlarımızdır, bizi engelleyen kısıtlayıcı düşüncelerimizdir. Onlar bizim psişik ve enerji alanımıza titreşim halinde yansıma yaparlar. Etraf bu titreşimlere göre bizi algılar ve kabul eder.
Eğer kişi kendi acılı deneyimin yerine üretken ve mutlu hayat istiyorsa, onun kendi derin negatif düşüncelerini açığa çıkarması lazım. Bu nasıl yapılır? Çok basit. İnsanın özel hayatı onun tüm sorularına cevap verir. Hayatınızın negatif yönleri size kendiniz hakkında derin negatif inançlarınızın olduğunu gösterir.
Kendi sınırlayıcı duvarlarınızı ve negatif inançlarınızı bulup gün ışığına çıkarmak çok sürükleyici uğraştır. Siz bir sisteme, “Ben”in yapısına, onun deneyimlerine ve savunma mekanizmasına müdahile ediyorsunuz. İnançlarınızı yıkıp yeni deneyimleri seçiyorsunuz. İnanç ve düşünce kalıplarımızdan kurtulduğumuzda hayatımızda da gözle gözükür değişimler yer alır. Çoğu zaman hayatımıza şekil veren, yolumuzu belirleyen inançlarımızdan haberimiz olmaz.
Bu iki soruyla kendi derin temel inançlarınızı öğrene bilirsiniz.
  1. Negatif deneyimi ve negatif gerçekliği yaşamak için hangi inanca sahip olmak gerekiyor?
  2. Yapamadığınız bir şeyde başarılı olmak için gereken şey nedir?

Bu soruları hep pratikte kullanın, çünkü onlar size negatif inançlarınızı bulmaya ve radikal değişimler yapmaya yardımcı olacaklar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder