Bizi engelleyen inançlarımız
Bizim inançlarımız ve yargı değerlerimiz hayatımızı
şekillendiriyorlar. Hayatımız kabul ettiğimiz inanç sistemine odaklanmıştır.
Aslında bakarsak tüm politik, dini, felsefi ve ruhsal sistemler inanç
sistemleridirler. Onların ortak özelliği ispatlarının mümkün olmamamsıdır. Bir
ruhsal sistemin ispatı gerçekleştiğinde veya mümkün olduğunda o artık bilgi
sistemine dönüşür. Bilgi her zaman ispatı mümkün olan verilere dayanır, mesela
fizikte, matematikte, kimyada olduğu gibi. Fakat yeni metotlar, yeni veriler ve
onların ispatı bilgi sistemini değiştiriyor, bu nedenle bugünün bilimi elli yıl
bundan önceki bilimden çok farklıdır.
İnanç bilgiden
daha güçlüdür, inançlarının uğruna insan
her türlü davranışa hazır olabiliyor. İnsan inançlarının ve değerlerinin uğruna
savaşıyor, başka birisinin hayatına kıya biliyor. Evet, inancının uğruna insan
öldürmeye hazırdır, bilgi için kimse öldürmeye kalkışmaz. Bildiğimiz haç
savaşları, Katoliklerle Ortodoksların kanlı çatışmaları, Müslümanların
savaşları bize açık şekilde bunu gösteriyor. Bilim yasalarının farklı
anlayışına göre hiç kimse bir birini öldürmemiştir, öldürmüşse de burada
muhakkak inanç karışmıştır.
Tüm ruhsal öğretiler
bize inançlarımızın bizim deneyimlerimizi oluşturduğunu söylüyorlar.
Ve bu bir gerçektir. Bizim inançlarımız biz tahmin
ettiğimizden çok daha büyük güce sahipler.
Mikle Talbot “Hologram Evren “kitabında insan inancının ve düşüncesinin fiziki planı
etkilediğine dair örnekler vermiştir. Çift kişilik barındıran psikiyatri
hastaların
üzerinde gerçekleştirilmiş araştırmalar ilginç sonuçlar
vermiştir. Çift kişiliğe sahip olan deneyde
hasta kişiliği ön plana
çıktığında hastalığın tüm fiziksel belirtileri ortaya çıkıyor, sağlıklı kişilik
yaşandığı halde bu belirtiler kayboluyorlar ve sağlıklı insan gözlemleniyor.
Bu düşüncenin, inançlarımızın olağanüstü gücünü bize
sergileyen bir vakadır.
İstediğimiz yeni gerçekliği yarattığımızda her
zaman eski gerçekliğin ve inancın direndiğini hissederiz. Biz bir şeye
inandığımızda onun doğrultusunda deneyimler yaşarız ve inancımızı duygularla
destekleriz. Bu sebeple farklı güce sahip olan inançlarımız vardır. Yüzeysel
düşüncelerin ve inançların altında çok daha derin köklere sahip inanç
yatabiliyor. Yüzeysel ve bilinçli inançlarımız genelde kolay değiştirile
biliyorlar. Fakat temel inançlarımızı fark etmek ve değiştirmek daha zor
oluyor, çünkü onlar daha derinden bizim bilincimizi etkiliyorlar, zamana
dayalıdırlar ve davranışlarımızın çıkış noktasıdırlar. Mesela, biz yavaş
hareket eden ve her yere geç kalan insanlar olduğunu biliyoruz. Böyle insan
derin inanca sahiptir:” Ben hep geç kalıyorum”. Bu küçük ve bilinç boyutunda
olan inançtır. Fakat bunun altında genelde daha derin ve güçlü inanç oluyor:
“İnsanlar beni görmek istemiyorlar” . Ve daha da derinde :”Ben kötüyüm” inancı
olabiliyor. Her yere geciken insanın misalinde görüyoruz ki dakik ve seri olmaya çalıştığına rağmen onun
derin inancı ona kötü deneyim yaşatıyor, sanki onu deneten sinyaller ışınlıyor.
Böyle birisine onun iyi ve karizmatik birisi olduğu söyleseniz bile o buna
kuşkuyla karşılar, negatif inançların filtresi bu fikri algılamaya engel olur.
Derin negatif
inançlar psikoterapide ve ya bilinci genişleten ruhsal çalışmalarda açığa çıkarılıyorlar.
Kendi negatif inançlarımızı bulup onlardan kurtulmak insanın yolunu açar ve
gereken yönde ilerlemeye yardımcı olur. Bu çalışma zaman ve gayret ister.
Bilmemiz gerekiyor ki yaşadığımız
problemlerin ve engellerin dış
koşullarla ve başka insanlarla ilgisi yoktur. Bunlar bizim psikolojik
blokajlarımızdır, bizi engelleyen kısıtlayıcı düşüncelerimizdir. Onlar bizim
psişik ve enerji alanımıza titreşim halinde yansıma yaparlar. Etraf bu titreşimlere
göre bizi algılar ve kabul eder.
Eğer kişi kendi acılı deneyimin yerine üretken ve mutlu
hayat istiyorsa, onun kendi derin negatif düşüncelerini açığa çıkarması lazım.
Bu nasıl yapılır? Çok basit. İnsanın özel hayatı onun tüm sorularına cevap
verir. Hayatınızın negatif yönleri size kendiniz hakkında derin negatif
inançlarınızın olduğunu gösterir.
Kendi sınırlayıcı duvarlarınızı ve negatif inançlarınızı
bulup gün ışığına çıkarmak çok sürükleyici uğraştır. Siz bir sisteme, “Ben”in
yapısına, onun deneyimlerine ve savunma mekanizmasına müdahile ediyorsunuz.
İnançlarınızı yıkıp yeni deneyimleri seçiyorsunuz. İnanç ve düşünce
kalıplarımızdan kurtulduğumuzda hayatımızda da gözle gözükür değişimler yer
alır. Çoğu zaman hayatımıza şekil veren, yolumuzu belirleyen inançlarımızdan
haberimiz olmaz.
Bu iki soruyla kendi derin temel inançlarınızı öğrene
bilirsiniz.
- Negatif deneyimi ve negatif gerçekliği yaşamak için hangi inanca sahip olmak gerekiyor?
- Yapamadığınız bir şeyde başarılı olmak için gereken şey nedir?
Bu soruları hep pratikte
kullanın, çünkü onlar size negatif inançlarınızı bulmaya ve radikal değişimler
yapmaya yardımcı olacaklar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder