1 Mayıs 2014 Perşembe

+ KRONİK PROBLEMLERİN ÇÖZÜLMESİ

                                                



             KRONİK PROBLEMLERİN 
                     ÇÖZÜLMESİ







                                                                                             
 


Kendini ve hayatını değiştirme çalışmalarına girmiş kişi bunu kısa bir süre içinde gerçekleştire bilir. Bu konuda bloğumda birçok makale sizlere sunmuştum. Negatif kalıplarımızı bulup onlardan kurtulmamız ve yerine pozitif düşünceleri yerleştirmemiz lazım. Bu işlemin birçok farklı metodu ve yöntemleri hakkında konuşmuştuk. Fakat bazı problemleri çözmekte zorluk çekeriz, onlardan kurtulduğumuzu sandığımızda bir süre sonra yeniden yaşarız. Bu o demektir ki karşımızda devamlı varlığını sürdüren, kronik bir problem vardır. Biz onunla çalışıyoruz, çözüyoruz, o yeniden yüze çıkıyor. Ve bu durum hep devam ediyor, sanki bilemediğimiz bir kaynaktan negatif enerji problemi destekliyor.
Uzun vadeli kronik problemin özelliği onun bilinçaltından, bilinmez kaynaktan gelmesidir. Kişi onun nereden kaynaklandığını bilemez ve problemin başkası tarafından ona yüklendiğini düşünür. Fakat durum böyle değildir. Biz kendi dünyamızı kendimiz yaratırız ve hoşnut olmadığımız problemlerin yaratıcısı yine de biziz. Kişi yarattığı problemin sorumlusu olduğu düşüncesini ret eder, oysa tüm problemlerin çözülmesinde olduğu gibi kronik problemin yok olmasında da yapacağı ilk adım onu kabul etmektir. Kronik problemin çözülmesi için bilmemiz gerekir ki, hayatımızın bir döneminde biz onu kendimiz oluşturduk. Belki de o anda bu problem pozitif amaçlara hizmet ediyordu. Kişi bu olasılığı genelde ret eder, fakat problem de varlığını devam etmeyi sürdürür.
Problemi çözme çalışmalarında yapacağımız ilk şey onu oluşturduğumuzu ve desteklediğimizi kabul etmektir.
Uzun vadeli kronik problemler birkaç tabakadan oluşuyorlar. Bu o demektir ki, problemi parçalarla veya katlarla çözmemiz gerekiyor.
Biz problemin her parçasını ayrıca çalıştığımızda onun özüne ulaştığımızda görürüz ki, orada hiçbir şey kalmamıştır, orada Boşluk vardır. Biz parçaları yok ettiğimizde problem de yok oluyor.
Kronik problemi çözme çalışmasını tek başına yapmada zorluk çekebilirsiniz. Bunun için ruhsal çalışma deneyimlerinizin olması gerekiyor. Daha iyisi bu çalışmayı arkadaşınızla yapmanızdır. Önce o size rehberlik eder, sonra da siz ona. Kronik problemle çalışma metodunu öğrenmeniz için onu size detaylı şekilde yazıyorum.

  1. PROBLEME GİRİŞ
  Başlangıçta problemi net şekilde belirlemeniz lazım. Partnerinize bu soruyu sorun:
Problemin nedir? Onu kısaca bana anlat.
Burada kişi uzun bir hikâye, çocukluğundan bir olayı size anlatmak ister, ona bu fırsatı vermeseniz daha iyi olur, sizin amacınız problemi özetlemektir. Peki, senin problemin nedir? –diye ona yine soru sorun.
  1. PROBLEMDEN KURTULMA İSTEĞİ
   Problemden kurtulmak için gerçekten böyle bir isteğin, samimi ve içten olan isteğin olması şarttır. Bu istek olmayınca çalışmalara da hiç gerek yoktur, burada tüm metotlar etkisiz olur. İnsanla işbirliği yapmadan biz ona hiçbir şeyi veremeyiz. Bunun için parterinize sormalısınız: “Sen gerçekten bu problemden kurtulmak istiyor musun? “ Kendiniz tek çalıştığınızda ise bu soruyu kendinize soracaksınız. Ben gerçekten bu problemin çözülmesini istiyor muyum?  Cevap net ve inandırıcı olacaktır. Cevabı yüksek sesle kendinize söyleyebilirsiniz.
  1. PROBLEME DİRENİŞ.
 Probleme direnmenin iki yönü vardır:
a)      problemde olmaktan kaçmak
b)      kendisini problemin oluşmasında sorumlu tutmamak
Kendinize veya çalıştığınız parterinize bu soruyu sorun: Bu problemin içinde olduğunda, onu yaşamak istediğinde engel veya direniş hissediyor mu? Hissetmesi gerekir, çünkü direniş olmasaydı problem de olmazdı. Bu direnişi yüze çıkarıp açmak lazım.
İnsan kendi dünyasının ve deneyimlerinin yaratıcısıdır ve hatta onu rahatsız eden sorunların da. Fakat çoğu zaman kişi bu gerçeği kabul etmez. Ona sorun: Bu problemi kim oluşturdu? Eğer problemi oluşturduğu düşüncesinde engel hissederse, bu engel açığa çıkar. Eğer kişi  problemin bir kısmını kendi oluşturduğunu, ama daha fazlasını başkaları tarafından yüklendiğini düşünüyorsa, bu direnişi açığa çıkarması gerekiyor. Parteriniz kendisini problemin tek yaratıcısı olduğunun deneyimini yaşamalıdır. Sorumluluğu üzerine alması lazım.
  1. FİZİKSEL TEPKİLER. Şimdi kişinin problemin içine girmesi ve onu hissetmesi gerekir. Problemle bir olunca onun parçalarını açabilir. Parterinize söyleyin: “Gözlerini kapat. Problemin içine gir. Onu tamamen hisset.” Parteriniz problemin içinde olduğunda ona bedeninde neler hissettiğini sorun. Mesela, elleri titreye bilir, midesinde garip duygu oluşur. Size algıladıklarını birer birer söylesin. Burada bedensel tepkilerle ayrıca çalışmak lazımdır. Nasıl çalışılır? O tepkiye odaklanıp, abartıp dikkatinizle erite bilirsiniz. Duygu açığa çıkıp yok olacaktır.
  2. PROBLEMLE İLGİLİ DUYGULAR
Bunları da aynen bedensel tepkilerle çalıştığınız şekilde çalışmanız lazım. Parteriniz problemle özdeşsin, sonra problemin içinde olduğunda hangi duyguları hissettiğini size söylesin. O söylediği duyguları tekrarlayarak onları açın.
  1. PROBLEMİN PSİKOLOJİK YÖNLERİ. Şimdi problemle ilgili düşüncelerinizi, inançlarınızı, kayıtlarınızı, yalanlarınızı, hayallerinizi açığa çıkarmak gerekiyor. Bunun için parteriniz problemin içine girmeli. Ona bunu sora bilirsiniz: Şimdi problemin içinden bakarken karar verebilir misin? Şimdi neye inanıyorsun? Cevap için fazla beklemeyin, 10 saniye bekleyip başka soruya geçin. Burada negatif düşünceleri ve kayıtları yüze çıkara bilirsiniz.
  2. KİŞİLİK.  Problemin temelinde her zaman kişilik vardır. Bir kişilik, yani kişiliğinizin
bir yönü problemi yaratmıştır. Problemin özünde bizim bir zamanlar aldığımız karar var, bu kararı kişilik vermiştir. O kişiliği yüze çıkarıp belirleye bildiğimizde problem de kaybolabiliyor. Partneriniz o kişiliği ve kendi amacını gördüğünde problem dağılabiliyor. Siz problemin psikolojik yönlerini çalıştığınızda zaten problem enerjisinin çoğunu kaybetti. Bu bakımdan parteriniz hissetmekte zorlana bilir ve problemin yok olduğunu söyler. Onu dikkate almayın. Ona yeniden probleme girmeyi ve hissetmeyi söyleyin, hatta bunun için problemi yaşadığı ana gidebilir. Bu arada parterinize odaklanmanız lazım, çünkü çalışmanın en önemli aşamasına geldiniz.
Kişi tamamen problemin içinde kendini hissetmeli. Ona sorun: “ Problemi iyice hisset ve problemin içinden bana söyle, şimdi hangi kişiliğe sahipsin? Bu kişiliğe sahip olurken amacın nedir? Şuan amacın ne?
Eğer tüm aşamaları doğru çalıştınızsa, bu noktada anlayış ve duygusal boşalma gelebilir. Şimdi partnerinizden gözlerini kapamasını rica edin ve sorun: “Problemin hala duruyor mu?”  Tek bir cevap alacaksınız: “Hayır, problem artık yoktur.”
            Bu çalışmada yapmak istediğimiz şey kişini problemle özdeştirip problemi yaratmış
            kişiliği ve tarafından verilmiş kararı açığa çıkarmaktır. Bu kişilik yüze çıktığında
            problem çözülüyor.                                                                


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder