9 Haziran 2014 Pazartesi

+Yoga felsefesi: Mutlağın amacı.

                 Yoga felsefesi: Mutlağın amacı


Yoga felsefesinin bakış açısına göre Mutlak enerji ve madde şeklinde tezahür ediyor. Gerçekten Evren maddeden ve enerjiden oluşuyor. Günümüzde enerjinin maddeye dönüşmesi ve maddede hareket etmesi bilimsel olarak ispatlanmış gerçektir. Fakat dikkat etseniz maddenin ve enerjinin hareketinde bilincin var olduğunu sezebilirsiniz. Böyle olduğunda enerjinin ve maddenin de Bilinçten doğduğunu söyleyebiliriz. Mutlağın ilk ve maddeyle enerjinin de temelini oluşturan tezahürü –Bilinçtir. Yoga diyor ki, her şey Bilinçtir. Tabi burada sınırlı varlıkların sınırlı bilincinden söz etmiyoruz. Mutlağın tezahür ettiği Bilinç sonsuz Evrensel Bilinçtir. Bilinç - Yaratıcının doğasıdır, özüdür. Peki Ruh nedir? Yoga aslında Mutlağın doğasının, özünün Ruh olduğunu söylüyor, fakat insan algısına “bilinç” sözü daha yakın olduğu için Sonsuz Bilinç adını kullanıyor. Tanrının Sonsuz Bilinci Ruhtur.   Upanişadalar ve Yoga felsefi eserlerinin yazılmasından binyıllarca sonra indirilmiş Kuranda da hala Ruha dair bir açıklama yoktur. Kuran Ruh hakkında bilginin Allah katında olduğunu ve insanın bunu anlaması imkânsız olduğunu söylüyor. Fakat Allahın insanoğluna verdiği düşünce özelliği ve bilinci onu bilginin kapalı kapılarını zorlamaya dürtüyor, insan bu bilgileri kendi algılarına uygun bir şekilde tanımlamaya çalışıyor. Bundan dolayı Yogada Mutlağın sonsuz Bilincinden söz ediliyor.
Mutlağın tezahür etmek için kullandığı ilahi özel “madde” Bilinçtir. Her şey O’nun Sonsuz Bilincinden doğmuştur ve her şey onun Bilincinde vardır. Evren, yaşam formları, Mutlağın dışında her şey Mutlağın Sonsuz Bilincinde var oluyor. Bu düşünce Yoga felsefesinin temel taşıdır diye biliriz. Ve bu fikri yadırgayamayız, çünkü Sufi geleneğinde de benzer düşünceye rastlarız: Her şey O’nun zihnindedir.
Biz hepimiz onun zihnindeyiz düşüncesi bizi hayal kırıklığına uğrata bilir. Biz O’nun düşünce formuyuz, onun zihninde varız, demek ki gerçekte biz yoğuz, bir tek O, vardır. Hayat da bir rüyadır, O’nun rüyası. Yoga bu tür düşüncelerin yanlış olduğunu söylüyor. Evet biz onun zihninde düşünce formlarıyız, ama biz gerçeğiz ve varız, Mutlağın dışında her şey onun bilincinde oluşmuş düşünce formlarıdır, yani düşüncenin tezahür etmiş gerçekliğidir. İnsan bilincinde yarattığı düşünceleri kendi çapında gerçekleştirebiliyor, bunu Sonsuz Bilincin Kaynağı yapamaz mı?
Burada önemli olan husus Mutlağın kendi düşüncelerinde var olmasıdır. Biz Onun bilincinde olduğumuz süreçte O, bizi biliyor, anımsıyor ve O, hep bizim içimizde vardır. Bizim içimizdeki Ruh O’nun Ruhudur, bizim gerçekliğimiz O'nun gerçekliğidir, biz varız çünkü O, vardır. Bunu bilmek ve hissetmek gerçekten insana inanılmaz mutluluk ve güç veriyor.
 Bu temel anlayıştan sonra ikinci bir soruyla karşılaşıyoruz. Her şeye kadir olan Mutlak neden kendinden ve kendinde Evreni tezahür etmek istemiştir. Mutlağın amacı neydi?  Sonsuz Gücün ve Gerçekliğin bir şeye ihtiyacı olabilir mi? Onun arzusu olabilir mi? O zaten her şeyin kaynağı ve sebebidir.
Bu soruya cevap bulmaya çalışan filozoflar ve düşünürler boşuna kafalarını yormuşlar. Yüksek Yoga felsefesi bu sorunun cevabı olmadığını,  cevabın sırrı Mutlağın kendisinde saklı olduğunu söylüyor. Yogaya göre insan kendi zihnini kullanmalı, ama gerçekliğin öyle boyutları var ki,  insan Yaratıcısına duyduğu sevgiyle, teslimiyetle ve imanla duraksamalıdır. Ruhsallığı bilinçle öğrenebiliriz, diyor Yoga. Ama Evrensel Bilincin tezahürlerini öğrenmeye kalktığımızda, birçok şeyi anladığımızda bile kapalı Ruh kapısının önünde huşu içinde durmalıyız.
Yoga öğretisi Mutlağın neden tezahür etme ihtiyacı duyması sorusuna dair teoriler sunmasa da bu sorunun var olduğunu ret etmiyor. Yoga bakış açısına göre Mutlağın tezahürü bir İlahi planın gerçekleşmesine bağlı ve bu planın gelişmesi belli çizgilerde ve yasalarla uygulanıyor.
Yogalar Mutlak İradenin sevgisine ve kemaline inanıyorlar, sabır ve teslimiyet içinde O’nun Adaletine ve Tanrının muradına güveniyorlar. Dünyanın çelişkili gözüken halleri Yogalarda hiçbir kuşku ve endişe uyandırmıyor, onlar her şeyin uzak bir amaca hizmet ettiğinden eminler her şeyin iyi olduğunu düşünürler.
Yoga İlahi planın Mutlağa bir faydası veya çıkarı getireceğini düşünmüyor. Böyle bir düşünce saçmalık olurdu, çünkü Mutlak kusursuzdur, O’nun kusursuzluğu ne azalabilir, ne de çoğalabiliyor. Bu İlahi planın temelinde varlıkların ruhsal gelişimi olabilir. Bu varlıklar sınırlı olduklarından onların gelişimi planın bir parçası olabilir. Büyük Ruhların ruhsal gelişimi Mutlağın ideasıdır, fakat Mutlağın yine bu ruhlara ihtiyacı yoktur. Bu gelişim ruhların mutluluğu ve hayrı içindir.

Bu makalede ben sadece Yoga felsefesinin Sonsuz Bilinç ve Mutlağın amacı hakkında ileri sürdüğü düşüncelerin kısa özetini vermeye çalıştım. Siz bu düşünceleri kabul edebilirsiniz veya ret edersiniz. Ben ise Mutlağın amacının onda saklı olduğunu kabul etmekle birlikte İlahi planın bizimle doğrudan ilgili olduğunu düşünüyorum. Hatırlarsınız, Kuran diyor ki,  Allah insanı yarattığında meleklere ona secde etmesini emir etmiştir. Şeytan bile hayrete düşüp Allaha, ondan başka birisine secde etmeyeceğini söylemiştir ve Allahın gazabına uğramıştır. Neden? Belki insan bu İlahi planın en önemli parçasıdır, belki Mutlağın maksadı biziz, daha doğrusu ölümsüz Ruhumuzdur? Belki enerji ve maddeden oluşan bu sonsuz Evren Ruhumuzun gelişimi için yaratılmıştır? …Çünkü Bilincin gelişimi, deneyimi burada, bu bildiğimiz fiziksel dünyada, yaşamda mümkündür, her şey burada gerçekleşme fırsatı buluyor... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder