Yoga
felsefesi: Mutlağın amacı
Yoga felsefesinin bakış açısına göre Mutlak enerji ve madde
şeklinde tezahür ediyor. Gerçekten Evren maddeden ve enerjiden oluşuyor.
Günümüzde enerjinin maddeye dönüşmesi ve maddede hareket etmesi bilimsel olarak
ispatlanmış gerçektir. Fakat dikkat etseniz maddenin ve enerjinin hareketinde
bilincin var olduğunu sezebilirsiniz. Böyle olduğunda enerjinin ve maddenin de
Bilinçten doğduğunu söyleyebiliriz. Mutlağın ilk ve maddeyle enerjinin de
temelini oluşturan tezahürü –Bilinçtir. Yoga diyor ki, her şey Bilinçtir. Tabi
burada sınırlı varlıkların sınırlı bilincinden söz etmiyoruz. Mutlağın tezahür
ettiği Bilinç sonsuz Evrensel Bilinçtir. Bilinç - Yaratıcının doğasıdır,
özüdür. Peki Ruh nedir? Yoga aslında Mutlağın doğasının, özünün Ruh olduğunu
söylüyor, fakat insan algısına “bilinç” sözü daha yakın olduğu için Sonsuz
Bilinç adını kullanıyor. Tanrının Sonsuz Bilinci Ruhtur. Upanişadalar ve Yoga felsefi eserlerinin
yazılmasından binyıllarca sonra indirilmiş Kuranda da hala Ruha dair bir
açıklama yoktur. Kuran Ruh hakkında bilginin Allah katında olduğunu ve insanın
bunu anlaması imkânsız olduğunu söylüyor. Fakat Allahın insanoğluna verdiği
düşünce özelliği ve bilinci onu bilginin kapalı kapılarını zorlamaya dürtüyor,
insan bu bilgileri kendi algılarına uygun bir şekilde tanımlamaya çalışıyor.
Bundan dolayı Yogada Mutlağın sonsuz Bilincinden söz ediliyor.
Mutlağın tezahür etmek için kullandığı ilahi özel “madde” Bilinçtir.
Her şey O’nun Sonsuz Bilincinden doğmuştur ve her şey onun Bilincinde vardır.
Evren, yaşam formları, Mutlağın dışında her şey Mutlağın Sonsuz Bilincinde var
oluyor. Bu düşünce Yoga felsefesinin temel taşıdır diye biliriz. Ve bu fikri
yadırgayamayız, çünkü Sufi geleneğinde de benzer düşünceye rastlarız: Her şey
O’nun zihnindedir.
Biz hepimiz onun zihnindeyiz düşüncesi bizi hayal
kırıklığına uğrata bilir. Biz O’nun düşünce formuyuz, onun zihninde varız,
demek ki gerçekte biz yoğuz, bir tek O, vardır. Hayat da bir rüyadır, O’nun
rüyası. Yoga bu tür düşüncelerin yanlış olduğunu söylüyor. Evet biz onun
zihninde düşünce formlarıyız, ama biz gerçeğiz ve varız, Mutlağın dışında her
şey onun bilincinde oluşmuş düşünce formlarıdır, yani düşüncenin tezahür etmiş
gerçekliğidir. İnsan bilincinde yarattığı düşünceleri kendi çapında
gerçekleştirebiliyor, bunu Sonsuz Bilincin Kaynağı yapamaz mı?
Burada önemli olan husus Mutlağın kendi düşüncelerinde var
olmasıdır. Biz Onun bilincinde olduğumuz süreçte O, bizi biliyor, anımsıyor ve O, hep bizim içimizde vardır. Bizim içimizdeki Ruh O’nun Ruhudur, bizim
gerçekliğimiz O'nun gerçekliğidir, biz varız çünkü O, vardır. Bunu bilmek ve
hissetmek gerçekten insana inanılmaz mutluluk ve güç veriyor.
Bu temel anlayıştan
sonra ikinci bir soruyla karşılaşıyoruz. Her şeye kadir olan Mutlak neden
kendinden ve kendinde Evreni tezahür etmek istemiştir. Mutlağın amacı
neydi? Sonsuz Gücün ve Gerçekliğin bir
şeye ihtiyacı olabilir mi? Onun arzusu olabilir mi? O zaten her şeyin kaynağı
ve sebebidir.
Bu soruya cevap bulmaya çalışan filozoflar ve düşünürler boşuna
kafalarını yormuşlar. Yüksek Yoga felsefesi bu sorunun cevabı olmadığını, cevabın sırrı Mutlağın kendisinde saklı
olduğunu söylüyor. Yogaya göre insan kendi zihnini kullanmalı, ama gerçekliğin
öyle boyutları var ki, insan Yaratıcısına
duyduğu sevgiyle, teslimiyetle ve imanla duraksamalıdır. Ruhsallığı bilinçle
öğrenebiliriz, diyor Yoga. Ama Evrensel Bilincin tezahürlerini öğrenmeye
kalktığımızda, birçok şeyi anladığımızda bile kapalı Ruh kapısının önünde huşu
içinde durmalıyız.
Yoga öğretisi Mutlağın neden tezahür etme ihtiyacı duyması
sorusuna dair teoriler sunmasa da bu sorunun var olduğunu ret etmiyor. Yoga
bakış açısına göre Mutlağın tezahürü bir İlahi planın gerçekleşmesine bağlı ve
bu planın gelişmesi belli çizgilerde ve yasalarla uygulanıyor.
Yogalar Mutlak İradenin sevgisine ve kemaline inanıyorlar,
sabır ve teslimiyet içinde O’nun Adaletine ve Tanrının muradına güveniyorlar. Dünyanın
çelişkili gözüken halleri Yogalarda hiçbir kuşku ve endişe uyandırmıyor, onlar
her şeyin uzak bir amaca hizmet ettiğinden eminler her şeyin iyi olduğunu
düşünürler.
Yoga İlahi planın Mutlağa bir faydası veya çıkarı
getireceğini düşünmüyor. Böyle bir düşünce saçmalık olurdu, çünkü Mutlak
kusursuzdur, O’nun kusursuzluğu ne azalabilir, ne de çoğalabiliyor. Bu İlahi
planın temelinde varlıkların ruhsal gelişimi olabilir. Bu varlıklar sınırlı
olduklarından onların gelişimi planın bir parçası olabilir. Büyük Ruhların
ruhsal gelişimi Mutlağın ideasıdır, fakat Mutlağın yine bu ruhlara ihtiyacı
yoktur. Bu gelişim ruhların mutluluğu ve hayrı içindir.
Bu makalede ben sadece Yoga felsefesinin Sonsuz Bilinç ve
Mutlağın amacı hakkında ileri sürdüğü düşüncelerin kısa özetini vermeye çalıştım.
Siz bu düşünceleri kabul edebilirsiniz veya ret edersiniz. Ben ise Mutlağın
amacının onda saklı olduğunu kabul etmekle birlikte İlahi planın bizimle
doğrudan ilgili olduğunu düşünüyorum. Hatırlarsınız, Kuran diyor ki, Allah insanı yarattığında meleklere ona secde
etmesini emir etmiştir. Şeytan bile hayrete düşüp Allaha, ondan başka birisine
secde etmeyeceğini söylemiştir ve Allahın gazabına uğramıştır. Neden? Belki
insan bu İlahi planın en önemli parçasıdır, belki Mutlağın maksadı biziz, daha
doğrusu ölümsüz Ruhumuzdur? Belki enerji ve maddeden oluşan bu sonsuz Evren
Ruhumuzun gelişimi için yaratılmıştır? …Çünkü Bilincin gelişimi, deneyimi
burada, bu bildiğimiz fiziksel dünyada, yaşamda mümkündür, her şey burada
gerçekleşme fırsatı buluyor...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder