Hayatta kalma dinamiği
Fiziksel Evrende farklı yaşam formlarında tezahür eden
yaşam enerjisi hep varolma savaşını veriyor. Hayatta kalma dürtüsü tüm canlıların
ortak özelliğidir. Madde, enerji, mekan
ve zamandan oluşan insan organizmasını da canlı kılan olağanüstü güç yaşam enerjisidir. Yaşam
enerjisinin yok olmadığını ve organizmayı terk ettikten sonra da başka formda
var olduğunu, hatta kişiliğimizin bile yok olmadığını biliyoruz. Ama şimdi
konumuz bu deyildir. Konumuz canlı organizmanın fiziksel Evrende var olma için
verdiği mücadeledir. Bu mücadelede o hep
madde ve enerji peşindedir: beslenmek, giyinmek ve yaşamak için gerekli mekan.
Fakat bunların dışında insanın başka iki faktöre daha ihtiyacı vardır: Mutlu
olmak ve acıdan uzak durmak.Yaşam aktif şekilde acıdan uzak durmaya çalışıyor,çünkü
acı ölümün sinyalini veriyor.

Hayatta kalma mücadelesini gerçekleştiren ve kontrol eden
aklımızdır. Akıl organizmayı var etmek için çeşitli yollar dener, seçimler
yapar, eylemler gerçekleştirir. Akıl yaşam iradesine hizmet eder. Akıl iyi
çalıştığında doğru kararlar veriyor , doğru olanı yapıyor ve insanın, onun ailesinin, gelecek
nesillerin hayatta kalmasını sağlıyor.
İnsanın yaşamı sürdürmesi için başka insanlara, başka varlıklara ihtiyacı vardır.
İyi çalışan akıl tek bireye deyil, onun ailesine, ait olan insanlık topluluğuna
hizmet eder. Organizma tek başına hayatta kalamaz. O başka organizmalarla
bağlantıdadır ve bundan dolayı hayatta kalma bir bireyin kendisinin dışında
ailesinin, halkının, ülkesinin ve tüm insanlığın hayatta kalması demektir. Akıl
iyi çalışmadığında insan tekçe kendini var etmeye çalışır ve hayatta başarısız
olur, çünkü bencillikle kendi çıkarları
için, bir tek kendini var etmek ve mutlu etmek
için yaşayan insan hayatta kalma ilkesine uymuyor; kendine ve çevresine
zarar veriyor.
Akıl insanı, onun ailesini, çocuklarını, gelecek
nesilleri var etmek için yollar denemektedir. Bazen akıl bu yönlerin hepsinde
aynı seviyede çalışmaya bilir. Kendini var etmekte iyi çalışan zihin ailesi için o kadar
iyi olmaya bilir. Bazı zaman ise akıl toplum için, başkaları için iyi çalışıyor
fakat kendi ailesi için yetersiz oluyor.
Aklın iyi çalışması onun fiziksel Evreni iyi kullanıp
denetlemesinden geçer: zamanı, mekanı, enerjiyi ve maddeyi kullanmasından. İyi çalışan
akıl acıdan uzak durup kendisini, ailesini, toplumu zevk ve mutlulukla temin
etmelidir. Hayatta kalma sorunlarını halletmeyince akıl organizmayı, aileyi,
çevresini mutluluk ve zevkden mahrum kılar ve başarısız olur. Hayat ilişkiler,
işbirliği demektir. Her organizma yaşam mücadelesinde başka organizmaları
etkiler. Akıl kararlarında başkalarının da yaşam mücadelesini her zaman göze
almalıdır. Kendi başına hayatta kalmak mümkün olmadığından böyle düşünen ve
davranan insanlar hep hüsrana uğrarlar.
İnsan var ol emrine uyup aklıyla ona verilen
enerjileri,maddeyi, mekanı ve zamanı doğru kullanırsa zengin, başarılı ve mutlu
olur. Fakat biz biliyoruz ki çoğu zaman böyle olmuyor. Biz genelde küçük ve büyük
acılarımıza yenik düşüyoruz. Bilincimiz köreliyor, aklımız yavaşlıyor ve
hayatımızın çoğu kısmını hayatta kalmaktan uzaklaşıyoruz, bir nevi ölümün
eşiğinde yaşıyoruz.
Ne yapa biliriz? Mutlu olmayı denemeliyiz, her şeye
rağmen içimizdeki sevinci ve ışığı kaybetmemeliyiz. Meditasyonlar, dualar,
olumlu düşünceler, pozitif yaklaşımlar , blokajların silinmesi, bilinçaltının
arınması ve bilincin genişlemesi-hepsi bizim hayatta kalmamıza hizmet eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder