DURUGÖRÜ ÖZELLİĞİMİZ
Siz mağazada
alışveriş yaptığınızda satın almak istediğinizin sizde nasıl oturacağını veya
bu yiyecek ise ürünün nasıl tat vereceğini düşünüp hayal ettiğinizde durugörü
özelliğinizi harekete geçiriyorsunuz. Bir problemi çözmek için kişilere
danışmak gerekli olduğunu düşündüğünüzde tanıdıklarınızı gözden geçirdiğinizde
siz yine üçüncü gözü çalıştırıyorsunuz. Siz günlük yaşantınızda farkında
olmadan hep durugörüyle meşgulsünüz aslında. Sadece çoğumuz durugörünün gözle
görmek olduğunu sanıyor ve üçüncü gözün bir kazanın ( şimşek çaktı, ölümden döndü) sonucunda açıldığını
düşünüyoruz. Durugörü görmek demektir, fakat fiziksel gözle değil. İçsel gözle
görmek demektir. Yani siz zihninizle
görürsünüz. Günlük yaşantınızda bazı
insanlardan hoşlanmazsınız. Ortada bir yanlış yoktur, ama size bu kişi itici
gelebiliyor, sevmezsiniz, ondan negatif enerji alırsınız. Böyle durumlarda
sizin durugörü özelliğiniz harekete geçmiştir ve kendinize güvenmeniz lazımdır.
Durugörü geliştikçe siz karşınızdaki insanın enerjisini anında hissedersiniz,
onun aurasını görebilirsiniz, kalbini okursunuz. Peki durugörü mekanizmasının çalışması neyle bağlıdır?
Genelde hayal etmekle. Hayallerin boş şey olduğunu düşünen
insanlar, genellikle erkeler,
durugörüden de yoksun olurlar. Bazı kişiler en ufak bir şeyi bile,
mesela elmayı, hayal edemezler, tıkanırlar.
Çünkü hayal etmenin utanç verici ve değersiz bir şey olduğunun kanısındadırlar.
Şimdi bir
arkadaşınızın yanınızda olduğunu hayal edin. O canlı karşınızda oturup sizinle
konuşmaya hazırdır, sorularınıza cevap vermeye hazırdır. Yaptığınız şey
durugörü demektir. Bu yeteneğe sahip kişileri biz mistik özelliklerle donatıp
abartıyoruz, onları başka dünyadan olduklarını sanıyoruz. Gerçekte bu kişilerde insanın doğasında bulunan özellik daha güçlü
şekilde belirlenmiş ve ön plana çıkmıştır. Onun yapısı, genetiği buna daha çok
müsaittir.
Bu
özellikleri siz de geliştire bilirsiniz, sadece bunun için daha fazla
çalışmanız gerekecektir. Bu işin de teknikleri vardır ve literatürde bize
sunulmaktadır. Bunlardan birisi- bir noktaya bir süre odaklanmaktır. Gözünüzü kırpmadan bir noktaya baktığınızda renkler ve şekiller görebilirsiniz. Ama bu görüntüler önemli değiller.
Burada
amaç içsel monoloğu durdurup zihni
susturmaktır. Zihni susturmakla biz hafif transa giriyoruz.
Hepimizin
beyninde içsel ekran bulunuyor. İmajine ettiğiniz şeyler o ekranda görünüyor.
Transa girip gözlerimizi kapattığımızda o ekran harekete geçer ve bize görüntü
verir. İçsel ekranı çalıştırmak için, onun farkına varmanız için size birkaç
egzersiz sunuyorum.
1.Bir eşyaya
odaklanma. Basit bir eşyaya odaklanın, onun ayrıntılarını değil, bütününü
algılamaya çalışın. Sonra gözlerinizi kapatıp aklınızda beyaz bir boşluğun
içinde o eşyayı canlandırın. Burada maksat o beyaz boşluğu görebilmektir, onu
gördüğünüzde bu egzersizi bırakabilirsiniz.
2.Kağıtlar. Egzersizin amacı içsel ekranınızı harekete
geçirmektir. Karton kartlara renkli kağıt parçalarını yapıştırın. Sonra kartonu
elinize alıp rengi bulmaya ,hissetmeye çalışın. Aynı şeyi iskambil kağıtlarıyla
yapabilirsiniz. Çalıştıkça daha çok doğruyu bulacağınıza şaşıracaksınız.
3.Düşünceyle
başka yerlere gitmek. Bulunmadığınız bir yere gitmeyi deneyin. Bunu düşünce
gücüyle, hayalinizde yapacaksınız. Mesela, arkadaşınızın evine. Kendinizi orada
hissedin, neler görüyorsunuz, arkadaşınız ne yapıyor, ne düşünüyor.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder