Üçüncü göz
Üçüncü göz alnın merkezinde iki kaşın arasında Adjna çakrada
( insanın 6-enerji merkezinde) yerleşiyor. Üçüncü gözün açık olması kişinin
durugörü yeteneğine, bazı olağanüstü özelliklere sahip olması demektir.
Üçüncü gözü açmak ve durugörü yeteneklerini
elde etme konuları her zaman insanların ilgisini çekmiştir. Durugörü
mekanizmasına bir göz atalım ve onun nasıl çalıştığına bakalım.
Durugörü
yeteneğine sahip kişi şimdiyi, geçmişi,
geleceği-istenilen ne varsa, görür. Böyle birisi olaylar, durumlar, insanlar,
prosesler ve objeler hakkında gereken bilgiyi fiziksel yolla almak mümkün
olmadığında başka yollarla alabiliyor. Burada söylemek gerekiyor ki, durugörü
yeteneği kişiye göre değişiyor, farklı yollarla çalışıyor. Durugörü bir tek
görme algısıyla bağlı değildir, burada ,duyma ve bilme gibi algılayış şekilleri
de yer alıyorlar. Bazıları görmezler, tabi burada içsel görmeden bahsediyorum,
sadece duyarlar, bazıları bilirler. Bana ‘bilmek ‘ daha yakın olduğundan onun
nasıl çalıştığını anlatım. Bilmediğim ve bilemeyeceğim bir olay veya durum hakkında
birdenbire içimde kesin bilgi oluşuyor. ‘Bu böyledir’, ben biliyorum.
Biliyorum. Eminim. Bu eminlik duygusu neye dayalıdır, neden oluştu, nereden
geldi –bilemem, açıklama yok. Ama hiç
yanılmadım. Biliyorum duygusu içime sezdiği halde hatam sıfır oldu. Bildiğim
her zaman doğru çıktı. Fakat kendi düşüncemle, mantığımla ileri sürdüğüm
varsayımlarda yanıldığım çok oldu. Hatırlasanız siz de hayatınızda bazı şeyleri
bilmişsiniz, görmüşsünüz. Sezmişsiniz. Yanılmadığınız kesin bilgiler
edinmişsiniz. Bu doğal bir durum aslında. Çünkü durugörü yeteneği hepimizde az veya
çok vardır. Bu bizim doğamıza has özelliktir. Sadece çoğumuz bunun farkında
değiliz veya farkında olmak istemiyoruz. Bazıları üçüncü göz olayını içten
ret ederler, saçmalık derler ve bu özelliklerini tamamen kapatırlar. Çoğumuz
ise farkında olmadan durugörü özelliğimizi günlük hayatımızda kullanıyoruz.
Kadınlar özellikle bunu sık yaparlar. Mesela bir kadın iş yerinde evde bıraktığı
çocuklarını düşünerek onların yüzlerini göz önüne getirip, evin içinde dolaşıp
her şeyin yolunda olduğunu hayal ettiğinde o durugörü özelliğini kullanıyor demektir.
Size burada
zamanında bana ilginç gözüken bir olayı anlatayım. Ben bir kadının hayat
hikayesini örnek alarak roman yazmaya
kalkıştım. Sovyet döneminde Azerbaycan’da yaşamış , Stalin rejiminin kurbanı
olmuş, sürgün edilmiş, eşini kaybetmiş, çocukları elinden alınmış kadının hayat öyküsü beni çok etkilemişti. Ben hikayede hayli
ilerledikten sonra gerçekte neler olduğunu merak ettim. Çünkü böyle bir kadın
yakın geçmişte yaşamıştı, ben gerçekleri kaleme alıp süslemek istiyordum, ama
yaşananları da bilmek zorundaydım. Bu maksatla bir araştırmacı gazetecinin bu
kadınla zamanında yaptığı röportajı okudum, onun hakkında topladığı bilgilerle
tanık oldum. Ne kadar şaşırdığımı size anlatamam! Ben bu kadının yaşadıklarını
, rüyasını, onu sorguya çekmiş komiserin boyunu, görünüşünü, kel olduğunu, onların
konuştuklarını, ilk evladının ismini- ama her şeyi bilmişim! Ben kadının
yaşadıklarından o kadar etkilenmiştim ki, ona odaklanıp yazdığımda gözümün
önüne gelen resimler gerçekten yaşananlarmış. Hayal ürünü sandığım şeyler
gerçeğin yansımasıymış! Hayalimde dolaşıp o kadının yaşadıklarını kaleme alıp
canlandırmak istediğimde ben durugörüyle meşgul olmuşum, ama farkında olmadan
tabi! Canlılık adına uydurduğum detayların ve ayrıntıların hepsi gerçekmiş!
Demek ki, Zaman ve Mekan olmaksızın bir yerlerde bilgiler saklıdır ve biz
oralara niyetimizle ulaşabiliyoruz.
Demek ki,
durugörü yeteneğini geliştirmek, üçüncü gözü açmak sadece bizde olanı yüze
çıkarmak anlamına geliyor. Bunun da farklı
teknikleri vardır. Bu teknikleri öğrendiğimizde bilmeliyiz ki, biz bizde olanı
öğreniyoruz. (devamı var...)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder