Soyumuzun önemi
Biz bu
dünyaya neden geldik? Yaşam amacımız ne?
Bu sorulara cevap bulduğumuzda tüm problemlerin ortadan kalkacağını düşünürüz.
Evet, yaşam amacımızı bildiğimizde ve onu gerçekleştirme yolunu bulduğumuzda
tüm engellerin, zorlukların kaybolup gideceğini sanıyoruz. Gerçekte böyle mi?
Biz buradaki
hayatımızı temiz sayfayla başlamıyoruz. Geçmiş yaşamların deneyimleri, bilgisi,
kayıtları bizimle yeniden doğdu. Biz onları bu hayata taşıdık. Ama siz yeniden
doğuşa, yani reenkarnasyona inanmaya bilirsiniz. Bu durumda yine hayatınızın temiz
sayfa olduğunu söyleyemezsiniz.
Dünyaca ünlü
psikiyatrist ve filozof Karl Yung belirtmiş ki, insan ruhunun derinliklerinde
tüm insanlık tarihinin kayıtları yer alır ve insanın kişiliğinin babadan,
anneden miras almış özelliklerinin dışında uzak akrabalarının, soyunun
özellikleri mevcuttur.
Bizim bu
dünyada bulunmamızın tek amacı vardır. Her seferinde buraya gelişimizde tek bir
amaç için geliriz.
Bizim
varoluşumuzun amacı ruhumuzu besleyip geliştirmektir.
Biz ruhsal varlıklarız, Yaratıcının
özelliklerini az da olsa taşıyoruz. O bizi “kendi suretinde” yaratmış ve
ruhundan üflemiştir. Allah’ı tüm canlı varlıklardan ayrı kılan esas şey nedir?
O’nun hiçbir şeye ihtiyacı yoktur. O gerekli bulduğu her şeyi anında var
ediyor, O kendi sonsuz potansiyelini sonsuza kadar kullanabiliyor.
İnsanında
kısıtlı da olsa tanrısal potansiyeli vardır. Ve dünyaya her gelişinde bu
potansiyeli uyandırmaya çalışıyor. Yaşam amacımız bu potansiyeli uyandırmak,
başka değişle ruhumuzu geliştirmektir.
Amaç tek
olsa da ona giden yollar farklıdır. Nasıl kendi yolumuzu buluruz?
Gezeğenimizde
insan dışında çeşitli canlı organizmalar yaşıyor. Bir tohumu uygun olmayan
toprağa ekersiniz ondan bitki çıkmaz, çıksa da zayıf ve sağlıksız olur. Balığı kıyıya
çıkarsanız, tavşanı ise suya yerleştirseniz- ikisi de ölür. Çünkü her birisinin
yaşam amacı farklıdır. Aynı şekilde insan ruhu doğması ve büyümesi için gerekli
koşullar vardır- onun Soyu. Ruh kendi soyunda doğuyor! Soy insanın karşısına
görevler çıkarıyor ve gereken bilgiyi, gücü ve fırsatları sunuyor. Göksel
soyumuz bizim ruhumuzu buraya getiriyor, yersel soyumuz ise ruhumuza görevini
yerine getirmek için vücut ve koşullar veriyor.
Maalesef günümüzün
insanı kendi soyuyla bağlantıdan kopmuş durumdadır.
Fakirlik,
yalnızlık duygusu, amaçsız yaşam ve hastalıklar insanın soyuyla bağının yitirmesi
sonucunda ortaya çıkan sorunların bir kısmıdır.
Kendi
soyumuzla bağlantı kurmak çok önemlidir. Etrafınıza bakın, kaç aileyi sağlam ve
mutlu görürsünüz? Sağlıklı aile birkaç kuşağın bir arada yaşadığı ailedir.
Sağlam
ailede sağlam çocuklar doğar. Sağlam aile maddi sorunlar yaşamaz.
Çoğumuz ulu
dedelerimiz ve ninelerimiz hakkında bilgi sahibi değiliz. Onlar hakkında bilgi
alabileceğimiz kişiler de yoktur. Ne yapmalı?
Bilinçaltında
söylediğimiz gibi bu bilgiler saklanıyor ve biz bir şekilde Soyumuzla ilişki
kurabiliriz. Meditasyon ve enerji çalışmalarının yardımıyla biz Soyumuzla bağlantımızı
canlandırabiliriz. Soyumuza zarar veren karmik programları bulup yok
edebiliriz. Soyumuzun güçlü özelliklerini,
profesyonel becerileri, yetenekleri ve karakter özellikleri kullanabiliriz.
Hangi olumlu özellikler Soyumuzun hayatta kalmasına neden olmuştur? Bu
özellikleri kendimizde bulmamız lazım.
Soyumuzun
enerjisiyle bağlantı kurduğumuzda biz ailemizin ve çocuklarımızın (doğmamış çocukların
bile), torunlarımızın hayatını olumlu şekilde etkileriz.
Soy ağacı
kavramı boş anlayış değildir.
Her bir
bireyin ağacın yaprağı olduğunu düşünün. Yapraklar değişir, ağaç hep yerindedir
ve aynıdır. Ama ağaç yapraksız yaşaya bilir mi? Bilim adamlarının söylediğine
göre her yaprağın her hücresi genetik anlamda ağacın tüm bilgilerini taşır. Bir
hücrede genetik değişimler yapıldığında bu değişim tüm ağacı etkiler.
Durum
böyleyse bir insan kendi soyunun parçası olarak bilgisi ve niyetiyle kendi
soyunu iyileştire bilir.
Her birimize
mutlu ve başarılı olmaya, yakınlarımıza ve sevdiklerimize yardım etmeye şans
verilmiştir. Her birimize hayat amacımızı yerine getirmek için şans verilmiştir.