28 Ekim 2013 Pazartesi

+HAYAL OLUŞTURMAK




    +   HAYAL  OLUŞTURMAK



“Hayal bilgiden önemlidir”
Albert Einstein




Değerli okuyucularım, siz artık  gevşemeyi, imajinasyonu ve  konsantrasyonu öğrendiniz, en azından ben böyle düşünüyorum. Şimdi bu bilgileri kafanızda yenilemek lazım.  Bilincin değişik hali ne olduğunu hatırlıyor musunuz?
İnsan uyumadan önce kısa bir süre bu hale giriyor. Uyumak istediğinizde ama hala tam uyumadığınız da dikkatiniz tamamen kendi içinize yöneliyor ve siz gevşemiş oluyorsunuz. İşte bu hal bir arzuyu dilemek için en uygun zamandır.
Bu hal kendine telkin vermek için çok elverişlidir. Murat dilemenin ve telkinin doğası da aynıdır, diye biliriz.
Bilincin bu trans haline bir yatarken ve ya uyandığınızda girmiyoruz. Bu hale kendimiz kendimizi soka biliriz.
Bildiğimiz gibi bilinci değişik hale getiren üç etken vardır: gevşeme, imajine etme, konsantre olma. Bir şeye uzun süre içinde odaklanmak yetisini hep geliştirmek gerekiyor. Bu başarılı adamların genel özelliğidir. Sizce neden bazıları  hedefi yakalıyorlar, başkaları ise başarısız oluyor? Hedefe ulaşmış olan konsantre olmayı başarmış, o hedefe odaklanmış, onunla bir olmuştur.
Gevşeme sizin kurduğunuz hayalin bilinçaltında yerleşmesine ve orada çalışmasına yardımcı oluyor .Şimdi size yapmanızı önerdiğim çok önemli bir eksersiz vardır.
Kendinizi kumaştan yapılmış kukla –adam zan edin. Siz tamamen gevşemiş, dağılmış durumdasınız. Siz yatakta ve ya koltukta uzanmışsınız ve kafanızın içi boştur, ne bir istek var, ne düşünce. Bedeniniz sizin değildir. Birisi kolunuzu kaldırıp bıraksa, kolunuz cansız halde düşecektir. Bir elinizle o biri kolunuz yukarı kaldırıp bırakın. Kolunuzun nasıl düştüğünü görün. Aynı hareketi başka kolunuza ve bacaklarınıza yapın. Eğer siz gerçekten kumaş kukla olmayı başardıysanız, daha ileride kendi bedeninizin sizin olmadığını hissedeceksiniz.
Kukla olma deneyimini iyi yaptıysanız muhakkak  bu duygu kendiliğinden oluşacaktır- bu beden sizin değildir. Bu tam gevşeme ve rahatlama halidir, kafanızda düşünce yoktur. Bu eksersizi iyice benimsediğinizde her yerde: evde,işte, trafikte aniden “kukla” olma becerisi gelişecektir. Siz bu hali her yerde ve her zaman kullana bileceksiniz.
Şimdi imajinasyona gelelim. Hayal etmek insan psikolojisinin temel özelliğidir. Bu özelliğimizi basit ve bilinen bir misalde izleye bilirsiniz. Şimdi sarı, taze limonu hayal edin. Şimdi bir bıçakla onu kestiğinizi aklınıza getirin. Limonun suyu etrafa fışkırdı. Siz kestiğiniz dilimi ağzınıza koydunuz. Bunların hepsini düşündüğünüzde, yani hayal ettiğinizde ne oldu? Tabi ağzınız buruştu, ağzınızın suyu aktı. Sizin diliniz sanki ağzınızda limon varmış gibi tepki verdi. Bir tek dilin reseptörleri değil, tüm merkezi sinir sistemi buna tepki veriyor.
Bu ne anlama gelir, hiç düşündünüz mü?


Biz bu özelliğimizi kullanarak istediğimiz şeyi yarata biliriz!
Gorki “Okurov şehri” romanında kıskanç kocanın karısını bıçaklama sahnesini yazdığında kendisi düşüp bayılmıştır. G.Flober  “Madam Bovari” romanında hanım Bovari’nin kendini zehirleme sahnesini yazdığında ağzında zehrin tadını hissetmiş ve kusmuştur. Böyle misaller tarihte çoktur.
İnsan psikolojisinin bu yaratma özelliğini biz arzumuzun gerçekleştirmesinde kullanacağız. Biz kendimizi arzularımızın gerçekleşmesi için kodlaya biliriz.
Bir kere bu imajine etme özelliğimizi geliştirmek lazım. Bunun için bir çok meditasyon ve eksersiz mevcuttur. Bir önceki makalemizde bu eksersizlere değinmiştik.
Şimdi hayallerin gerçekleştirilmesi tekniğine geçelim.
İlk adım hayalinizi, isteğinizi oluşturmaktır. Yani net bir şekilde cümle kurmaktır. Burada kurduğunuz cümle hep pozitif olacak, yani “bunu istemiyorum” şeklinde değil, “bunu istiyorum” şeklinde olacaktır.
Kurduğunuz cümle dakik ve net olacaktır. Zaman ve mekan kavramlarıyla hayalinizi kısıtlamayın, bırakın hayaliniz gereken zamanda ve mekanda hayata geçsin.
Hayalinizi yazacaksınız. Yazılmamış hayal-hayal değildir.
Şimdi ise hayalinizi canlandırmaya başlayın. Burada yaptığınız imajinasyon ve konsantrasyon çalışmaları işinize yarayacaktır.

Arzuladığınız şeyi ve ya hayali olmuş, gerçekleşmiş gibi gözünüzün önüne getirin. Bu hayaliniz gerçek olsaydı nasıl tepki verirdiniz, ne hissederdiniz? Aynısını yaşamaya çalışın.Mesela, hayaliniz bir arabaysa, onun modelini ve rengini görün, geçip direksiyona oturun. Arzunuz müstakil ev ise, onun odalarını dolaşın, istediğiniz mobilyaları, duvarların rengini, perdeleri görün.Her zaman hayalinizin içinde olun, ona hareket getirin, bir tablo gibi izlemeyin, yoksa hayaliniz öyle tablodan öteye geçmez. Mesela, düşlediğiniz tabloyu bir yerde görürsünüz ve ya size benzeri bir tablo hediye ederler. 
Gördüğünüz manzara, yaşadığınız duygular-hepsi renkli ve  canlı olacaktır. Duygu-düşünceyi harekete geçirip hayalinizi kurmalısınız.
Başka bir önemli husus- hayaliniz tamamlanmış olacaktır. Hayaliniz olup-bitmiştir ve siz bundan eminsiniz.
Bunlar hepsi çok kulağa hoş gele bilir.Ama siz sora bilirsiniz: pratikte bunlar nasıl yapılır? Hayalimizin gerçek olmasından nasıl ve ne kadar emin ola biliriz? 






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder