UMURSAMAZLIK
Değerli okuyucularım, bundan evvel yazdığım bölümde
düşüncenin maddeye dönüşmesi gibi özelliğinden, hayallerin gerçekleşmesi için
gereken şartlardan konuşmuştum. Şimdi isteklerinizi gerçekleştirme işlevinin
temelini oluşturan psikolojik bakış açısını, hayat felsefesini – UMURSAMAZLIĞI-
ele almak istiyorum. İlgisizlik, umursamazlık kulağa hoş gelmeye bilir,
bazılarınız bu kavramlara negatif duygu da yükleye bilirsiniz. Ama bu hiçte
böyle değildir. Bu kavramları biz arzularımıza verdiğimiz aşırı önemi düşürmek
için kullanıyoruz. Aşırı önem her zaman dengeyi bozar ve istediğimiz şeyle
aramızda ciddi engel oluşturur. İnanın-ilgisizlik ve umursamazlık sizin hayallerinizin
gerçek olması için önemli şarttır.
Sizin Umursamazlığı anlamanızla beraber onu hissetmenizi
sağlamak istiyorum. Siz bu hali iyice benimseyip hayatınızda kullana bilmek
için elimden geleni yapacağım. Bilmeniz gerekiyor bütün isteklerin, arzuların
hayata geçmesinin temelinde bu psikolojik durum yatıyor.
Ama Umursamazlık hakkında konuşmadan önce “İhtiyaç” denilen
başka psikolojik kavramın üzerinde durmamız gerekiyor.
İhtiyaç –ne demektir? İhtiyaç –derin istektir, bir şeyi
aşırı arzulamaktır, isteye bağımlı kalmaktır.
Kendi ihtiyaçlarından bağımlı hale gelmesi kişiyi zayıf düşürür. Biz
kendi ihtiyaçlarımızın ve isteklerimizin kölesi olduğumuz halde kaybederiz,
üzerimize olumsuzluklar yağar. İhtiyaç insanı psikolojik olarak zayıflatır.
İhtiyacı olanın arzuları gerçekleşmez, başarıya ulaşamaz.
İnsanoğlu genelde neye ihtiyaç duyar? Tabi refaha, eve,
arabaya, tatmin edici işe, iyi eşe, saygınlığa ve s. Bu listeyi sonsuza kadar
uzata biliriz.
Şimdi sizin iyice anlamanız gereken bir şey var. Siz bir
şeye derin ihtiyaç duyup ona aşırı önem verdiğinizde, o şey sizden uzaklaşır.
Evet, bu çok önemli ayrıntıdır. Siz derin ihtiyaçınızla, yüklediğiniz önemle
dengeyi bozmuş oluyorsunuz ve istediğiniz her neyse, onu itiyorsunuz.
Burada isteğinize verdiğiniz psikolojik değerden söz
ediyorum. Arzuladığınız şeyin psikolojik değerini düşürdüğünüzde –yolunuz
açılır. Eğer şimdi benim söylediklerimi hissedip kavradıysanız- siz dünyanın en
başarılı ve mutlu insanısınız.
Hayallerimize, isteklerimize, niyetlerimize aşırı önem
vermemek bizim için hayati bir meseledir.
İnsan kendi isteklerini önemseyerek onları ihtiyaca çevirir,
ihtiyaç olan yerde ise hep ihtiyaç olur, başarı ve şans uzak kalır.
Hayallerinize ihtiyaç duymayı kesin ve onlar gerçekleşmeye
başlar. Bu yol güçlü olanın yoludur. Her bağımlılık gibi ihtiyaca bağımlılık da
sizi güçsüz, küçük ve aciz kılar.
Şimdi beni yanlış anlamanızı da istemiyorum. Tabi insan bir
şeyleri hayal eder, ister, arzular ve bunları elde etmek için çalışır. Ama o
ihtiyaç duymaz. Böyle birisi der ki, ben bunları ve bunları istiyorum, olsaydı
mutlu olurdum, ama olmasa da dünyanın sonu değil, bunun için kendimi harap
etmem. Ve bu her istek için geçerlidir!
Kişi bu felsefi
bakış açısına kendini getirdiğinde, onun hayalleri gerçeklemeye başlıyor.
İhtiyaç içinde
yaşamayı durdurun, isteklerinizden vaaz geçin, onların küçük ve önemsiz
olduklarını kabul edin ve her şeyin nasıl değiştiğini göreceksiniz.
Psikolojik ihtiyaçtan kurtulmanın yolu -onu kabul etmekten
başlar. Evet, ihtiyaçlarımızın olduğunu kabul edeceğiz. Ama sonra bu ihtiyacı
doğuran sebepleri, niyetleri yeniden düşünüp onların önemini düşürmeye
çalışacağız. İhtiyaçlarınızı umursamayın! Bu ihtiyaçtan kurtulmanın yoludur-
Umursamazlık. Tabi bu umursamazlık, ilgisizlik hali hayatımıza sokmak kolay
değildir. Biz ihtiyaçlarla yaşamaya, ıstırap çekmeye, yoklukla kıvranmaya
alışmışızdır.
Ama alışkanlıkları değiştirmek mümkündür. İhtiyaç
duygusundan kurtulun, onu bırakın, çünkü başka çareniz yoktur. Hayallerinizin
gerçekleşmesi için size zemin lazım, bu zeminde ihtiyaca ve aşırı öneme yer
yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder