26 Ekim 2013 Cumartesi

UMURSAMAZLIK



         UMURSAMAZLIK


Değerli okuyucularım, bundan evvel yazdığım bölümde düşüncenin maddeye dönüşmesi gibi özelliğinden, hayallerin gerçekleşmesi için gereken şartlardan konuşmuştum. Şimdi isteklerinizi gerçekleştirme işlevinin temelini oluşturan psikolojik bakış açısını, hayat felsefesini – UMURSAMAZLIĞI- ele almak istiyorum.  İlgisizlik, umursamazlık kulağa hoş gelmeye bilir, bazılarınız bu kavramlara negatif duygu da yükleye bilirsiniz. Ama bu hiçte böyle değildir. Bu kavramları biz arzularımıza verdiğimiz aşırı önemi düşürmek için kullanıyoruz. Aşırı önem her zaman dengeyi bozar ve istediğimiz şeyle aramızda ciddi engel oluşturur. İnanın-ilgisizlik ve umursamazlık sizin hayallerinizin gerçek olması için önemli şarttır.
Sizin Umursamazlığı anlamanızla beraber onu hissetmenizi sağlamak istiyorum. Siz bu hali iyice benimseyip hayatınızda kullana bilmek için elimden geleni yapacağım. Bilmeniz gerekiyor bütün isteklerin, arzuların hayata geçmesinin temelinde bu psikolojik durum yatıyor.
Ama Umursamazlık hakkında konuşmadan önce “İhtiyaç” denilen başka psikolojik kavramın üzerinde durmamız gerekiyor.
İhtiyaç –ne demektir? İhtiyaç –derin istektir, bir şeyi aşırı arzulamaktır, isteye bağımlı kalmaktır.  Kendi ihtiyaçlarından bağımlı hale gelmesi kişiyi zayıf düşürür. Biz kendi ihtiyaçlarımızın ve isteklerimizin kölesi olduğumuz halde kaybederiz, üzerimize olumsuzluklar yağar. İhtiyaç insanı psikolojik olarak zayıflatır. İhtiyacı olanın arzuları gerçekleşmez, başarıya ulaşamaz.
İnsanoğlu genelde neye ihtiyaç duyar? Tabi refaha, eve, arabaya, tatmin edici işe, iyi eşe, saygınlığa ve s. Bu listeyi sonsuza kadar uzata biliriz.
Şimdi sizin iyice anlamanız gereken bir şey var. Siz bir şeye derin ihtiyaç duyup ona aşırı önem verdiğinizde, o şey sizden uzaklaşır. Evet, bu çok önemli ayrıntıdır. Siz derin ihtiyaçınızla, yüklediğiniz önemle dengeyi bozmuş oluyorsunuz ve istediğiniz her neyse, onu itiyorsunuz.
Burada isteğinize verdiğiniz psikolojik değerden söz ediyorum. Arzuladığınız şeyin psikolojik değerini düşürdüğünüzde –yolunuz açılır. Eğer şimdi benim söylediklerimi hissedip kavradıysanız- siz dünyanın en başarılı ve mutlu insanısınız.
Hayallerimize, isteklerimize, niyetlerimize aşırı önem vermemek bizim için hayati bir meseledir.
İnsan kendi isteklerini önemseyerek onları ihtiyaca çevirir, ihtiyaç olan yerde ise hep ihtiyaç olur, başarı ve şans uzak kalır.
Hayallerinize ihtiyaç duymayı kesin ve onlar gerçekleşmeye başlar. Bu yol güçlü olanın yoludur. Her bağımlılık gibi ihtiyaca bağımlılık da sizi güçsüz, küçük ve aciz kılar.
Şimdi beni yanlış anlamanızı da istemiyorum. Tabi insan bir şeyleri hayal eder, ister, arzular ve bunları elde etmek için çalışır. Ama o ihtiyaç duymaz. Böyle birisi der ki, ben bunları ve bunları istiyorum, olsaydı mutlu olurdum, ama olmasa da dünyanın sonu değil, bunun için kendimi harap etmem. Ve bu her istek için geçerlidir!
  Kişi bu felsefi bakış açısına kendini getirdiğinde, onun hayalleri gerçeklemeye başlıyor.
  İhtiyaç içinde yaşamayı durdurun, isteklerinizden vaaz geçin, onların küçük ve önemsiz olduklarını kabul edin ve her şeyin nasıl değiştiğini göreceksiniz.

Psikolojik ihtiyaçtan kurtulmanın yolu -onu kabul etmekten başlar. Evet, ihtiyaçlarımızın olduğunu kabul edeceğiz. Ama sonra bu ihtiyacı doğuran sebepleri, niyetleri yeniden düşünüp onların önemini düşürmeye çalışacağız. İhtiyaçlarınızı umursamayın! Bu ihtiyaçtan kurtulmanın yoludur- Umursamazlık. Tabi bu umursamazlık, ilgisizlik hali hayatımıza sokmak kolay değildir. Biz ihtiyaçlarla yaşamaya, ıstırap çekmeye, yoklukla kıvranmaya alışmışızdır.
Ama alışkanlıkları değiştirmek mümkündür. İhtiyaç duygusundan kurtulun, onu bırakın, çünkü başka çareniz yoktur. Hayallerinizin gerçekleşmesi için size zemin lazım, bu zeminde ihtiyaca ve aşırı öneme yer yoktur.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder