Yoga felsefesi
okyanusuna daldığınızda kafanız epeyce karışabilir. Yoga İnduizmin altı
öğretisinden biri sayılır. Kendi içinde Yoga farklı, ama birlikte bir bütünü
oluşturan dallardan oluşur. Hatha Yoga insan vücudunun gelişimiyle ilgilidir.
Yoga hakkında derin bilgiye sahip olmayan kişi Yoganı Hatha Yoga olarak
algılar: meditasyon, konsantrasyon, duruşlar, nefes. Hatha Yoga fiziksel bedeni
kontrol etmekten, arındırıp geliştirmekten, sağlıktan, sağlığı korumaktan bahseder. Raja Yoga isimli başka bölüm psişik
dünyamızdan, insan zihninden, bilinçten ve onun genişlemesinden, bununla ilgili
birçok faktörlerden konuşur. Bhakti Yoga dini duyguları, Tanrı aşkını irdeler.
Jnana Yoga ise insanın bu dünyada karşılaştığı büyük sorulara cevap vermeye
çalışır ve yaşamın ötesini araştırmaktadır.
Yoganın tüm kolları aynı maksada hizmet ediyor: insanın
gelişimine ve tekâmülüne. Fiziksel bedenini güçlendirip denetlemek isteyen kişi
Hatha yogaya başvurur. Bu yolda o yüksek benliğini ifade etmek için mükemmel
bir araç yapılandıra bilir.
İradesini güçlendirip zihnini geliştirmek ve içsel merkezini
bulmak isteyenler Raja Yoga yoluna girebilirler. Öğrenme ve bilgi yoluyla
hayatın Hakikatlerini anlamaya çalışan kişi Jnana Yogaya yönelir. Kim aşk
yoluyla hayatın sırrını çözmek istiyorsa o da Bhatki Yoga yoluna girer.
Yoganın tüm bölümlerini aynı zamanda ele almak mümkün
olmadığından kişi başlangıçta daha çok ihtiyacı olan bölüme yönelir.
Agni-Yoga bütün bölümlerin bir arada olmasının ve aslında
bölünmez olduğunun altı çiziliyor:
“ Düşünce Raja’dır. Güzellik düşüncenin şimşeğinden doğar.
Elbette Bhakti alevli düşüncesiyle yeni
dünyaları ışıklandırır ve Jnana basamağı
sadece Raja-Bhatki’nin tebessümü olur. Bu sebeple Hatha ve Jnana müstakil
değiller. Hangi bilgi sahibi aşka sahip değildir?” Agni-Yoga,28.
Bu makalemizde Cnana
Yoganın esas fikirleriyle tanışacağız. Bu bilgileri sağlam kaynaklardan sizin
için derleyip toplamışım. Jnana Yoga sanskritçe "öğrenmek" demektir.
Tüm felsefi
öğretilerin cevap vermeye çalıştığı soruya cevap vermeye çalışalım. Gerçeklik
nedir? Dünya nedir?
Etrafımızdaki dünyaya göz attığımız zaman maddenin, gücün ve
enerjinin sonsuz tezahür formlarını izleyebiliriz. Materyalist bakış acısına
göre dünyada sonsuz hareket eden maddenin dışında hiçbir şey yoktur. Başka
bakış açısı dünyada her şeyin enerjiden oluştuğunu söyler. Maddenin ise
enerjinin daha katı formu olduğunu bilim adamları günümüzde kanıtlamışlar.
İdealistler dünyanın temelini Ruh oluşturduğunu savunurlar. Teologlar ise
başlangıcın Tanrı olduğunu söylüyorlar.
Tüm felsefi, dini öğretilerin bir ortak noktası vardır.
Tezahür etmiş, izlediğimiz ve izleyemediğimiz, tezahür etmemiş dünyanın tek bir
nedeni vardır, tek çıkış noktası vardır.
Varoluşun tek bir yaratıcısı vardır ve madde, enerji, hayat
formları bu Tek’ten doğar.
Bu bir ve tek olana Mutlak,
O, Hüve diyebiliriz. Yogada ona Tanrı
denilmekten kaçınılıyor, çünkü Tanrının özellikleri vardır, her dinde farklı
algılayışı vardır, Mutlak ise belirlenemez. Onun eşi, benzeri yoktur, insan
algılayışı O’nu tanımlamaya yetmiyor. Biz tanımladığımızda O’nu sınırlamış oluyoruz,
oysa Mutlak sınırsızdır, sonsuzdur. O, tüm varoluşun hakikatidir, fakat biz
onun tezahür ettiği şeylerle Onu tanımlayamayız çünkü O her şeydir. Canlı ve cansız
var olan her şey O’dur.
Yoga felsefesi
Mutlak’tan doğan evrensel yaşam İradesinden söz ediyor. Bu irade Mutlağın
bilincinden doğan ve O’nun İradesinin tezahürüdür, Mutlağın yaşam enerjisini
taşır. Bu İrade mekanik güçten, enerjiden çok daha fazlasıdır. Bu İrade tüm
canlı organizmalarda ve varlıklarda hareket etmektedir. O her yerdedir.
Yaratıcı İrade hayat planını gerçekleştiren Tek’in prensibidir. O, Mutlak’ın
yaratıcı enerjisinin tezahürüdür.
Tüm organizmalarda-en basit yaşam formlarından en yüksek
formlara kadar onun yaratıcı, geliştirici, koruyucu gücünü izleyebilirsiniz.
Yaratıcı İrade bilinçten ve entelektten farklıdır, bunların temelindedir. İrade
beyine bağlı değildir; Basit
organizmalarda beyin yoktur, ama irade bu organizmanın her hücresinde çalışır.
Doğaya baktığınızda Yaratıcı İradenin mucizeler yarattığını görürsünüz. Yaşam
içgüdüsü dediğimiz olağanüstü şey Yaratıcı İradenin tezahürüdür. Bir tek küçük
tohumun toprağın içinden yeşermesini, havayı, suyu, ışığı alıp beslenmesini, büyüyüp
ağaç olmasını, meyve vermesini gözünüzün önüne getirseniz bu mucizenin
arkasında nasıl bir güç olduğunu anlarsınız. Bu güç küçük bitkilerin, otların
taşı delip çıkmaya, kaldırımları kaldırmaya sevk eder. Bu güç bazı kuşları hiç
kanatlarını hareket ettirmeden rüzgâra karşı uçmalarını sağlar. Bu enerji,
olağanüstü güç nedir, neyindir? İradenin. O’nun sonsuz yaratıcı İradesinin
gücüdür.
Atomda, molekülde, hücrede, balıkta, bitkide, hayvanda,
insanda hareket eden, yaratan, geliştiren, yaşamı devam ettiren ve koruyan Yaratıcı
İradedir. Biz ona yaşam içgüdüsü ve ya Doğa diyebiliriz, fakat bu Yaratıcı
İradenin etkisidir. Fiziksel, psişik, mekanik enerjinin ve gücün arkasında hep o
vardır. Bilinçli veya bilinçsiz kullandığımız her gücün tek bir kaynağı odur.
Bunun farkına vardığımızda kontrollü şekilde gücü kullana biliriz, çünkü biz de
Onun tezahürüyüz. Tüm yaşam formlarının, enerjinin, maddenin, gücün kaynağı ve
sebebi Mutlaktır. Asline bakarsak biz yoğuz diyebiliriz, çünkü var olan bir tek
O’dur. Bize düşen sadece var olan Tek Gerçekliğin bize olan adaletine ve
hoşgörüsüne karşın teslimiyet, iman ve umut içinde olmaktır.