3 Şubat 2014 Pazartesi

+ALTINCI ÇAKRA- AJNA






               Altıncı çakra-AJNA

Element: ışık
Renk: lacivert-mor
Bedensel yönleri: beyin, gözler, sinir sistemi
İçgüdüler: Hakikat arayışı
Psikolojik yönleri: akıl ve mantık, anlayış, depresyon, karamsarlık
Bezler:   Hipofiz bezi
Kaynaklar- farkındalık, aydınlanma
Negatif tezahürleri: yanılgı, nevrozlar, davranış bozuklukları, krizler


Altıncı çakra,”üçüncü göz” tam alnın ortasında yerleşir. Hint geleneklerine göre o Şiva’nın üçüncü gözü sayılır, birliği ve Hakikati görme yetisini armağan ediyor. Sanskritçe bu merkez “ ajna “ adını taşıyor: “sınırsız erk” anlamına geliyor. Bu çakrada biz Yaratıcıdan ayrı olmadığımızı anlarız. Biz kendimizde ve başkalarında İlahi kıvılcımı görürüz. Bu boyuta ulaşmış insanın yanında kendimizi huzurlu hissederiz. İnsan kendini ölümsüz varlık olarak hisseder, bedende geçici kaldığını anlar. Altıncı çakrası uyanmış insan anlıyor ki, gerçek “ben” bedenin ve duyguların dışında tezahür ediyor. Bedenin ve düşüncenin üzerinde var olup bunları sevinçle kabul etmek gerekiyor. Kendi düşüncelerinizi izleyerek kişiliğinizin dışında var ola bilirsiniz.
Düşünceleri merakla, ama onlara kapılmadan izlemek lazımdır. Zihnin dışına çıktığınızda tüm kuşkular yok oluyor, istekler ve arzular ise esas dürtülerimiz olmaktan çıkarlar. İnsanın bu sefer var olduğu boyutta algılaya bilecek, fakat sözle ifade edemeyecek bilgi vardır. İş burada dilin dışına çıkmakta değil: bu boyutta sadece duygular vardır. Bu iki aşığın uzun öpüşmede birleşmesine benzer. Algılayan olmayınca algılayış hakkında ne demek olur? Bu hal uykudan uyanışa benzer, rüya gördüğünü anladığın an rüyayı unutursun.
Altıncı çakranın bozukluğunda insan bilgiyle verileri karıştırıyor. Ona öyle geliyor ki, büyük ruhsal bilgilere ulaşmıştır, fakat gerçeklikte bir avuç verileri toplamıştır. Şamanlar yağmur yağdıra biliyorlar, ama suyun  oksijenden ve  hidrojenden ibaret olduğunu bilmezler. Altıncı çakranın kronik dengesizliği ruhsal maddecilikte kendini gösterir. Bu insanlar dünyada büyük kudrete ve etkiye sahip oluyorlar, ama kendi sorumluklarını ret ederler. Medyanın yönettiği ve sansasyonları aşılandığı dünyada altıncı çakra hep etkilenir ve bu da ruhsal cahilliye yol açar.
Bilgi arayışı bizi çoğu zaman yanıltıyor – aradığımızdan bizi uzaklaştıra biliyor. Şaman kendini bilen insandır. İçsel uyanış ona Ruhun yollarını görmeye izin veriyor.
Altıncı çakra bizim uyanışımızı sağlayan merkezdir.
 Üçüncü gözün açık olması şamana kim olduğunu anlamakta yardımcı oluyor. Üçüncü göz ona geçmişten ve gelecekten bilgi veriyor, kaderin olası çizimlerini görmeye fırsat veriyor.
Bazı rivayetlere göre bu merkezi uyanmış kişi fiziksel ölümsüzlüğü elde ediyor. Onun tüm hayalleri gerçek oluyor, ayni imgeyi birkaç “gören” kişi ayni zamanda imgelediği zaman bu sahnenin  Gezegen boyutunda gerçekleşmesi mümkündür. Böyle gelenek kadim halklarda hep korunmuştur. İnka kabilesinin büyükleri ve şamanları toplanıp beraber meditasyon yaparlar- gelecek nesillere bırakmak istedikleri dünyanın resmini yaratırlar

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder