Üçüncü gözü açık kişi zamanın akışında hastalıkların ve
psikolojik bozuklukların nedenini izleye bilir. Aşağıda size sunacağım teknik
sizin hastalığa, rahatsızlığa neden olmuş problemlerinizin kaynağını görmeye
yardımcı olacaktır. Nedeni yakın zamanda yaşadığınız olay, çocukluk travması ve
hatta geçmiş yaşam hadisesi ola birli. Duru görü özelliğine sahip kişi zamanda
geri giderek başlangıç olaya yaklaşa biliyor.
Karanlık odada bir metre uzaklığında yerleştirilmiş aynanın karşısında
oturun ve mum yakın. Mum tam karşınızda değil, biraz kenarda olmalıdır.
Ellerinizi birleştirip dua pozisyonuna girin, bilinci genişletmek için kapalı
gözlerle hareket ettirilen egzersizi yapın, nefesinizi izleyin. Bu egzersizi
bunda önceki makalemde size anlatmıştım. Gevşedikten sonra sol gözünüze aynada
bakın. Gerilmeyin. Nefesinizi sayın, on sayısına geldikten sonra yeniden
saymaya başlayın. Işık ve gölgenin yüzünüzdeki oyununa bakın, ama daha çok sol
gözünüze odaklanın.
Bu izleme süreci dört basamaktan oluşur.
BİRİNCİ basamakta yüzünüz olduğu gibi gözüküyor. Her şey
olduğu gibidir. Bu sizin binlerce kes gördüğünüz yüzdür.
İKİNCİ basamak birkaç dakika sonra başlar. Yüz biraz
değişmeye başlıyor. Siz onun üzerine bir hayvan sıfatının yerleştiğini
görürsünüz ve ya yüz yok oluyor, bir tek gözler kalıyor. Bu etapta hiçbir şey
göründüğü gibi değildir. Sakince değişikleri izleyin, nefesinize odaklanın.
Gördükleriniz sizi rahatsız etmesin. Gözüken yüzleri yargısız ve düşüncesiz
izleyin. Bazı yüzler belki de on binlerce yıl vardır. Bazı yüzler geçmiş
hayatlara ait ola bilirler, bazıları hayvani güçlere, bazıları ise koruyucularınızın
yüzleri ola bilir, sizin ruhsal rehberleriniz de gözüke bilirler.
ÜÇÜNCÜ basamakta yüzlerden birisi durağanlaşır, sabit
oluyor. Her şey olduğu gibidir. Bu sizin aradığınız yüzdür. Yüzler hep değişiyordu,
ama şimdi somutlaştı. Somut, durağan yüzü gördüğünüzde onu içinize almaya
çalışın. Onu dikkat ettiğinizde sol gözünüze bakmaya ve nefesinize odaklanmayı
devam edin. İzin verin yüz kendi hikayesini size anlatsın. O kimdir? Nereden
geldi? Sizden ne istiyor? Işıldayan enerji alanımız tüm geçmiş “benlerin”
bilgisini saklar, siz travma geçirdiğinizde sahip olduğunuz yüz dahil. Belki
geçmiş hayatta korkunç acılara maruz kalmışsınız ve ya öldürülmüşsünüz. Bu yüz
büyük olasılık geçmiş ve ya gelecek hayattandır.
DÖRDÜNCÜ basamakta tüm görüntüler kaybolur-hatta izlediğiniz
yüz de. Şimdi var olanın parlayan özünü görüyorsunuz. Şimdi IŞIK ve RUH vardır.
Egzersizi bitirdiğinizde yine ellerinizi dua şeklinde
birleştirip gözlerinizi kapatın. Bit kaç derin nefes alın.
Ayni bu işlemle
geleceğe gide bilirsiniz. Gelecekte şifa bulduğunuz, yaratıcı ve dolu dolu
yaşadığınız hayatın varyantını seçe bilirsiniz. Bunun için sadece NİYETİNİZİ
geçmişe değil, geleceğe yönlendirmeniz yeterlidir. Karşınızda geleceğin
varyantları açılır. Hayatınızı ışıldayan ipliklerin yığını gibi hayal edin.
İplikler geçmişten geleceğe uzuyorlar, tabi şimdini geçerek. Her iplik bir
olasılığı ifade ediyor. Mesela bir varyant uzun ve sağlıklı ömür vaat ediyor,
ama belki başka şehre göçtüğünde, başka işe geçtiğinde, hayatında bir takım
değişikler yapa bildiğinde. Başka iplikler daha şansız hayata götürüyorlar.
Fizikçi Verner Geyzenberg kuantum mekaniğin anahtar prensibini keşif etmiştir: her anda
bir parçacığın ya hızını belirlersen, ya
da yerini. İkisini bir arada tayin etmek mümkün değildir. Geyzenberg’in “
belirsizlik” prensibi anlatıyor ki olayın izlenmesi onun sonucunu etkiler.
Bu buluş gösterdi ki, enerji formalaştıktan sonra maddesel
dünyayı izlemekle değiştirmek olasılığı çok sınırlıdır. Gerçekliği enerjinin
maddeye dönüşünden evvel değiştire biliriz. Bu sebeple şaman pratiklerinin çoğu
hastalığı organizmada tezahür etmeden iyileştire biliyorlar- Enerji Alanındaki
kayıtların bedende maddeleşip hastalık şeklinde çıkmadan önce.
Bazı “görenler” hastalıktan kurtulma şansını verecek gelecek
varyantı seçmeye yardımcı ola biliyorlar. Kişiyi sağlıklı “gördüğümüzde” onun
iyileşme şansını baya artıra biliriz. Geleceğin bu varyantı bulunduğunda şifa yolu
da açılır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder