2 Şubat 2014 Pazar

+BEŞİNCİ ÇAKRA- VİŞUDDHA






      BEŞİNCİ ÇAKRA-VİŞUDDHA


     Element- Işık
     Renk-  Mavi
     Bedensel yönleri- boğaz, ağız, boyun
     İçgüdü- kendini ifade etme
     Psikolojik yönleri: hayaller, yaratıcılık, temas etme, inanç
     Bezler:  Tiroid ve Paratiroid bezleri
     Kaynak: kişisel güç, irade, inanç
     Negatif tezahürü: sadakatsizlik, kötü alışkanlıklar, uyku bozukluğu, psikozlar, yalan, dedikodu, sahtekarlık, ironi.
 Beşinci çakra boğazın altında yatan boşlukta yerleşiyor ve Tiroid beziyle ilişkilidir. Tiroid bezi organizmadaki metabolizmanın hızını  ve vitamin depolanmasını denetliyor, kilomuzu belirliyor.
Sanskritçe çakranın adı “vişudha”dır: “temiz, pak” anlamına geliyor.
 Bin beş yüz yıl bundan önce Patanjali tarafından yazılmış kadim Yoga metninde diyor ki, kim bu ışıldayan merkezi uyandırsa “siddhi”- olağanüstü güç elde eder. Sıra dışı yetenekler ortaya çıkar:  görünmez olma, geçmişe gitme ve geleceği seçme gibi özellikler.
Beşinci çakra-psişik merkezdir, o duru görüden, duru işitmeden, telepatiden ve sezgilerden sorumludur. Beşinci çakranın bozukluğu hoş olmayan psikolojik problemlere yol açar: böyle insanlar gerçeklik ve düşler arasında git gel yaşarlar ve nevroz, psikoz gibi hastalıklara kapılırlar. Beşinci çakrası bozuk olan kişinin fantezileri gerçek dünyaya yansır ve o bunları ayırt etmekte zorluk çeker. Uyku bozukluğu da sık rastlanıyor.
Yaş bakış açısından bu çakra 28-35 arasını temsil ediyor, kişinin dünyada artık iz bıraktığı zamanı. Çakra dengede ve temiz olunca kişi seçtiği işte başarılı oluyor, uzmanlaşıyor. Kişinin deneyimleri ve bilgisi onun toplumda yerini belirliyor. Beşinci çakra geleceği görme yetisini bize armağan ediyor. İnsan nasıl olmak istediğini imgeliyor: o sınırsız potansiyeli hissetmeye başlıyor. Bu merkez kişinin kendisiyle yüzleşmeye yardımcı oluyor, kişi iç dünyasını ilk defa  izleye biliyor. Beşinci çakra içimize yolculuk etmeye yardımcı oluyor, biz nasıl yapıldığımızı öğreniyoruz. Kişi kendi duygusal, psikolojik ve ruhsal sözcüğünü yaratmaya başlıyor. Bu ruhsal sözcük 6 çakrayada genişliyor, insan kendi içinde dünyasını değiştirecek şeyleri buluyor. Beşinci çakra Dünyaya geniş bakış açısının başladığı yerdir. İnsan kendini tüm insanlıkla özdeştirmeye başlıyor, milliyet ve renk ayırt etmiyor. Birinci çakrada insanın kişiliği anne ile belirleniyordu, ikinci çakrada- aile ve çevreyle. Üçüncü çakrada o ebeveynlerine isyan etti ve yaşıtlarıyla bir oldu, dördüncü çakrada kendini milliyetle ve kültürle özdeştirdi, beşinci çakrada ise o nihayet Gezegenin insanı oldu.
Beşinci çakra kalbe duygularını ifade etmekte yardımcı oluyor. Bu merkezde dört element- toprak, su, ateş, hava- saf enerjide birleşiyorlar, bu enerji bizim hayallerimizin matriksi oluyor. Boğaz çakrası bu matriksi açıyor ve biz dünyamızı kurmaya başlıyoruz.
Uyanmış boğaz çakrası bize hayatta yürümemizi sağlıyor. Hepimizin hayatında her şeyin ters gittiği günler oluyor : sanki her şey bize karşı çalışır, trafikte hep kırmızı ışık yanar, her şey elimizden düşer. Hayatla ayni hizada yürümek için boğaz çakrasını arındırmak lazım, o zaman Evren yüzümüze gülmeye başlar. Beşinci çakra alt çakralar için tütsü borusu gibidir, temel çakranın toprağa gönderemediği enerjiler buradan geçer.
Boğaz çakrasının negatif yansıması bizim kendi bilgimizle zehirlenmemizdir. Böyle insanlar konuşmada karşı tarafı dinlemezler. Kendi doğrultusunu bilmek ve sergilemek onlar için ilişki kurmaktan daha önemlidir. Beşinci çakranın tehlikesi odur ki, insan kendi manevi açılımlarını dogma zan eder.
Sıradan insanda beşinci çakra boru gibi çalışır: alt çakraların atıklarını dışarı vuruyor.
 Çoğunluk dili alt çakraların duygularını ifade etmek için kullanıyor.
İnsan kendi ruhsallığını ve psikolojisini fark etmeye başladığında beşinci çakra güçleniyor ve dengeye geliyor.

     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder