4 Şubat 2014 Salı

+Yedinci çakra-SAHASRARA

                                            
 



                                                                                    Yedinci çakra - SAHASRARA




Element: Saf enerji
Renk:     mor
Bedensel yönleri: Kozalaksı bez, deri, beyin,  hormonsal düzey
İçgüdü: maneviyat
Psikolojik yönleri: bütünlük, olgunluk,  fedakarlık, menfaatsizlik
Bezler: Kozalaksı bez( hipofiz)
Kaynak:  Aydınlanma
Negatif tezahürü: psikoz, dejenere olma

 Birinci çakra bizi  Toprağa bağlıyor, yedinci merkez ise Göklere götürüyor. Bu çakranın ışıldayan iplikleri bizi yıldızlara bağlıyor ve bizim kaderimizi belirliyor. Toprak bizi koruyor, yaşam gücü veriyor, gökler ise bizi yüceliğe sevk ediyorlar. Bir tohum nem ve vermli toprağa ekildiğinde filizleniyor, ama bu filizler güneşin ışığıyla büyüyorlar. Tüm bitkiler gökyüzüne doğru uzuyorlar. Bizim ruhsal hayıtımız birinci çakrada Toprağa  bağlanarak başlıyor, fakat daha sonra tepe çakramızdan gelen göksel ışık tüm çakraları besliyor. Sanskritçe bu çakranın adı “sahasrara”dır, bu da “boşluk” demektir. Bu merkezin armağanlarını almış birisine artık beden gereksiz oluyor. Mekan ve zamanda hareket etmeyi öğrenince, o Yerle ve Gökle bir Şifacı geçmişi değiştirerek şimdini de değiştiriyor, mesela hastanın iyileştiği ve sağlıklı hayat sürdürdüğü varyantı seçiyor.
Yedinci çakra hayatın ipliklerden örüldüğünü anlatıyor, biz birer ışıldayan ipliğiz ağın içinde oluyor.
Yedinci çakranın dersi – zamanı yönetmektir. Sebep sonuç zamanının çizgisinden kurtulduğumuzda biz geçmişin zincirlerinden kurtulmuş oluyoruz. Bu gün artık geçmişteki olayların sonucu olmaktan çıkıyor; biz artık sebep ve sonuçtan kurtulmanın özgürlüğünü yaşıyoruz. Biz bir ayağımızla günlük yaşantımızda, ötekiyle –ruhsal dünyadayız ve bu ikisinin de bir olduğunu anlamaya başlarız. Bu merkezin yardımıyla bir şifacı geçmiş ve gelecek hakkında bilgi edine biliyor. Yedinci çakrayı geliştirdikte o olayları etkileme yetisi kazanıyor. olduğumuz halde  ayni zamanda ağın bütünüyüz.
Yedinci çakranın negatif yönü aydınlanma gibi gözüken gerilemedir ve dejenere olmaktır.
Ruhsal gelişim egonun dışına çıkmak demektir, ama egonun dışında olan her hale aydınlanma denilemez. Egonu aşmakla Ruhla birleşme düşüncesi gerçeği yansıtmaz. Bazı zaman egonun bastırılması farklı psikolojik durumlara götürür. Psikoterapide insanın kendi kişiliğinin sınırlarını tanımamamsı hastalık sayılır. Kendi benliğinizin algılayış temelini oluşturmadan egonun dışına da çıkamazsınız.
Günümüzde her şey ihtiyaçların anında gidermesine odaklandığından bazı ruhsal araştırmacılar alt çakraları es geçip hızla yükselmeyi hayal ediyorlar. Ciddi çalışmalar yersel çakraların arınmasından başladığını unutmamak lazım. Bazıları ruhsallıkta geçtikleri her aşamayı aydınlanma zan ederler ve çalışmaları devam etmekte gerek yok diye düşünürler.Bu büyük bir yanılgıdır.
Yedinci merkezi çalıştırmış kişi olağanüstü özelliklere sahip olur:  kadim bilgilere ulaşıyor, kolektif şuura bağlana biliyor. Bu çakranın başka armağanı -görünüşü değiştirmektir. Şamanlar kendilerini topraktan, bitkilerden, taşlardan ayrı görmüyorlar.

 Onlar sonsuzluğun zamanın ve formun dışında olduğunu biliyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder