Element: Saf enerji
Renk: mor
Bedensel yönleri: Kozalaksı bez, deri, beyin, hormonsal düzey
İçgüdü: maneviyat
Psikolojik yönleri: bütünlük, olgunluk, fedakarlık, menfaatsizlik
Bezler: Kozalaksı bez( hipofiz)
Kaynak: Aydınlanma
Negatif tezahürü: psikoz, dejenere olma
Birinci çakra bizi
Toprağa bağlıyor, yedinci merkez ise Göklere götürüyor. Bu çakranın
ışıldayan iplikleri bizi yıldızlara bağlıyor ve bizim kaderimizi belirliyor.
Toprak bizi koruyor, yaşam gücü veriyor, gökler ise bizi yüceliğe sevk
ediyorlar. Bir tohum nem ve vermli toprağa ekildiğinde filizleniyor, ama bu
filizler güneşin ışığıyla büyüyorlar. Tüm bitkiler gökyüzüne doğru uzuyorlar.
Bizim ruhsal hayıtımız birinci çakrada Toprağa
bağlanarak başlıyor, fakat daha sonra tepe çakramızdan gelen göksel ışık
tüm çakraları besliyor. Sanskritçe bu çakranın adı “sahasrara”dır, bu da
“boşluk” demektir. Bu merkezin armağanlarını almış birisine artık beden
gereksiz oluyor. Mekan ve zamanda hareket etmeyi öğrenince, o Yerle ve Gökle
bir Şifacı geçmişi değiştirerek şimdini de değiştiriyor, mesela hastanın
iyileştiği ve sağlıklı hayat sürdürdüğü varyantı seçiyor.
Yedinci çakra hayatın ipliklerden örüldüğünü anlatıyor, biz birer
ışıldayan ipliğiz ağın içinde oluyor.
Yedinci çakranın dersi – zamanı yönetmektir. Sebep sonuç
zamanının çizgisinden kurtulduğumuzda biz geçmişin zincirlerinden kurtulmuş
oluyoruz. Bu gün artık geçmişteki olayların sonucu olmaktan çıkıyor; biz artık
sebep ve sonuçtan kurtulmanın özgürlüğünü yaşıyoruz. Biz bir ayağımızla günlük
yaşantımızda, ötekiyle –ruhsal dünyadayız ve bu ikisinin de bir olduğunu
anlamaya başlarız. Bu merkezin yardımıyla bir şifacı geçmiş ve gelecek hakkında
bilgi edine biliyor. Yedinci çakrayı geliştirdikte o olayları etkileme yetisi
kazanıyor. olduğumuz halde ayni zamanda
ağın bütünüyüz.
Yedinci çakranın negatif yönü aydınlanma gibi gözüken
gerilemedir ve dejenere olmaktır.
Ruhsal gelişim egonun dışına çıkmak demektir, ama egonun
dışında olan her hale aydınlanma denilemez. Egonu aşmakla Ruhla birleşme
düşüncesi gerçeği yansıtmaz. Bazı zaman egonun bastırılması farklı psikolojik
durumlara götürür. Psikoterapide insanın kendi kişiliğinin sınırlarını
tanımamamsı hastalık sayılır. Kendi benliğinizin algılayış temelini
oluşturmadan egonun dışına da çıkamazsınız.
Günümüzde her şey ihtiyaçların anında gidermesine
odaklandığından bazı ruhsal araştırmacılar alt çakraları es geçip hızla
yükselmeyi hayal ediyorlar. Ciddi çalışmalar yersel çakraların arınmasından
başladığını unutmamak lazım. Bazıları ruhsallıkta geçtikleri her aşamayı
aydınlanma zan ederler ve çalışmaları devam etmekte gerek yok diye düşünürler.Bu
büyük bir yanılgıdır.
Yedinci merkezi çalıştırmış kişi olağanüstü özelliklere
sahip olur: kadim bilgilere ulaşıyor,
kolektif şuura bağlana biliyor. Bu çakranın başka armağanı -görünüşü
değiştirmektir. Şamanlar kendilerini topraktan, bitkilerden, taşlardan ayrı
görmüyorlar.
Onlar sonsuzluğun
zamanın ve formun dışında olduğunu biliyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder