6 Şubat 2014 Perşembe

+ ÇAKRALARIN HAKİKATİ

                                  








                                                                                 
                   Çakraların hakikati


Günümizde bütün çakraları dengede olan ve tüm gökkuşağının renklerini barındıran enerji bedenine sahip olan kişiye rastlamak çok zordur. Enerji merkezlerinin dengede çalıştığında
şifa gerçekleşe biliyor. Enerji merkezlerinde bozuklukları ayırt etmek ve doğru tespit etmek için gerçekten “görmek” gerekiyor, yani bazı duru görü özelliklere sahip olmak şarttır. Çakrada enerji yetmezliği ve ya fazlası ola biliyor, çakra tıkalı ve bloke edinmiş ola bilir,  başka çakradan besleniyor. Enerji merkezlerinin çalışmasında gözüken bozukluklar kişinin psikolojik durumuyla, sosyal davranış biçimleriyle direk bağlıdır. Çakralar normale döndüğünde bu alanlarda da düzelme ,dengelenme izleniyor.
KÖK ÇAKRASI. Bu çakra bağırsakların, kolonun, bacakların, eklemlerin, bağışık sisteminin çalışmasından sorumludur, ayni zamanda bu çakra yaşam enerjisini barındırıyor. Hayatta bu soyun, ailenin enerjisidir. Birinci çakra hepimizin bir birimize bağlı olduğunun bilgisini taşır.
Şeref, hakkaniyetlik, anlayış, aile ve sosyal ilişkiler, yaşamak için fiziki enerjimizi kullanmak- bunlar hepsi birinci çakranın enerjileridirler. Kök çakra normal çalışmadığında sağlık söz konusu olamaz. Bu çakranın hakikati- Biz hepimizi biriz.
İKİNCİ ÇAKRA fiziksel bedende cinsel organları,  sindirim sistemini denetler. Hayatta bizim ilişkilerimizden, kendi kişiliğimizi belirlemekten sorumludur. Tüm ilişkiler bize gönderilmiş sınavlar olduğunu bu çakra bize anlatıyor. O bize artılarımızı ve eksiklerimizi anlamaya yardımcı oluyor. Başkalarına saygı duyduğumuzda biz bunu daha iyi anlarız. İkinci çakranın hakikati- bir birinize saygılı olun.
Benzer benzeri çeker deyimi ve ikinci çakranın enerjisi bize kendimize çektiğimiz ilişkilerin kendimizi anlamaya yardımcı olduğunu öğretir. Bu çakranın maksadı- bize başkalarıyla bilinçli ilişkiler kurmaktır, yani bizim gelişimimizi sağlayan ilişkileri tutup,  bize hiçbir şey veremez ilişkileri bırakmaktır.
Tesadüf denilen hiçbir şey yoktur: biz ilişki başlamadan onun olması için ürettiğimiz enerjiyle ona kapıyı açmışız. Bizim bilememiz gerekiyor ki, biz başkalarını yönetmeye ve değiştirmeye çalıştığımızda kendimizle savaşıyoruz, çünkü karşımıza çıkan insanlar bizim aynamızdır. Affetmeyi ve geçmişi bırakmayı öğrenelim- çünkü alışkanlığımızlar bizim hayatın akışını durdurmaya çalıştığımız tutunacaklardır. Her şey akıyor, değişiyor, yarınki gün bu günde düzeltmeler yapıyor. Korkular bizim ilerlememizi engelliyorlar, biz şuurlu hareket edemiyoruz, korkularımız negatif düşüncelerin ve davranışların kaynağıdırlar. Kendi sorumluluğunuza üstlenip, kendi gücünüze inanıp siz hayatınızı değiştire bilirsiniz. Erkek ve kadın ilişkisinde dikkatli davranmamız gerekiyor. Bilin ki biz kadın ve erkek enerjilerini taşıyoruz. Bizim hayatımız ve kaderimiz onların dengede olmasına bağlıdır.
Bir kadın hayatında eril enerjisini ret ettiğinde doğurganlık organlarında sorun yaşar, hatta onları kaybede bilir. Bir erkek paranın olmasını seks enerjisiyle bağlı olduğunu düşünürse, parayı kaybettiğinde iktidarsız ola bilir. Bu kadın ve erkek için de geçerlidir- paranın az olması enerjinin de azalmasına dönüşür. Bizim paraya bakış açımız ne kadar hafif olsa, o
kadar bu enerjini kullana biliriz, para bizi yönetmez, biz onu yönetmeği ve kullanmayı öğreniriz, para bize çalışır, biz ona çalışmayız.  İş de, para da bizim içindir, biz onlar için değiliz.
Şimdi ilişkilere dönelim. Bu hayatımızın en zor bölümüdür, çünkü bir partnerimiz olunca kendi seçimimizi ve hatalarımızı ona yüklemek isteriz. Bu hakikatler size ilişkilerinizi ve kendinizi anlamaya yardımcı olurlar.
1.Biz parterlerimizi kendimiz seçeriz.
2. Kimse bize hoş olmayan ilişkiyi yürütmemizi diretmiyor. Kimse- bizim dışımızda. Tüm durumlarda negatif ilişkiler bize kendimizi sevmediğimiz alanları işaret ediyorlar.
3. Sizin özel ilişkiniz sizin için özeldir ve vardır, başkaları
 ve partneriniz için değil.
4. Partnerimizde göre bileceğimiz tek şey yine biziz.
5.Biz başkasına acı veremeyiz, başkası da bize acı vermez.
Biz kendimiz kendimize acı vere biliriz. Hakikat o ki, biz partnerimize karşı yalan söylediğimizde sadece gerçek ilişkiyi yaşamaktan, değişimden, yalnızlıktan korktuğumuz için bunu yaparız. Partnere acı vermek istemediğimizi söyledikte biz kendimize yalan söylüyoruz, kendimizi kandırıyoruz –gerçeği saklıyoruz. Yalan her zaman ilişkiyi mahıv eder.
Sevgi samimi ve açık olmak demektir, biz kaybetmeden ve yalnızlıktan korktuğumuz için yalan söyleriz, ama bu partnerle aramızda soğukluk duvarı yaratır. Yalan gereksiz ilişkilerin ömrünü sadece uzatıyor.
6. Partner için en iyi yapacağımız şey –kendimizi sevmektir.
7. Sevgi her zaman daha çok sevgi ister ama ayni zamanda tam tersinin uyanmasına izin verir. Bu bizim içsel korkularımızla bağlıdır, onlardan arınmadan biz her ilişkide ayni şeyi yaşarız. Bu dersimizi alana kadar süre bilir. Aşkı idealize ettiğimizde, onu kaybetmeye mahkumuz.
8. Evlilik ömürlük kontrat değildir. Biz er ya geç aşk hayatında mutlu oluruz, ama ideal partnerimizi bulduğumuz için değil, biz kendimizi bulduğumuz içindir. İki insan bir birine korkularını ve zaaflarını emanet ettiğinde aşkı ve mutluluğu yaşarlar. Kalbinizi partnerinize açın, eğer bunun sonucunda o sizi terk ederse, bu o demektir ki, siz bir birinize uygun değilsiniz.
ÜÇÜNCÜ ÇAKRA – bedende mide bağırsak ve iç organlarının çalışmasından sorumludur. Bu bizim içsel gücümüzün, özgüvenimizin, maddi ilişkilerimizin merkezidir.
Maddiyeti idealize etmek iç organların hastalıklarına ve yoksulluğa getirir. Kendini aşağılama, sevmeme, suçluluk duygusu insana ıstırap veriyor. Bulunduğunuz seviyeyi, durumu kabul edin, hareket edip ileriye bakın, geriye bakmayın, duraklamayın. Gelişim hareket ettiğinizde gerçekleşir. Para mutluluğun öçlüğü değildir. O sadece yaşamda bize hizmet eden enerjidir.
DÖRDÜNCÜ ÇAKRA- kalp damar sisteminin ve akciğerlerin çalışmasından sorumludur. Bu aşkın ve inancın enerjisidir. Sevgi enerjisi- saf enerjidir. Kendini sevmek bir bakımdan başkalarını affetmek denektir. Affetmek koşulsuz sevgiyi öğrenmek demektir. Affetmediğimizde biz kendimize zarar veririz. İçeride ve dışarıda ne varsa –her şey bizim kalbimizin çalışması içindir. Bir kalbinize iyice bakın: orada tutukladığınız kimseler var mı? Tüm hücreleri açın, her kesi özgür bırakın, o cümleden kendinizi de azat edin. Her kesin bırakın, o zaman tüm ilişkileriniz de düzelir. Tüm acılarınızı, küskünlüğünüzü, öfkenizi, korkularınızı, suçlarınızı bırakın gitsinler. Size acı verenleri affedin, siz acı verdiklerinizden  af dileyin. Sevginin ilahi enerjisi özgür kalınca mucizeler yaratır.
Affetmek bizim her türlü duygusal, psikolojik, ruhsal ve fiziksel yaralarımızı iyileştirmeye yardımcı olur. Affetmek size sağlığınıza ve mutluluğa götürür. Affetmek dünyanın en iyi şifacısıdır.
BEŞİNCİ ÇAKRA – iletişim, ilişkiler, seçim- boğaz, tiroit bezleri, ağız,dişler, bronşlar.
Ruhumuzu geçmiş korkulardan ve negatif duygulardan arındırın. Söylenmedik bir problem, içimize attığımız küskünlük nezleyi doğurur(soğuk algınlığı olmadan). Daha derin incinmek
gripe neden olur. O zaman organizmamı bize iyileşmek için yedi gün veriyor.
Her çakra için bir gün, kendi hatalarımızı anlamamız için. Hayat dersimizi aldığımızda ve doğru seçim yaptığımızda olay bir daha tekrarlanmaz. Evet, hayatın alışık anlamını değiştirmek kolay değildir. Fakat, yeniliklerden korkup ayni yerde tökezlemek bize daha büyük acı yaşatır. İçsel huzura kavuşmak için bu değişiklik hortumuna dalıp yenilenip yüze çıkmak lazım. Değişikleri anlamak- eskiyi bıraka bilmek ve yeniyi kucaklamak, her şeyin bir yerde bite bileceğini ve yenisinin başlayacağını bilmek demektir.
Sizi kötü etkileyecek, öfkeye, kendine acıma duygularını doğuran düşüncelerden kaçınmaya çalışın. Kendi hayatınızın sorumluğunu başkalarına yüklemeyin, her şeyin sebebini kendinizde arayın. Bütün durumları size yazılmış mektuplar gibi algılayın, onları okumaya çalışın. Burada, şimdide yaşamaya gayret edin, geçmişte ve gelecekte değil.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder