ENERJİLER
Enerji hakkında temel bilgileri anlamamız için günümüzün
Evren teorilerine kısaca göz atmamız gerekiyor. Hızla gelişmekte olan kuantum
fiziği maddenin temeli atom altı
parçacıklardan – kuantum parçacıklarından bahis eder. Bu parçacıklar hem dalga
ve hem de nokta şeklinde tezahür ederler ve bunların enerji paketleri olduğu
ileri sürülüyor. Örneğin,
Max Planck ısı enerjisinin sürekli yayılmadığını, kuanta adı
verilmiş ayrı ayrı enerji paketleri halinde göründüğünü keşif etmiştir.
Einstein’e göre elektromanyetik yayım sadece dalgalar halinde değil, ayni
zamanda kuantalar şeklinde de görülmektedir. Bu hafif kuantalar, yani enerji
paketleri parçacık olarak kabul edilmektedir. Yani her şeyin en yakın tanımı
olan atom altı parçacık enerji paketi şeklindedir! Einstein’in Rölativite
teorisinin sonucunda madde ve enerjinin bir birisine dönüşe bileceği fark
edilmiştir. Kütle bir enerji formundan başka şey değildir, madde yavaşlamış ve
kristalleşmiş enerjidir. Vücudumuz enerjidir.
Başka deyişle biz hepimiz sonuçta birer enerjiyiz!
Bildiğimiz madde enerjinin daha düşük frekansını, katılaşmış formunu temsil
eder. Evren daima hareket içinde olan enerji frekanslarından başka bir şey
değildir. Günümüzde bilim adamları tüm Evrenin bölünmez enerji kalıplarından oluşan dinamik ağ
halinde olduğunu kabul ediyorlar.
Bilim adamlarının son yıllarda yaklaştıkları gerçekler
mistiklerin ve şamanların yüzyıllardır bildikleri gerçeklerdir. Evren ışıldayan
ipliklerden oluşmuş sonsuz enerji alanlarından ibarettir. Bu iplikler her
istikamette uzuyorlar, yumak halinde, akım ve çizgiler halinde sürekli
değişiyorlar. Bu ışıldayan ipliklerin doğası v e kaynağı bizim algılayışımızdan
öte bir şeydir.
Kozmik enerji uzmanları, şamanlar bu ışın ipliklerini
görüyorlar. Rus akademisyeni ve Kozmik enerji sisteminin yaratıcısı Petrov bu
ışın ipliklerinin oluşturduğu desenlere emanasya adı vermiştir. İnsan Evrenin
ayrılmaz parçası olduğundan ayni emanasyaları taşır, ama insan bedeninin
ışıldayan iplikleri sadece farklı biçimde toplanmış ve bir “kabuğa”
yerleştirilmiştir.
Duru görüler insan enerji alanını parlayan yumurta şeklinde
görürler, fiziksel bedenimizi kaplayan, örten ve ona nüfuz eden bu enerji
alanına “koza” da denilir. Daha önce enerji alanımız hakkında etraflı
konuşmuştuk. Enerji alanımız aynen Yer küresinin alanı gibi ipliklerden
oluşuyor, bu ışıldayan iplikler tepemizden çıkarak ayak topuklarımızda
birleşiyorlar. Kozanın yüksekliği ve genişliği genelde elin uzaklığında oluyor.
Şehirlerde enerji bedenimiz gücüyle biliyor, doğada, temiz havada aksine
genişliyor. Fiziksel bedenimiz daha katı, düşük titreşimli enerjilerden
oluşmuştur.
Bizim enerji bedenimizde enerji meridyenlerden ve
kanallardan akıp hareket eder. Çakralar bu bedenin işlev organlarıdır. Bunları
da etraflı ele almıştık. ( Çakraların hakikati- nazlialimova@blogspot.com)
İnsan enerji alanında aynen Gezegenin enerji alanında
cereyan eden ışın ipliklerinin bulunduğunu söylemiştik. Fakat insan enerji
alanı yaşam sürecinde değişiklere maruz kalıyor ve kozmik etalondan
uzaklaşıyor. Bazı olumsuz değişikler bize doğuştan veriliyor.
Bizim düşüncelerimiz, duygularımız, hayat tarzımız, hatalarımız,
beslenmemiz-hepsi enerji bedenimizde tezahür eder. Enerji alanımız ve çakralarımız zaman içinde
kirleniyor, tıkanıklar ve blokajlar meydana çıkıyor. Sonuçta çakralar
yavaşlamaya başlıyorlar, titreşimler bozuluyor, fiziksel organlarımız gereken
besleyici enerjiyi alamıyorlar. Gezegenin enerji alanıyla bizim enerji
alanımızın dengesi, alış verişi bozulduğunda hastalıklar ve ya yaşantımızda
ciddi problemler başlar.
Enerji alanımızdaki enerjinin kalitesi ve temizliği bizim
hayatımızın kalitesini sağlar. Bizim sağlığımız ve dinamikliğimiz enerji depolama
ve yenileme işlevinin kalitesine bağlıdır. Biz duygusal ve fiziksel
yoğunluğumuzla enerjimizi tükete biliriz. Normal yaşam için bu enerjinin
yenilenmesi ve doğru saklanması gerekir, bizim hayat kalitemiz enerji
bedenimizin doğru “şarj” olunmasına bağlıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder