Duyguları bırakma metodu
Değerli okurlarım, geçen
blogumda sizi Lester Levenson’un yarattığı Sedon sistemiyle tanıştırmıştım.
Şimdi bu tekniği size daha ayrıntılı şekilde anlatacağım ki, onu kendiniz için kolayca
kullana bilesiniz.
Genelde insanın duygularıyla ilişkisi üç yönde gelişir:
bastırmak, ifade etmek ve kaçmak.
BASTIRMAK- bu bizim kullandığımız en zararlı yoldur.
Bastırılmış duygular içimizde birikirler, çoğalırlar ve endişeye, depresyona
yol açarlar. Bastırılmış duygular karma mekanizmasını harekete geçirir, onlar
bizim hayatımızı hoşlanmadığımız şekilde yönetmeye başlarlar. Bastırılmış duygu
eninde sonunda bize hakim olur ve bir program şeklini alır. Program harekete
geçtiğinde biz onu durduramayız ve o duygunu çağrıştıran olayları ve durumları
yaşarız.
İFADE ETMEK- bu bir nevi hafiflemedir. Patladığımızda,
duygumuzu açık ifade ettiğimizde, sabrımız taştığında biz yığılmış duyguların
yükünü hafifletiriz. Kendimizi iyi hissedebiliriz, çünkü enerji harekete
geçmiştir. Fakat bu o demek değildir ki, biz duygumuzdan kurtulduk, bu geçici
bir rahatlıktır. Ve hem bizim açık duygularımızı ifade etmemiz, agresif
davranmamız karşı tarafı olumsuz etkiler, biz birine zarar vere biliriz, sonra
da suçluluk çekeriz.
KAÇMAK- biz duygularımızdan kaçmayı da yeğleriz, dikkatimizi
başka şeylere yöneltiriz: yemeğe, alkole, sohbete, televizyona, sigaraya,
uyuşturucuya, filme, sekse. Duygular içimizdedir, biz sadece onları görmezden
gelmeye çalışıyoruz, fakat biz onları yok saydığımızda maalesef onlar yok
olmuyorlar. Kaçmak aslinde bastırmanın bir başka yoludur.
Bildiğimiz gibi duygu kayıtları organizmada enerji
sıkışmaları şeklinde farklı yerlerde, organlarda yer alıyorlar. Organizmamızın
her hücresinin beynimizde yansıması vardır, her gerginlik beyinde gergin alan
yaratıyor. Gergin alan çok olduğunda beyinin özgür çalışmasına daha az enerji
kalıyor. Bundan dolayı enerji blokajlarından, duygusal kayıtlardan kurtulmuş
insan işinde ve hayatında daha başarılı olmaya başlıyor.
Duyguları özgürleştirme tekniğinin uzun yıllar pratik
çalışmaların sonuçlarıyla kendini doğrulamıştır.
Bu tekniğin önemli özelliği birikim yapmaktır. Her seferinde
bir duyguyu bıraktığınızda özgür kalmış enerjiyi hissedersiniz, düşünceniz
berraklaşır, davranışlarınız daha çevik ve mantıklı olur. Zaman içinde daha çok
enerjiyi serbest bıraktığınızda siz artık öyle huzur ve dengeye gelirsiniz, ki
kimse sizin yaşam sevincinizi, huzurunuzu bozamaz.
Bu çalışmaların sizi duygusuz kukla yapacağını hiç aklınıza
getirmeyin. Tam tersi- siz dünyayı çocuksu algılayışla, saf ve mükemmel görmeye
başlarsınız.
Üç hafta disiplinli çalışma bu metodu otomatik moda getirir.
İleride sizin bir duygunuzu görmek ondan kurtulmak için yeterli olacaktır.
BİRİNCİ ADIM: ODAKLANMAK.
İlk başta hayatınızın bir bölümüne odaklanmanız gerekecektir,
ilk başta neyi hal etmek istersiniz?
Belki bu sevdiğiniz kişiyle ilişkinizdir, evlatlarınızla,
anne babanızla, sizin işinizle, hayatınızla, sağlığınızla ve ya korkunuzla
bağlı ola bilir.
Seçtiğiniz neyse, ona odaklanın. Bu soruyu sorun kendinize:
Şimdi ben ne hissediyorum? Hangi duyguları hissediyorum?
Kısaca gevşeyip ve odaklanıp hangi problemle çalışmak
istediğinizi ortaya çıkarırsınız.
İlk adımın özü budur- probleminizi bulup ortaya koymaktır.
İKİNCİ ADIM: HİSSETMEK
Şimdi hangi problemle çalışacağınızı bildiğinizde onunla
ilgili duygularınızı belirleyeceksiniz. Kendinize sorun:
BEN ŞİMDİ NE HİSSEDİYORUM?
Lester Levinson tüm duyguları kategorize etmiştir ve onun
listesinde 9 duygu çeşidi bulunuyor. Şimdi
size bu listeyi getiriyorum. Onu dikkatle inceleyin, çünkü hangi duyguyu hissettiğinizi
belirlemekte size yardımcı ola bilir.
İLGİSİZLİK. Bir çok duygu ve his ilgisizliğin beraberinde
yaşanır. Ne hissettiğimizi sorunca biz bu sözleri kullana biliriz: Sıkılma,
kendini önemsiz hissetme, hayal kırıklığı, unutulma, faydasız olma, kararsızlık,
tembellik, kaybolunmuşluk, kaybetme, takılma, yorgunluk, yenik düşme, ret etme,
umutsuzluk, karşı koymama, kabul etme, dalgınlık, dikkatsizlik, kendini küçük
görme.
Levinson’a göre bunların hepsi ilgisizliğin, durağanlığın
yansımalarıdır.
DERT. Burada biz bu sözleri kullana biliriz: terk edilme,
suçluluk, incinmek, ıstırap, utanç, ihanet, çaresizlik, kaybetme, perişan olma,
yıkım, koparmak, özlem, anlaşamazlık, vicdan azabı, keder, dışlanma, pişmanlık,
kendine acıma duygusu.
Korku. Korkunun farklı tezahür formları :endişe, tasa,
ihtiyatlı olma, kuşku, korkaklık, panik, gerginlik, çekingenlik, sahne korkusu,
kapana sıkışmak, mahcubiyet, sinirlilik.
TUTKU. Bu “ben istiyorum” duygusudur. Biz bunları hissede
biliriz: Güçlü istek, arzulama, beklenti,
ihtiyaç, arayış, yönetilme, cimrilik, boşluk, sabırsızlık, baskı, acımasızlık,
hırs, kin, bencillik, kıskançlık.
ÖFKE. Biz bunları hissederiz: agresiflik, sinirlilik,
argümanlık, meydan okumak, çağırmak, talep etmek, nefret, delirmek, kıskançlık,
önemsemek, hiddet, köpürme, isyan, kabalık, direnmek, inatçılık, öç alma,
küstahlık.
GURUR- Bunları hissederiz: özel olma duygusu, üstünlük, küçümseme,
aşağılamak, eleştirme, yargılama, affetmeme, kibir, şöhret düşkünlüğü, kınama, mahkum
etmek, övünme, kendini beğenmişlik.
CESURLUK- Burada bu duygular ortaya çıkarlar: girişimcilik,
maceracılık, canlılık, eminlik, yaratıcılık, kararlılık, dinamiklik, mutluluk,
pozitif olma, sevgi, atılganlık, cesaret, yüreklilik, değişmezlik, güç.
KABULLENİŞ- Bunları hissede biliriz: denge, empati,
hoşgörülük, sevinç, sevgi,anlayış, coşku, haz, hoşnutluk, arkadaşlık, yakınlık,
hayranlık.
SULH-Biz özgürlük, huzur, kusursuzluk, mükemmellik, bütünlük
saflık hissederiz.
ÜÇÜNCÜ ADIM: Duyguları özdeştirme,
Şimdi elinizdeki listenin yardımıyla ne hissettiğinizi
belirleyin.
Kendinizi duygulara açın, duygunuzu bedeninizin hangi
noktasında hissediyorsunuz?
Kalp atışları mı hızlandı? Göksünüz mü sıkıştı? Ve ya karın
bölgesinde gerginlik hissettiniz?
Fiziksel belirtileri fark ettiğinizde onlara odaklanın ve
duygularınızı öğrenmek için çıkış noktaları yapın.
Hangi söz aklınıza geldi?
Bir söz yüze çıktığında onun hangi gruba dahil olduğuna
bakın.
Levinson çalışmalar sırasında gördü ki duygudan kurtulma
onun net ve duru şekilde algıladığımızda, onun bu 9 söz kategorisinin birisine
tekabül ettiğinde daha kolay oluyor.
Mesela, bazı problemlerinize odaklandığınızda sizin duygunuz
“endişe” diye karara gele bilirsiniz.
Siz endişeni ve kararsızlığınızı bıraktığınızda kendinizi iyi hissedersiniz.
Fakat bu duyguyu daha derinde izlediğinizde onun Korku kategorisine ait
olduğunu görürsünüz.
Korkunuzu bıraktığınızda sonuç çok daha güçlü ve kullanışlı
olacaktır. Bu problemi kökünden çözmek anlamına geliyor. (devamı var)
Değerli okurum, bu önemli çalışmanın -Sedon tekniğinin-
kalan 6 adımını bundan sonraki makalemde size anlatmaya çalışacağım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder