25 Şubat 2014 Salı

+SİHİRLİ FORMÜL


 


                                                                                     
                                                                                       
       SİHİRLİ FORMÜL
                                    
                    


Kuantum fiziğinin buluşları hayatımızın her alanını etkilemiştir.  Fizik biliminin bu önde gelen bölümü çok önemli bir ezoterik bilgiyi, uzak doğu felsefesinin bakış açısını ispatlıyor. Kuantum fiziğinin bize sunduğu felsefi açılımı kısaca bundan ibarettir: İzleyen izlediği zaman yaratıcı oluyor. O izlediği şeyi yaratıyor. Verner Geyzenberg’in ünlü belirsizlik prensibine dayalı bu teori insanın maddesel dünyayla ilişkisi kurmasında bir sıçrayış yaptı. Fred Volf  “Kuantum sıçrayış” adlı makalesinde bu ilişkiyi böyle nitelendiriyor:
  1. Fiziksel realite izleyici olmayanca yoktur.
  2. İzleyici baktığında realiteyi oluşturuyor.
Biz bir şeye baktığımızda onu yaratıyoruz. Bizim bu olağanüstü özelliğimizi hayatımızın problemlerini çözmekte kullana biliriz. Zaten imge etme, imajine etme işlevlerinin bilimsel açıklaması da burada yatıyor.
Şimdi size   “eritme ve yaratma” formülünü anlatacağım. Burada “eritme” yerine “yok etme” sözünü de kullana biliriz, fakat bu gerçeği anlatmaz diye daha yumuşak bir ifadeyi seçtim.
Bu formülü kullanarak siz kısa zamanda iyi sonuçlar elde ede bilirsiniz. Bu formül ile biz her şeyi yarata biliriz: duyguları, düşünceyi, değerleri, somut şeyleri, arzuları, inançları.
Formül iki basamaktan oluşuyor
1.Çalıştığınız objeyle ve ya duyguyla(düşünceyle) bütünleşme. Objeyi içinize alıp, hissedip onunla özdeşleşiyorsunuz. Sonra bu objenin (duygunun) DIŞINA çıkıyorsunuz
2. Boşluğa adım atıyorsunuz ve burada istediğiniz alternatif objeye ve ya duyguya dikkatinizi yöneltiyorsunuz.
Mesela siz geçmişinizde bir korku yaşadınız, şimdi o sizi rahatsız ediyor. Bu formülle korkudan kurtula bilirsiniz.
      Çalışmada doğru yolu izlemek için kurtulmak istediğiniz duyguyla, objeyle ve ya durumla bir olup onları doğrudan hissetmeniz lazım. İstemediğiniz bir şeyden kurtulmak için, onu kendi dünyanızdan atmak için onu hissedip yaşamanız gerekiyor. Bir objeye, duyguya, görünüşe karşı koymak onu tutmak, güçlendirmek demektir.
Objeni hissetmek ve onunla birleşmek işlemi her kişide farklı şekil ala biliyor. Fakat bu süreç yarım dakikadan fazla olmamalıdır.
Objeyle bütünleştikten sonra onu terk edip boşluğa çıkıyorsunuz. Siz şimdi boşluktasınız. Burada istediğiniz objeyi, durumu, görünüşü yarata bilirsiziniz.
Birinci etapta siz duygularınızı hissettiniz. Şimdi siz duygularınızın enerji alanını yavaşça genişletip  sınırlarını hissedeceksiniz. Bir süre sonra enerji alanının bittiği yerde, onu sınırlarını çizdiğiniz yerde oradan çıkacaksınız. Eski duygunuzun enerji alanı geride kalacaktır ve eriyip yok olacaktır. Siz çalıştığınız duygunun ve ya objenin enerji alanını bir balon şeklinde(ve ya size nasıl gözüktüyse) imgeleye bilirsiniz, sonra siz bu balonu geride bırakıp saf, temiz Boşluğa adım atıyorsunuz. Sonra geride bıraktığınız enerjiyi unutun, dikkatinizi onun karşıtına, istediğiniz şeye yöneltin. Şimdi istediğiniz şeyi imajine edin.
Bu işlemin özeti budur: Siz kurtulmak istediğiniz şeyin enerji potansiyelini hissedip onu genişletiyorsunuz, onun sınırlarını hissettikten sonra onu bırakıyorsunuz.
Ünlü yoga Nisargada Maharac diyor ki,”  Tam bilmediğin şeyden kurtulmak mümkün değildir’.
Formülün çalışma prensibini daha iyi anlamak için sizin bilmeniz gerekiyor ki, var olan her şeyin bir formu vardır. Ve siz Bunu bir varsayım gibi kabul etmelisiniz. Maddesel olmayan şeylere, değerlere siz kendiniz düşüncenizle istediğiniz formu vere bilirsiniz. İmgelediğiniz formu genişletip onun sınırlarının bittiği yerden Boşluğa çıkmalısınız. Burada ise, istediğiniz şeyi istediğiniz şekilde var etmekte özgürsünüz.
Umarım bu kısa, fakat etkili teknik size problemlerinizden kurtulmaya yardımcı olur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder