BAŞARININ İLMİ
İstatistik veriler diyor ki 10 kişiden bir kişi başarılı ola
biliyor. 10 insanın içinde birisi parlak, zengin, mutlu hayatı yaşıyor, %90 ise
– zorluklar ve işkence çekiyor.
İnsanların çoğu hasta, fakir ve başarısızdır- çünkü başka
türlü yaşamayı bilmiyorlar.
Başarı şansın ve tesadüfün ürünü değildir. Başarıya giden
yolları insanlık tarihinde inceleyen ve birikmiş bilgiyi bir araya getiren
insanlar vardır. Günümüzde yaşam koçluğu denilen eğitim kursları, çeşitli
seminerler, kişisel gelişim kursları başarıyı hedef alıyor. Başarı artık
neredeyse bilim dalı olmuştur. Evet, gerçekten başarıya ulaşmak dalında ilim
var diye biliriz.
Bu sistemin kaynağında, onun temelini oluşturan isim vardır-
Napolyon Hill (1883-1970). Onun “Düşün
ve zengin ol” (“ Think and Grow Rich” ) kitabı yüz milyonlarca tiraj görmüştür
ve milyonlarca insanı zengin etmiştir. En önemlisi ise Hill insanın değişmesine
yol açan bir takım pratikler sunmuştur. Başarı hakkında milyonlarca kitap
vardır piyasada, ama Hill “ Neden bazı kişiler zengindir, bazıları değildir?”
sorusunu insanlık tarihinde soran ilk kişidir ve bu soruya cevabı da bulan
kendisidir. “ Düşün ve zengin ol” kitabının tarihçesi kitabın kendisi kadar
ilginçtir. Hill’i bu konuda kitap yazmaya ikna eden, motife eden kişi Andrew Carnegie’dir
(1835-1919). Carnegie ünlü iş adamı, Amerikan Polat dökümünün Kralı ve
zamanının en zenginlerinden biridir. İskoç’tan
Amerika’ya ailesiyle göç etmiş genç delikanlı fabrikada haftada 1,2 döller karşılığı çalışarak işe başladı. 40 yıl sonra
Andrew Carnegie Amerika’nın en zengin insanı olmayı başardı.. O, hayatının
sonunda tüm devletini hayır işlerine harcadı. O, Amerika’da, Avrupa’da, Çinde
4327 kütüphane, 8 Üniversite, çok sayılı hastane kurdu. Carnegie yüz yıl bundan
önce yaşadığına göre, kitap o zamanın bilgiyi aktaran tek vasıtaydı:
televizyon, internet yoktu. Bir tek kitap insana bilgiyi ulaştırıp onu
değiştire bilirdi. Carnegie’nin ölümünden sonra onun arşivinde böyle bir not
bulunmuştur: “Ömrümün ilk yarısını para kazanacağım, ikinci yarısını onu
insanlara dağıtacağım. İnsanlara yardım etmeyip kendimden sonra para bırakmak
çok aptalca olur”.
Napolyon Hill Andrew
Carnegie’nin yanına gazeteci olarak geliyor. Bu iki insanın bir araya gelmesi yüz
milyonlarca insanın hayatını değiştirmeye neden olacaktır. Andrew Carnegie genç
gazeteciye başarılı ve zengin insanların hayat hikayelerini öğrenmeyi teklif
ediyor. Carnegie diyor ki, “Ben seni başarılı ve zengin insanlarla
tanıştıracağım, sen onlarla röportaj yaparsın, sonra onların hikayelerini
araştırıp başarının ortak prensiplerini, başarının koşullarını ortaya koyarsın.
İki insan böyle konuştular ve anlaştılar.
Napolyon Hill 500 yakın dünyaca ünlü zengin iş adamlarıyla
konuştu. Bu 500 hikayeni analiz edip Hill gördü ki, gerçekten başarının kendine
mahsus kanunları ve prensipleri vardır ve bunları bilip uygulayan her kişi başarılı
olma fırsatı kazanır. Bu hayatı değiştiren kitap böyle yarandı.
Tabi başarı hakkında çok kitap yazılmıştır, ama bu kitap
ilktir, ve bundan dolayı değerlidir. Kaynaklar her zaman daha çok bilgi içerir.
Napolyon Hill’in kopya çekmeye, başkalarının düşüncelerini kullanmaya fırsatı
yok idi. Hayatını değiştirip başarıya doğru adım atmak isteyen her kesin evinde
bence bu kitabın bulunması gerekiyor.
Başarı bir ilimdir. Onun kanunları vardır. Başarılı olmak
için bunları bilmek lazımdır.
Bir bakın, etrafınızda ne kadar hasta, yorgun, yoksul,
başarısız insan vardır. Ne kadar insan çiçek açıp meyve vermeyen bitkiye
benzer. Allah’ın onlara verdiği İlahi kıvılcım, güç öylesine saklı kalmış,
uyanmamıştır. Kimse bu insanlara Özel olduklarını, ilahi potansiyele sahip
olduklarını söylememiştir. Peki, ne kadar insan sevgisiz yaşıyor? Bazıları bu
dünyaya gelip sevginin ne olduğunu anlamadan gidiyorlar. Evet, belki de romantik
bir ilişki gençliğinde yaşamışlar, öpüşmüşler, sevişmişler, evlenmişler- ama
kalbinizi dolduran ve tüm dünyayı başka renklere boyayan sevgiyi tatmamışlar.
Bundan dolayı Başarı ilmini öğrenmeye, araştırmaya sizi
davet ediyorum. Kendi potansiyelinize inanın ve onu yüze çıkarın. Hayatımızın
esas kanunu gelişimdir. Her canlı yaşam mücadelesi içinde gelişmeye mecburdur.
Bizim genetik olarak esas amacımız gelişim ve tekamüldür. Genetik bilim adamı E.
Sheinfeld diyor ki: “ Durun ve düşünün. Tüm insanlık tarihinde sizin gibi
birisi doğmamıştır ve bu sonsuz Evrende bir daha sizin gibisi olmayacaktır. Siz
tamamen özelsiniz.”
Her insan başarılı ola bilir. Her insan bir yıldızdır. Onun
kendi ışığı, kendi sonsuz potansiyeli vardır. Bilim şimdi ispat ediyor ki,
sıradan bir kişi tüm bilgileri benimseye bilir.Dünyanın tüm bilgisini!
Öğrenin, araştırın, kendinizi geliştirin, size sunulan
bilgilerle harekete geçin ve kazanın. Hayatta ikinci sınıf vatandaş olmaktan
vaaz geçin, bilin ki, ne sizin mesleğinizi, ne eğitiminiz, ne de yaşınız
başarıya engel olamaz. Birçok dünyaca ünlü iş adamları resmi eğitim almamışlar:
Amerikan otomobil endüstrisinin yaratıcısı Henry Fort, Soiçiro Honda-Honda markasının
sahibi, Apple Macintosh şirketinin sahibi Steve Jobs .
Başarının sırlarını öğrenmek için ünlü insanların hayatını
bilmekte fayda var. Bunların hayatı bize ilham vere bilir, örnek olur. Mesela,
günümüzün ünlü matematiği bilim adamı Stephen Walking hayatı bu bakımdan
inanılmaz bir örnek oluşturur. Walking 35 yaşından paralize olmuştur ve yürüme
engellisidir, onun engelli koltuğunu idare eden ve dünyayla iletişimini
sağlayan tek baş parmağı çalışır durumdadır. 1985 yılından sonra birkaç
ameliyattan sonra konuşma yetisini de yitiren Walking insan konuşmasını yansıta
bilen özel bilgisayar yardımıyla dünyayla iletişim kura biliyor. O, Cambridge
Üniversitesinde Matematik ve Fizik teorisi bölümünde çalışıyor. Son 40 yılda
engelli koltuğunda oturarak Walking tüm sağlıklı arkadaşlarından daha çok bilimsel
araştırmalara ve buluşlara imza atmıştır. Walking bir tek bilim adamı değildir,
onun güzel ailesi de vardır. 21 yaşında doktorlardan 8 sene ömrü kaldığını geziyor,
seminerlere gidiyor, yeni kitaplar yazıyor.
Gördüğümüz gibi, ne diploma eksikliği, ne sağlık sorunları,
ne de koşullar başarıya engel değildir. öğrendikten sonra onu seven kızla
evleniyor ve bu evlilikten üç çocuk dünyaya geliyor. Doktorların söyledikleri
zamandan çok yıllar geçti, Walking
dinamik bir hayat sürdürmeyi devam ediyor ve bununla ünlü fizikçinin
hikayesi bitmiyor.1985 yılda onun birinci evliliği bitiyor ve Waking kendi
hemşiresi Ellina Meyson’la evleniyor. Engelli koltuğuna mahkum insan bir çok
sağlıklı kişiden daha hareketli ve canlı hayat sürüyor: dünyayı
geziyor, kitaplar yazıyor, seminerler veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder