DÜŞÜNMEDEN ÖNCE DÜŞÜNÜN
Cennet de, cehennem de bizim içimizdedir. Her insanın içinde
karanlık ve ışıklı yanları vardır. Kötü “ben”le iyi “ben” arasında hep mücadele
sürüyor. Siz hangi taraftasınız?
Biz “sözler” makalesinde (nazlialimova@ blogspot.com) yıkıcı ve iyi sözlerden konuştuk. Negatif sözleri
dilimizden çıkarmaya karar verdik. Şimdi ise düşüncelerimizi kontrol etmeye
öğreneceğiz. Hayatımızı zehir eden kötü düşüncelerden kurtulup iyimser, pozitif
düşünceleri geliştirmemiz lazımdır.
Negatif düşünceler hastalığı ve yoksulluğu yaratıyorlar.
Hastalık ve yoksulluk negatif düşünceleri oluşturuyor. Böylece kısır döngü
oluşuyor. Bu kısır döngüden iyi düşüncelerle çıka bilirsiniz. Düşüncelerimiz
bizim hayatımıza şekil veriyorlar. Her kes kalbinin bir köşesinde iyi, ışıklı
geleceğe umut ediyor. Ama bu gelecek arkadaş edindiğiniz negatif düşüncelerin
ortamında mümkün değildir. Onları kovmak gerekiyor. Tabi bu kolay iş değildir.
Çünkü etrafımızda çoğu insanın kafasında kötü düşünceler ağır basıyor. Biz bu
insanlardan etkileniyoruz. Biz bu düşünceleri ebeveynlerimizden miras alıyoruz,
izlediğimiz televizyon haberleri, korku filmleri bizde bu düşüncelerin
uyanmasına neden oluyor. Kimse bize düşüncelerimizi kontrol etmeyi, yönetmeyi
öğretmiyor. Ama günümüzde bilim adamları ve metafizik uzmanları, psikoloji ve
ruhsal çalışmalar yapanlar- hepsi düşüncenin maddesel olduğunu söylüyor.
Düşünce psişik maddedir. Aklımızdan geçen her düşünce bizim kaderimizdir.
Siz grip salgınından korunmak için maske takan insanları
görmüşsünüz. Onlar kendilerini virüsten koruyorlar. Negatif düşünceler
virüslerden daha tehlikelidirler. Siz pesimist, karamsar insanlardan kaçının,
korku filmlerini ve dramları izlemeyin. Güçlü, pozitif insanlarla arkadaşlık
etmeye çalışın, güzel duygular yaşatan filmleri izleyin.
Eğer sen, değerli okurum, gerçekten hayatını değiştirmek
istiyorsun, zengin ve sağlıklı yaşam arzu ediyorsun- düşüncelerine dikkat et.
Düşünce maddeseldir, düşünmeden önce düşün. Düşüncelerini izlemeye al.
Hayatının değişmesi için önce senin düşüncelerin değişecektir.
Düşünceler sizin bilincinize yerleşmiş tohumlardır, bu
tohumlardan davranışlar çıkar, davranışlarınız sizin karakterinize şekil verirler,
karakterinizden kaderiniz doğar.
Sizin her düşünceniz hayatınızı, Evreni etkiliyor.
Siz kendi geminizi yürütmek için yardımcıları ve akıl veren
dostları davet ede bilirsiniz. Ama bu işe yaramaz, çünkü sizin hayat geminizin
sorumluluğu size aittir. Geminizi yürüten sizsiniz. Devletten, anne babanızdan,
eşinizden, patronunuzdan hesap sormayın, yoksa yüzünü kapatıp kimsenin onu göremediğini
zan eden çocuğa benzersiniz. Kendinizden ve kendi sorumluluğunuzdan
kaçamazsınız! Tüm dünyada kimse sizden sorumlu değildir. Siz ve sizin
düşünceleriniz.
Şimdi negatif düşüncelere bakalım. Bunların temelinde korku
ve güvensizlik yatıyor:” Ben yapamam”, “Yok, bu bana göre değil”, “Neden ben
böyle şansızım?” “Benim hayatım berbattır ve hep böyle devam eder” , “Ben hastayım”,”Ben
fakirim”…
Burada en büyük tehlike o ki, biz düşüncelerimize alışığız,
onların yıkıcı özelliğini farkında değiliz. Biz her gün aynada gördüğümüz
yüzümüze, cebimizdeki paraya, monoton renksiz hayata alışıyoruz. Ayni bu şekil
negatif düşüncelerimize alışmışız. Biz dünyaya küçük, kirli pencereden
bakıyoruz. Biz bu duruma alışmışız. Biz kendi ismimizin, sosyal statümüzün
kölesi olmuşuz. Biz sanki kendimizi hücreye sokmuşuz ve bu hücrede bizi tutan
düşüncelerimizdir. Onlar bizim büyük hedeflere ulaşmakta en büyük engelimizdir.
Bizim kendimiz yarattığımız zincirleri kırmamız lazımdır.
Geçmişin kalıplarından, değerlerinden çıkıp hak ettiğimiz zenginliği ve
mutluluğu hedef olarak görmemiz lazımdır.
Kendimizi zengin, mutlu ve sağlıklı görelim. Hayalinizi
şimdi oluşturalım!
İyi şeyler düşünelim!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder