BAŞARISIZLIK
Her başarısızlık büyük bir başarının potansiyelini içerir.
Problemler bizim karakterimizi geliştirir, irademizi güçlendirir. Zorluklar
bizi yeni seviyeye taşırlar. Çin ve Japon dillerinde “felaket” ieroglifinin iki
anlamı vardır: birincisi-felaket, ikincisi- yeni fırsatlar.
Başarısızlık bizi başarıya götüren basamaktır.
Dünyanın en sevilen zenginlerinden çizgi film
yaratıcısı Walt Disney’in hayatı bu
düşüncenin en güzel ispatıdır.
Genç Walt gazeteden aşağılayıcı bir gerekçeyle kovuluyor : o
yeni fikir üretemiyormuş.
Küçük bir gazete Walt Disney’e aptal ve işe yaramaz
damgasını vuruyor. Bu genç adam için tam bir yenilgi ve trajedi oluyor, ama bu
trajediden Büyük Disney Dünyası doğmuştur.
Disney çizgi filmlerini yaratmaya başlıyor, onun Osfalt
isimli kahramanı herkesin kalbini fetih ediyor, ekonomik durumu hızla
yükseliyor, ama tam bu geldiği güzel noktada o yine darbe alıyor. Bu sefer
saldırı kurduğu şirketin ortağından geliyor. Adam tüm anlaşmaları kendi adına imzalamıştır
ve günün birinde Disney’e diyor ki : “Bundan sonra bu şirket, anlaşmalar, çizgi
filmleri ve sen çizdiğin kahramanlar da benimdir. İstersen maaşla burada çalışa
bilirsin.”
Tabi bu açık dolandırılma ve aldatılma Disney’i mahıv ediyor:
bir anda arkadaşını, ortağını, parasını kaybediyor. Beş kuruş parasız derin
krizde Disney evden dışarı çıkmıyor. Ama bu arada o yeni çizgi filmi kahramanı
yaratıyor: Mikki Mous’u. Kim bilir, belki de Disney o derin üzüntüyü ve
sarsıntıyı yaşamasaydı şimdi onun yarattığı masal dünyası ve Disneyland zinciri
olmayacaktı?
Boks maçları organizatörü Don King’ in hayatı da çok ilginç
bir hikayedir. Don King büyük şehrin zenci gettosunda büyümüştür – alkolün,
uyuşturucunun, cinayetin bol olduğu yerde. Burada onu ne bekleye bilirdi? Ya
ceza evi, ya da ölüm. Nitekim öyle de oldu, Don King bir çatışmada birisini öldürdükten sonra uzun
müddet ceza evine giriyor. Burada mucize baş veriyor. King sabahtan akşama
kadar kitap okuyor: Sokrat, Dostoyevski, Platon. Akıllı kitaplar onun dünya bakış
açısını, düşüncelerini, hayatını değiştiriyor. Ceza evinden bam başka birisi
çıkıyor: eğitimli, entelektüel birisi. O profesyonel boksla çalışmaya başlıyor,
maç oragnizatörlüğünü yaparak bu sporu çok iyi seviyeye getiriyor. Don King
tarihe Muhamet Ali ve Furman arasında boks müsabakasını organize eden adam gibi
girmiştir. Bu maçın değeri hiç görülmemiş bir rakamdı-10 milyon dolar. Onun da
hayatında yaşadığı olumsuzluklar olmasaydı, belki o da çevresindeki birçoğu
gibi alkolik ve ya bağımlı olup hayatını sokaklarda bitirecekti.
Her felakette, olumsuzlukta, belada iyi bir şeylerin
tohumları vardır. “Beni öldürmeyen şey beni güçlü ediyor”. Bu gerçekten de
başarının formülüdür.
Hepimiz Harry Potter’i seviyoruz. Bu ilginç oğlanın ve onun
arkadaşlarının yaratıcısının da hayatı baya ilginç bir hikayedir. Joanne Ketlin
Rowling 31 haziran 1065 yılında İngiltere’de, küçük bir şehirde doğmuştur.
Kendi söylediğine göre çocukluğunda topluca gözlüklü, okumaya düşkün bir kız
çocuğuydu. Harry Potter de gözlüklü, çalışkan bir kahramandır. İlk kez böyle
bir karakter dünya edebiyatında öne sürülüyor. Yaramaz, asi çocuk kahramanını
yerini akıllı, çalışkan çocuk alıyor. Joanne Rowling çalışkanlığı, okumayı moda
yaparak anneleri sevindirmiştir. Okuldan sonra Joanne üniversiteye filoloji
bölüme giriyor. İlk kitabını 1990 yılında yazmaya başlıyor, bu arada Londra’da
yayın evinde çalışıyor. Onun bilgisayarı olmadığından kağıtlara romanını
yazıyor ve yazdıklarını ayakkabı kutusunda saklıyor.
26 yaşında Joanne Portegiz’e İngiliz dili dersi vermeye
gidiyor ve burada gelecek eşiyle tanışıyor.
Kocası iş bulamayınca Joanne çocuğunu doğurana kadar
çalışmak mecburiyetinde kalıyor. Aile hayatı yürümeyince Joanne üç aylık
kızıyla İngiltere’ye kız kardeşinin yanına geliyor. Burada onu sıkıntılı günler
bekliyor. Küçük kızıyla Joanne devletten aldığı yardım parasıyla geçiniyor. .Ayda
70 punt alan kadın sıkıntılı günler
yaşıyor. Annesinin vefatı, parasızlık, kocasının onu evden elinde yeni doğmuş bebekle
kovması derin depresyona neden oluyor. Geceleri kızı uyuduktan sonra Joanne
gerçeklikten uzaklaşmak için kitabını yazıyor.
İlk kitabını “Harry Potter ve Felsefe Taşı” beş yıl içinde
bitiriyor. Joanne kitabını bütün yayın evlerine gönderiyor. Aldığı cevap böyle
oluyor: çocuklar için fazla anlaşılmazdır”.
1995 bu kötü dönem sona eriyor. Joanne’nın kitabı Blumber
yayın evinin dikkatini çekiyor. Birkaç
çocuğa kitabı okumaya veriyorlar, çocuklar çok seviyorlar kitabı. Bundan sonra
yayın evi kitabı basmaya karar veriyor. Daha sonra kitabı Avrupa’nın en büyük kitap fuarına
götürüyor.
“Blumber” yayın evi Joanne’ye 2250 dolar para ödüyor. Kadın
için bu inanılmaz bir paraydı ve söylediklerine göre o hayatında ilk kez
kendine yüzük alıyor.
İlk kitap 1997 basılıyor ve aynı yıl Joanne 12 bin dolar
kazanıyor. Nihayet o kendine bilgisayar alıyor.
Ve yükseliş başlıyor. Amerika ‘Felsefe Taş”ının yayın
hakkını110 bin dolara alıyor. 2000 yılın yazında ilk üç kitap 35 milyon tirajla
basılıyor, 35 dile çevri yapılıyor. Harry Potter tüm dünyanı fetih ediyor. Joanne
Rowling ise günümüzün tek kadın yazarıdır ki, bir milyardan fazla para
kazanmıştır. Onun altıncı kitabı 7 milyon tirajla basılmıştır. 5-ci kitabı ise
ilk günlerde 5 milyon adet satılmıştır. Bu arada onu da söylemek lazım ki, Joanne
Rowling mütevazi, hoşgörülü olduğu gibi kalmıştır.
Sıradan insanların hayatında olağanüstü güzel olaylar bizim
dünyada tekrar tekrar oluyor. Her saat her kıtada mucizeler baş veriyor. Bu
mucizeye siz de inanın. Bilin ki en yakınlarınız bile size bu sözleri demezler:
Ben senin başarılı olacağına, senin geleceğine inanıyorum!
Siz bu sözleri kendiniz kendinize söylemelisiniz. Sizin
kalbinizde bir yıldız saklıdır, bir gün bu yıldızın ışığı dünyayı
aydınlatacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder