16 Ocak 2014 Perşembe

+ LİDERLİK VE MOTİVASYON









                        

      Liderlik ve motivasyon

Kurduğunuz işte sizi ileriye götüren, motive eden nedir?
Size garip gelse de işte en büyük motivasyon yine sevgidir. Neden?
Her şey çok basit. Dünya hayvanlarından farklı olarak insan ebeveynlerinden uzun müddet, 15 seneye yakın, bağımlı kalıyor. Küçükken, bebek halimizde biz resmen sevginin peşinde oluyoruz, hep onu arıyoruz. Çünkü biz sevgisiz öle biliriz. Çocukken biz aciz ve savunmasızız, büsbütün anne babaya bağlıyız. Onlar bize istediklerini yapa bilirler: döverler, azarlarlar ve ya yemek verirler, altımızı temizlerler, severler. İlk on yıl bizim söz hakkımız  denilen şey olmuyor. Ama bilimin dediğine göre bu on yılda bizim hayat içinde aldığımız tüm bilginin %75 alıyoruz. Ve 9-10 yaşlarında bizim karakterimiz, değerlerimiz artık formalaşmış oluyor. Sevginin fazlası olmaz. Bilim adamları bir çocuğun sevgiyle büyümesi için onun ebeveynleri günde 38 defa onu kucaklarına alıp sevmelidirler. Bizim uyku zamanımızı da hesaplasak görürüz ki, saatte iki kez bebeğimizin bizimle fiziksel temasta bulunması lazım. Anne baba çalışıyor, yoruluyor ve ya sinirli ve morali bozuk ola biliyorlar. Bundan dolayı diye biliriz ki, dünyada kimse gereken sevgiyi alamıyor, hepimizin sevgiye ihtiyacı vardır.
Biz bilinçaltı hepimiz sevgi arıyoruz, hepimiz sevgi istiyoruz, sevgi bizim temel duygumuzdur, kalbimizin derinliklerinde sakladığımız çıkış noktamızdır. Sevginin üzerinde her şey sonradan kuruluyor ve inşa oluyor.
Bundan dolayı bir işte başarıdan söz ederken sevgiyi es geçemeyiz. Kurduğunuz şirkette, çalıştığınız yerde sizi motive eden ilk şey sevgi olacaktır. Büyük sevgiden büyük işler doğar.
Her hangi bir işe soyunduğunuzda, şirket kurduğunuzda, insanları etrafınıza topladığınızda kalbinizde sevgiyi biriktirin. Ne kadar çok sevgi verirsiniz, o kadar enerjiniz artar, o kadar çok sevgiyi alırsınız.
Başkalarına kendinize nasıl davrandığını istediğiniz gibi davranın. Bu ilke tüm dinlerde bize sunuluyor. Lider olma, başkalarını idare etme bilimi de özünde bu ilkeye dayalıdır. Son 5-6 bin sene lider olma bilimin özü hiç değişmedi. Tüm teknoloji gelişmelere rağmen insan insan olarak kalıyor. Bill Gates’in liderlik özellikleri Hay Yuri  Caesar ile aynidir.
Tarihe bir göz atalım. Genç general Napolyon Bonapart İtalyan ordusunun başına gelende şaşırmıştı.
Ordu kasası boş idi, mektup ve ya bildiri göndermeye bile para yoktu. Ordunu soymuşlardı, askerler sefil haldeydi: yırtık giysilerde, yalın ayak dolaşıyorlardı. Başkomutan ne yaptı? İlk önce hırsızları cezalandırdı- kurşuna dizdi. Sonra tarihte hiç görülmemiş bir karar aldı : subaylara askerlere işkence etmeyi yasakladı. Bu onun hayatında belki de en önemli karardı. O işkenceyi yasaklayan yasa çıkardı. Bunu çiğneyenler için ölüm cezası uygulanacaktı.
Düşünsenize 200 sene bundan önce nasıl bir karar alınıyor. O zamanlar sıradan askere işkence ve ceza tüm dünya ordularında normal ve alışık uygulama idi. Askerlik kölelik gibi bir durumdu, belki de daha vahim durumdu. Napolyon’un aldığı karar öyle bir yankı uyandırdı ki, bunu kısa zamanda tüm Avrupa hissetti. Aç ve yalınayak Fransız ordusu genç Bonapart’ın idaresinde rüzgar gibi tüm orduları süpürdü attı. Napolyon’un ordusu sayısıyla ondan daha çok olan, daha donatımlı orduları yenmeye başardı.
Peki Bonapart ne yaptı?  Aşağılamayı, işkenceyi yasaklayarak o askerin ruhunu, gururunu okşadı. Napolyon diyordu ki, şerefi aşağılanmış insan kahraman olamaz. Ordu Napolyon’a sevgi ve kahramanlıkla cevap verdi.
Napolyon onları en büyük özveriye ve kahramanlığa motife etti. Bu motivasyonun sırrı nedir?
Sevgi ve saygıdadır. Napolyon her askerde geleceğin komutanını görüyordu, her askeri kahraman sayıyordu, onlarla bir yemek yiyordu, onlarla yatıyordu. Askerler onun uğruna ölüme gidiyorlardı, zorluklara göğüs geliyorlardı. Neden? Napolyon onları gerçekten sevdi ve saygı duydu, onlarla gururlandı.
İnsanlara kölelik taslamak, onları aşağılamakla büyük sonuçlar elde edilmez. Köle her zaman bilinçaltı onu sevmeyen patrona  zarar vermek isteyecektir ve bunu her fırsatta yapacaktır.
Bazıları derler ki, ticarette sert ve acımasız olmak lazımdır. Bu yanlış düşüncedir. İsmi zenginliğin sembolü olmuş Amerikan milyarderi Rockefeller’in insanlarda en çok değer verdiği özellik uyumsallık ve hoşgörüydü. Rockefeller’in sahip olduğu ve yönettiği “Standart Oil Kompany” şirketinin yıllık geliri ülkenin milli gelirinden 1,5 çok idi. Günün birinde onun yöneticilerinden birisi bir işte bir milyon dolar zara ettiğinde Rockefeller işçisine paranın bir kısmını kurtardığına göre teşekkür etti. Milyarder biliyordu ki, işçisi elinden geleni yapmıştır ve bu olaydan sonra daha iyi çalışacaktır.

İnsanları yöneterek en iyilerden ders almak gerekiyor. Sevgi, samimiyet, güven-bunlar en büyük hedeflere ulaşmanın temelidirler. Başarı her zaman takım işidir, yalnız başına kimse günümüzde bir şey üretemez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder