31 Ocak 2014 Cuma

+ Ücüncü çakra- MANİPURA

 
               Üçüncü çakra- MANİPURA


Element- ateş
Renk –sarı
Bedensel yönleri- mide, karın bölgesi, karaciğer, mide altı bez, enerji alma ve bırakma, dalak
İçgüdüler: Yönetim
Psikolojik yönü- kendini ifade etmek, cesurluk, erklik
Kaynaklar- sorumluluk, kişilik, koşulsuz hizmet, hayalleri gerçekleştirme, uzun ömür
Negatif tezahürleri: mide-bağırsak bozukluğu, iştahsızlık, hüzün, onur, kendini aşırı önemseme, sinirsel bozukluklar, halsizlik,  kurban olma psikolojisi, utangaçlık, sinir patlaması.
Üçüncü çarka solar pleksusta, göbeğin iki-dört parmak üzerinde yerleşiyor ve mide altı bezle ilişkilidir. Bu bez organizmada enerji “bankası” rolünü taşıyor, bu bankanın kullandığı döviz- glikozdur: mide altı bezin ürettiği insülin glikozu kana taşıyor, glikoz burada organizmanın yanacağı gibi kullanılıyor.
Üçüncü çakranın normal çalıştığında kişinin her türlü faaliyete enerjisi yetiyor. Yanacağın önemli kısmını beyin kullandığından üçüncü çakranın dengede olması düşüncemizin mantıklı ve açık olması demektir. Üçüncü çakra karaciğeri de kontrol ediyor, karaciğer organizmanın yanacak deposudur. Üçüncü çakrası bozuk kişiler halsizlik hissederler. Aldıkları besinler organizmadan kana ulaşmadan çıkarılıyor. Benzer problemler psikolojik ve ruhsal boyutlarda da yaşanır. Üçüncü çakra hasarlı olduğunda kişi çok az şey yapa bilir. Kişi gerekli donatıma sahip olduğunda bile istediğine ulaşamıyor, sonuna gelmeye gücü yetmiyor.
Üçüncü çakra Işıldayan Enerji Alanının çok güçlü organıdır. Bu gücü biz Dünyayı sevdiğimizde, ona hayran olduğumuzda kullana biliriz.  
Üçüncü çakranın fazla çalıştığında bizim libidomuzu, doğamızı bastıra biliyor: bu aşırı utangaçlıkta, aşağılık duygusunda belirleniyor. Yaş itibarıyla bu çakra 14 yaşından 21 yaşına  tekabül ediyor.
Birinci çakranın ürettiği dişi enerji, ikinci çakranın ürettiği cinsellik üçüncü çakrada arzunun gerçekleşmesi için gereken zarif yanacağa dönüşüyor.
Bu çakra Enerji Alanın yanacak deposudur. Bu çakranı harekete geçirdiğimizde biz cesurluk kazanıyoruz ve tüm engelleri aşa biliriz. Burada tehli
ke o ki, kendimizin önemini abarta biliriz. Kişi kendini hayatının tek sahibi zan eder, tüm dünyayı kendi iradesiyle yene bileceğini düşünür. O kendinde dünya yaratma ve yok etme gücü görür, iktidara can atar, başkalarını önemsemez, şöhrete yönelir. Üçüncü çakranın etkisine kapılan kişiler etrafını korkutmaya ve sindirmeye çalışıyorlar. Bu çakra normale girdiğinde kişinin aile ve çevreyle ilişkileri düzelir. Kişi ikna etme yeteneği kazanır, sözle ve yazıyla güç elde eder. Bu çakra bizi kendimizle dürüst olmayı öğretiyor. Hayat amacımız netleşir ve biz ona doğru ilerliyoruz.
İnk’lerde  üçüncü çakraları yanar topa benzer savaşçılar hakkında hikayeler vardır. Bu savaşçıları öldürmek mümkün değildi.
Üçüncü çakranın bir başka görevi- hayali gerçek etmektir. Sanskritçe ona “manipura” deniliyor, “ değerli taşlardan yapılmış saray” anlamına geliyor. Hayallerin gerçek değerlere dönüşmesi işaret ediliyor. Üçüncü çakra simyacı atölyesine benzer- burada hayaller altın oluyor. Hayatını değiştirmek isteyen birey üçüncü çakrasına dengeye getirmelidir.. Bu merkezin kullandığı esas enstrüman- imgelemedir.

 Alev elementi arzuların gerçekleşmesi için gereken yanacağı verir. Ama bu gücü bir tek kendi çıkarın için kullanmak hata olur. Anahtar sözcük burada “hizmet” olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder