19 Ocak 2014 Pazar


                                         İLETİŞİM KURALLARI



İki insanın görüşmesinde bulunduğunuzu hayal edin. Bunların birisi Japon’dur, o birisi ise Türk. Her birisi kendi dilinde konuşuyor. Japon kendi dilinde Türk’e önemli düşüncesini anlatmaya çalışıyor, Türk de kendi dilinde bir şeyler anlatmaya çalışıyor. İki tarafın da içten çabaları, anlamaya çalışmaları işe yaramıyor.
Şimdi böyle bir sahneyi bir saat içinde izleseniz bu normal durum ola bilir. Gün içinde bunlar yine anlaşamazsalar ise, burada bir gariplik var dersiniz. Ayni kişiler bir yıl boyunca konuşarak yine ne konuştuklarını bilmeseler, ortak bir dile gelmeseler siz buna tam bir saçmalık dersiniz.
Değerli, okurum, dünyada birçok insan bir biriyle böyle farklı dillerde konuşuyorlar. İnsanlar hayatları boyunca başkasının ne söylediğini anlamaz ve kendini de anlatamaz. Yaşamları boyunca farklı dillerde konuşan eşler vardır. Eşleri bırakalım, baba-evlat, anne-kız bir birini anlamakta bazen zorluk çeker. Onlar yakınlaşmak isterler, çaba gösterirler, ama faydası olmaz. Acı çekerler, ama iki yakın, doğma insan bile farklı dillerde konuştukları süreçte onların yakınlaşmaları mümkün olmuyor.
İletişim kurduğunuzda karşı tarafın dilinden nasıl anlarsınız? Anlamak ve anlaşılmak için hangi stratejiyi kullanmamız lazım?
Biz burada sahneden insanlarla konuşma sanatının püf noktalarını konuştuk. Ama iş yerinde, evde, sokakta insanlarla iletişim kurma becerisi de çok önemlidir. Bazı zaman işin gidişatı tek bir kişiye bağlı ola biliyor. Ve burada sizin bu kişiyle iyi bir iletişim kurmanız çok önemlidir.
Bir tek iş hayatında değil, ailede ve arkadaşlarınızla da iyi ilişkiler kurmak için iletişim kurallarını bilmek size yardımcı olur.
Be burada derleyip topladığım esas kuralları size sunuyorum. Siz de onları kendi hayatınızda
Hemen kullanmaya başlayın.
Birincisi- gülümseyin. Gülümsemeniz Dünyayı aydınlatsın. Tanıdığınız ve tanışmadığınız kişilere her zaman gülümseyerek yaklaşın. Bu gülümseme samimi ve yürekten gelen gülümseme olacaktır, bununla siz karşı tarafa onu önemsediğinizin ve ona değer verdiğinizin sinyalini veriyorsunuz.
İkincisi-sırtınızın her zaman dik olacaktır.Siz duruşunuzla güvenilir ve güçlü kişiliğe sahip olduğunuzu sergiliyorsunuz. Açık, güler yüzünüzle, emin duruşunuzla siz pozitif insanları kendinize çekersiniz, sizinle iş yapmak isteyen çok olur.
İletişim kurduğunuz insanın gözlerine bakın, kendi gözleriniz kaçırmayın. Yan bakan gözler size iletişimde iyi puan getirmez, sizin yalan söylediğinizi düşüne bilirler.
Dördüncüsü- konuştuğunuz insanla aranızdaki mesafeye dikkat edin. Karşı tarafın rahat ede bilecek mesafeyi hissetmeye çalışın. Mesela bir Japon’la konuştuğunuzda ona bir adımdan az yaklaşmanız onu rahatsız eder.
Beşincisi- kompliman etmeyi unutmayın. Konuşmanızı iyi, hoş sözlerle canlandırın, onu küçük ayrıntılarla mutlu edin.Ama yalakalığa uğramadığınıza da dikkat edin, Hoş sözler her kesi mutlu eder, yalakalıkta ise sahtelik vardır, ve insanlar bunu hissederler.
Altıncısı ellerinizi bağlamayın. Ne kadar açık olamaya gayret etseniz, elleriniz bağlı olduğunda iletişim kurduğunuz insan sizin art niyetiniz olduğunu düşüne bilir.
Yedincisi- beden dilini kullanın. Bilim adamları iletişimde bir insanın başkasını etkilemesini böyle açıklıyorlar: % 55 etkileşim bedenle oluyor, % 30 sesle ve sadece % 7 konuşmanın içerliği teşkil ediyor. Bunun için sizin gülümsemeniz, açık olmanız, hareketleriniz çok önemlidir.
Sekizinci tavsiye – iyi dinleyici olun. Dinlemeyi öğrenin. Konuştuğunuz kişi için en güzel armağan sizin onu dikkatle dinlemeniz, tastık etmenizdir, desteklemenizdir. Dinleyin, dinleyin ve yine de dinleyin! İyi bir iletişimin en büyük sırrı budur.
Çoğu insan konuşma sırasında kendinin daha akıllı, daha bilgin, daha güçlü olmasını göstermeye gayret ediyor. Onu karşı tarafın hangi ruh halinde görüşten ayrılacağı ilgilendirmiyor. Böyle yaptığımızda biz kendimizi ispatlaya biliriz, ama bir arkadaşı, insanı kaybederiz. Kimse kimseden üstün değildir, biz hepimizi insanız ve biriz. İletişimde karşı tarafı rencide etmekten, eleştirmekten her zaman kaçının. Birisini rencide ettiğinizde ömürlük düşman elde ede bilirsiniz. “ Arkadaşlar gelip gidiyorlar, düşmanlar ise kalıcıdırlar”
Dokuzuncusu- konuştuğunuz insanın ismini sık telaffuz edin, ona her fırsatta ismiyle hitap edin. Biz hepimiz ismimizi duymaktan hoşnut oluruz, bizim ismimiz kulağımıza hoş gelir.
Kırk yıl bundan önce bir telefon şirketi bizim hangi sözü daha çok kullandığımızla ilgili araştırma yapmıştır. Meğerse en çok kullandığımız sözcük “ben” dir. Ben iyiyim. Ben güzelim. Ben akıllıyım. Ben, ben ,ben! Biz günde en az 500 defa bu sözü kullanıyoruz.
Bundan dolayı siz de konuşma sırasında mümkün olduğunca çok konuştuğunuz insanın ismini
kullanın. İnanın her serfinde onun kalbine meltem sürmüş olursunuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder