Element- Toprak
Renk – kırmızı
Bedensel yönü- dayanırlık, yoğun bağırsak, bacaklar,
topuklar; testosteron ve östrojen
İçgüdüler: yaşam içgüdüsü ve üreme
Psikolojik yönü- beslenmek, ev, eminlik(tehlikesizlik) ,
kendini var etme çabası, yaşam iradesi
Bezler- yumurtalıklar
ve yumurtalar
Kaynak- Kundalini, bolluk
Negatif tezahürü-
cimrilik, nedensiz agresiflik, zalimlik, kronik yorgunluk, doğuş
travmaları, boşanmalar ve çocuğu ret etmek
Birinci çarka omurganın başlangıcında, pöç merkezinde
yerleşmiştir. Bura fiziksel dünyada yaşam gücünün ilk tezahür ettiği yerdir.
Birinci çarka dişil enerjinin kapısıdır, buradan ışıldayan enerji iplikleri
ayaklara doğru uzayıp daha sonra biyosfere giriyorlar. Ana Toprakta kök salıp
bizi en önemli besinlerle temin ediyorlar. İlk çarka enerji bedeninin yükseldiği temeldir. Toprakla bağlantımız
kesildikte biz gereken besinleri toprağın yüzünden almaya mecbur kalıyoruz ve derin
kök salmamış ağaca benzeriz, her fırtına böyle ağacı düşürür. Biz
dayanırlığımızı kaybederiz, köklerimizi hissetmeyiz, özgüvenimiz kalmaz.
Birinci çakranın Ana Toprakla bağlantısı kesildiğinde biz
kendimizi terk edilmiş ve anne sıcaklığından mahrum kalmış hissederiz. Eril
enerjiler güçlenir ve biz gücü maddesel dünyada aramaya başlarız. Bencilliğimiz
artar, kendimizi aileden, toplumdan üstün görürüz. Topraktan uzaklaştığımızda
kadınsı her şeye nefretimiz artar. Coşku, yaratıcılık, cinsellik azalır.
Birinci çakranın işlevleri ilkel dürtülerimizle,
içgüdülerimizle bağlı. Bize bir sığınacak gerekiyor. Biz beslenmek için çaba
harcarız. Biz en olağanüstü, zor durumlarda yaşama tutunuruz, hayatta kalırız.
Biz ürüyoruz. Bu arzularımız bizim temel içgüdülerimizdir.
Dört içgüdümüz- korku, açlık, mücadele ve seks birinci ve
ikinci çakraların işlevinde tezahür ederler. Bu programlar bizim fiziksel ve
duygusal yaşamımızı temin eden programlardır.
Oburluk ve ya aşırı para ve ya eşya biriktirme isteği yine
bizim yaşama tutunma içgüdümüzle bağlıdır.
Ne kadar olsa, insana yine azdır. Birinci çakranın
dengesizliği bir şeylerin yetmediğini, hep ihtiyacın olduğu hissinde kendini
belirtir. Çok şeye sahip olanlar varlıklarını kaybetmekten korkarlar. Ne kadar
garip gözükse de fakir insan zenginden daha cömerttir. Birinci çarka
arındığında cimrilik ve doyumsuzluk ortadan kalkar. Dünyada her şeyin bol
olduğunu anlamaya başlarız. Ama tek anlamak yetmez- tüm hücrelerimizle Evrenin
bizi kolladığını ve bizim için her şeyi bulundurduğunu bilmemiz gerekiyor.
Birinci çakranın etkisinde yaşayan birisi dünyayla ilkel
ilişki içindedir. O kendi tepkilerine gömülmüştür ve hep maddi çıkarların
peşindedir. Böyle birisi Dünyanın ona borçlu olduğundan emindir. Bu insan
gerçek sevgiyi yaşayamaz, çünkü empati kuramaz, başkasının yerine kendini koyamaz.
Çocuklukta yaşadığımız derin travmalar birinci çakrada iz bırakır ve bizim
normal gelişimimizi engeller. Birinci çakranın etkisinde yaşayan birisi bir tek
zevkini ve kendi içgüdülerini yaşar. Aynen çocuklar gibi.
Sıkışınca böyle insan
çok acımasız ola bilir. O kendi istekleri doğrultusunda her şeyi yapar. O kendi
bedeni ve dış dünya arasında çizgiyi göremez, onun için dışarıda olanlar önem
taşımaz.
Fakat bu çakranın güzel olumlu özellikleri de vardır. Yaşam
içgüdüsü soyu yaşatır. Bu çarka bize eşimizi seçmeye ve çocuk doğurmaya itiyor.
Bu çakraya insanlık zor yaşam koşullarını atlatmakla borçludur.Bu çakrayla biz
dişiliğe ve ana toprağa bağlanıyoruz. Bizim enerji evimizin sağlam temeli ilk
çarkadır. Mulathara- Sanskritçe “temel” anlamına geliyor. Yogada birinci çarka-
mulathara-kundalini enerjisinin saklandığı yerdir. Kundalininin sembolü omurganın
dibinde yatan yılandır. Kundalini Şakti tanrıçasının tezahürü sayılır- yaşam
gücünü temsil ediyor.
Birinci çarka izlerden arındığında bu yılan doğruluyor ve
dişi enerji çakralarla yukarı hareket etmeye başlıyor.
Amerikan, Hint ve Tibet şamanları bu ilkel dişi enerjinin
olağanüstü yaratıcı ve dönüştürücü güce sahip olduğunu söylüyorlar. Tüm
varlıkları hareket ettiren, geliştiren, doğurtan enerjidir. Her birimizin
içinde uyuyan bu büyük güç aslinde Gezegenin gücüdür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder