30 Aralık 2013 Pazartesi

+GEZEGENİN ENERJİ MERKEZLERİ

                                                                                                                                                                                                   Gezegenin enerji merkezleri

  Gezegenimizde ruhumuzun ve enerjimizin yenilenmesi için  olağanüstü yerler vardır. Nasıl insanın enerji bedeninde çakra dediğimiz merkezler varsa, Dünyanın da böyle "çakraları", yani enerji merkezleri vardır. Bu yerlere özel olan  güçlü enerji akımları bizim enerjimizi değiştire biliyorlar. Bu yerleri ziyaret etmiş insanların hayatında yeni süreç başlar.Sağlıklarında, maddi ve manevi yaşamlarında olumlu değişimler olur.Bu yerlerde tatil yapmak sizin bilincinizi genişletir, ruhsal tekamülünüze yol açar. Milyonlarca insan bu yerlere seyahat eder ve aradıkları iç huzuru burada bulurlar. Size Gezegenin bazı önemli"çakralarını" sunuyorum.

Mısır Piramitleri.
Dünyada en güçlü enerji merkezlerinden biridir. Piramitlerin  enerjisi tüm Gezegeni etkilediği söyleniyor.







Kaylas. Tibet
Kaylas dağı budistler, hindular, "jainler" ve kadim Tibet dini Bon için çok önemli yerdir. Tüm bu dinler 
için bu dağın etrafında üç kez dolaşmak önemli bir ritüeldir. Ama bu dağa yaklaşmak ve bu ritüeli yapmak her kese nasip olmuyor. Dağ ona gelenleri kendi seçiyor, istemediklerini şiddetli yağmurla, ve ya başka olumsuz olaylarla engelliyor. Budistler için aydınlanma yolunda Kaylasın yardımı büyüktür.



MAÇU-PİKÇU. PERU.
Maçu-Pikçu kadim inklerin şhehridir, ona "kaybolmuş şehir" deniliyor. Burada her taşın altında Amerikan yerli halklarının kültürü ve tarihi yatıyor. İnsanlık tarihinin  açılmamış sırları burada saklıdır.




Shasta. Amerika. 
Shasta Dağı bilim adamlarının, aydınlık yoluna çıkmış insanların ilgisini çeken yerdir. Bu enerji merkezinin olağanüstü güzelliği vardır, bu dağın eteklerinde buralara gelip mesken salmış insanlar yaşıyor. Onlar Shasta'dan manevi güç ve destek alıyorlar.Söylenenlere göre Shasta'da Lemurlar adlı aydınlanmış bir toplum yaşıyor. Onlar kadim bilgilere ve olağanüstü yeteneklere sahipler.







ARUNACHAL.HİNDİSTAN.
Anunachal tanınmış enerji merkezidir, buraya da dünyanın her tarafından binlerce insan tanrısal enerjileri hissetmek için geliyor. Yerli halk Arunachal dağının Şiva tanrısını temsil ettiğine inanır.Bu dağın yanında bulunmak bile "nirvanayı" yaşamakta yardımcı oluyor. Dağ insana ruhsal, manevi ve maddesel bakımdan olumlu gelişmeler armağan ettiğine inanılıyor.





Stonehendg .İngiltere 

Bu yer İngiltere'nin Güney-Batısında yerleşmiştir. Kadim Druidlerin rivayetine göre bu taşlar geceleri dans ediyorlar ve hatta ırmağa inip su içiyorlar. Zaten Stonehendg- dans eden, havada asılı taşlar anlamına geliyor. Yerli köylüler bu taşların üzerinde geceleri dolaşan ışıklardan söz ediyorlar.



29 Aralık 2013 Pazar

+ YENİ YIL: İNANÇLAR; GELENEKLER; FALLAR








              Yeni yıl: inançlar, gelenekler ve fallar


Yeni Yıl…Dünya üzerinde en önemli bayramlardan birisidir diye biliriz, tüm ülkelerde,ve ya ülkelerin çoğunda farklı özen ve sevinçle onu kutlamaya hazırlanıyorlar. Yeni yıl ağaçları, süsler, kırmızı şapkalar, Noel Baba çorapları, Noel Baba ve daha neler. Özenle donatılmış masalara ana yemek olarak hindi gelir, en iyi içecekler ortaya konulur. Ayni zamanda Yeni Yıl kadim ritüellerin, inançların zamanıdır. Bunların bazılarını biz anlamına kafa yormadan uyguluyoruz, bazılarını hayatımızın Yeni Yılda değişeceğini umarak yapıyoruz. Bazı inançlardan ise hiç haberimiz yoktur.
Çok kadim zamanlarda İskoçya’nın Kuzeyinde yaşayan Keltler için Yeni Yıl arifesinde başkasına evinin alevinden vermek büyük suç sayılırdı. Bütün mesele o ki, o zamanlar kibrit ve ya çakmak hala icat edinmemişti ve ailede ocağın alevini korumak aile fertlerinin sağlığı ve refahı için çok önemliydi. Bu sebepten alevden komşuya vermek ailenin huzurunu ve mutluluğunu Yeni Yılda kaybetme tehlikesi gibi algılanıyordu.
Modern Dünyada yeni Yıl şansın, mutluluğunu başlangıcını kutlamaktır ve ayni zamanda dertlerin, sıkıntıların geride bırakılmasıdır. Yeni Yılı nasıl karşılarsın, öylede yılın geçer inancı çok yaygındır. Bunun için biz Yeni Yılı aile ortamında, sevdiklerimizle ve yakınlarımızla kutlamayı severiz.
Psikologlar Yeni Yılda tüm insanlarının korkularının açığa çıkmasında hemfikirler. Genelde biz hepimiz fakirlikten, parasızlıktan korkarız. Bu sebeple birçok ritüeller eve paranın girmesi için uygulanmaktadır. Mesela, Yeni Yılda borç vermek ve almak yasaktır ve insanlar o gün evde para bulundurmaya çalışırlar.
Başka bir korku- eleştiri korkusudur. Bunun için özenle içkiler ve yemekler seçilir, masalar süslenir ve donatılır. Ayrıca Yeni Yıl hediyelerine de dikkat edinir.
Başka bir korku da –yalnızlık korkusudur. Yeni Yılı neşeli ortamlarda, sevdiklerimizle, arkadaşlarımızla kutlamaya çalışırız.
Yeni Yıl gecesi çoğumuz Yeni Yılın bize neler getireceğini fal bakarak öğrenmek isteriz.
 Ayni zamanda fal faslı misafirleri eğlendirmek için iyi taktiktir. Hepimizi Yeni Yıldan şans ve iyi haberler bekleriz.
Yeni Yılın geleneksel eğlencesi tombaladır. Siz tombala falına da baka bilirsiniz. Taşları iyice karıştırdıktan sonra bir taş çıkarın. İki rakamlı sayı çıktığında onu tek rakam yapın. Mesela, 11 çıktı: 1+1-2.Sizin rakamınız ikidir. Tüm çıkabilecek rakamların anlamı bunlardır:
  1. Yakın gelecekte sizi iyi gelişmeler ve şanslı bir dönem bekliyor.
  2. Amacınızı dakik belirleyin, o zaman ona ulaşırsınız. Bu kariyer ve aşkla ilgilidir.
  3. Sizi uzun yolculuk, seyahat bekliyor.
  4. Kötü alışkanlığınızdan vaaz geçmeniz gerekiyor, yoksa sağlığınızla ilgili problem yaşarsınız.
  5. Sizi yakınlarınızla tartışma bekliyor, inadınızdan vaaz geçseniz her şey yoluna girer, aksi durumda sonuçlar iyi olmaz.
  6. Yeni Yıl size parasal uğur getirecektir.
  7. Siz ailenizi ihmal ettiniz, durumu düzeltmeniz lazım
  8. Sizi kıskananlar vardır, fazla girişimden vaaz geçin.
  9. Oluşacak iyi durumları korumak size bağlıdır.


Boncuk falı. Bu falda cevabı evet ve hayır olan soru sora bilirsiniz. İki tane boncuk seçin: kırmızı ve beyaz. Bir tabağa bulgur serpiştirin, boncukları bulgurla karıştın. Sonra bir bıçak alıp tabakta üçgen çizin. Bu üçgenin içinde kırmızı boncuk olsa, sorunuzun cevabı hayırdır, beyaz boncuk-evettir.
Fincan falı. Üç tane fincan alın. Birinin içine su, ikincisinin- şeker, üçüncünün içinde tuz olsun. Gözlerinizi kapatın, birisi sizin karşınızdaki fincanların yerini değiştirdikten sonra bir fincanı seçin. Suyu seçtiyseniz-sizi normal, sakin hayat bekliyor. Şeker-istediğiniz her şey olacaktır, tuz- sizi kötü dönem bekliyor, ama siz her şeyi değiştire bilirsiniz.
    
Tabi baktığımız fallar, izlediğimiz gelenekler sadece eğlence ve bayramın süsleridir. Para, aşk, iyi arkadaşlar ne fala, ne de ritüele bağlıdır: bunların bizim niyetlerimize ve düşüncelerimize bağlı olduğunu biz artık biliyoruz.

Yeni Yılınız kutlu olsun!

27 Aralık 2013 Cuma

+ KARAR VERME AŞAMASI

                         

                                 











                     
 KARAR VERME AŞAMASI


Samuray Yamomoto Tsunetomo “Hakagure” adlı eserinde yazıyor ki .” Atalarımız diyor ki ,insanın yedi nefes alışında ve verişinde karar alması lazımdır. Düşünceler uzadığında sonuç berbat oluyor… Güçlü, berrak ve hızlı zihin yedi nefeste karar ala bilir. Ama bunun için inat ve tüm engelleri aşma kararlığı olacaktır.” Sayın Samuray çok haklıdır. Hatırlayın, nasıl önemli karar aşamasında seçim yapmakta zorlandınız, yanlış seçim yapmaktan korktunuz, strese girdiniz, kararı ertelediniz, daha sonraya bıraktınız, ama bu “sonra” hiçbir zaman gelmedi.
Tüm insanları sözde iki gruba ayıra biliriz. Birileri yönetenler ve  uygulayanlar. Önde gidenler analitik zekaya sahipler, kesin kararlar alırlar, riski göze ala biliyorlar ve başkalarını arkalarından sürüklüyorlar. Böyle kişiler onlara bağımlı olanları etkileye biliyorlar.
Uygulayanlar kendi başına karar veremezler, onlar işi kadere ve başkalarına bırakmayı tercih ederler. Bu kişiler kendilerini yönetmeye izin verirler. Seçim yapma durumu onların dengesini bozar, onlar telefona yapışıp bilgi almaya çalışırlar, yardım isterler, krize girerler ve sonunda teslim olurlar. Bir başkası denesin-derler. Sonra ise pişman olurlar: Neden birilerine her şey var, başkasına ise hiçbir şey yoktur?
Biz rastgele “sözde” demedik, bu iki grup arasında hep değişimler mümkündür. Bu gün lider olan birisi, yarın uygulayan olur. Bazı zaman birilerine seçim yapmak kolay gele bilir, başkası bu seçimde zorlanır.
Bu karar veren ve yöneten gruba dahil olmak için ne yapmalı? Nasıl seçim yapmayı öğreniriz?

Karar verme işlemi üç basamaktan oluşuyor:
  1. Kararları inceleme
  2. Bilgi edinme ve toplama
  3. Kararı verme

Şimdi her basamağı ele alalım.

KARAR ANALİZİ

  1.  Kararları sıralamak lazımdır. Hayatımızda tabi aldığımız kararlar ve yapacağımız işler çoktur. Bunları önemine göre yazmak lazımdır,  en büyük önem taşıyan karardan daha küçüğe doğru gitmelisiniz. Şu ana uygun en önemli şeyi yapmayı seçmelisiniz. Mesela bu gün elinizde yazmanız gereken bir iş var ise, dişinizi sıkıp onu yazacaksınız ve sonra gönül rahatlığıyla yeni bot arayışına çıkarsınız.
     2.Yapabileceğiniz kararları verin. Bir düşünün bu kararı yerine getire bilecek misiniz?            Buna ne kadar vakit lazım? Kendinizi zorlamayın ama tembelliğe de yol vermeyin 
 3.Seçim özgürlüğü. Kendinize maksada ulaşma özgürlüğü verin. Kararı size uygun ve istediğiniz şekilde uygulayın. Bir şeyi halletme yolları her zaman düşündüğünüzden çoktur, bunları araştırın. Bir tek şeyin üzerinde odaklanmak iyi değildir. Seçim yelpazenizi geniş tutun. Mesela böyle bir karar: Ayda 6 bin lira alma şartıyla bu şirkette bu işte çalışmak istiyorum”. Bunun olasılığı düşüktür.
  1. Risk alın. Riski göze aldığınızda atılımlar yapa bilirsiniz. Kazandığınızda- mutlu olursunuz, kayıp ettiğinizde –deneyim kazanırsınız. Doğru karar her zaman risk içerir. Bunu unutmayın. Bir şeyi seçtiğimizde kalan başka şeylere “hayır” demek zorundayız.
 Kararınızın risk taşıdığını her zaman kabul edin. Akıllıca riske girin. Deneyimleriniz sizi doğru adımı hesaplamayı öğretecektir, her zaman kafanızda yedek bir varyant tutun. Kaybettiğiniz zaman sigortanız olsun. Mesela işinizden sıkıldınız ve bırakmak istiyorsunuz. Yeni iş yerinizde nasıl olacağını da bilmiyorsun. Eski yerinize geri dönme fırsatlarını araştırın.

BİLGİ TOPLAMA VE ANALİZ ETME

Doğru seçim yapmak için bilgi edinmeye gayret edin. Bilgi akını içinde size uygun bilgilere bakın, başka şeylere dikkatiniz kaymasın. Elde ettiğiniz veriler arasında bağlantı kurun. Sizin kararınızı etkileyecek en önemli olayı belirleyin.
Başkalarının fikrini alın. Sizin kararlar onları etkileyecek ise, onların da planlarını öğrenin.
Bazı başarılı kişiler başarılarının sırlarını açıklamayı severler, hangi durumlarda ne yaptıklarını paylaşırlar.
Önemlidir! Birisi sizi inatla bir seçim önerdiğinde dikkatli olun, bu kişinin kendi çıkarısı vardır bu işte. Mesela, anne kızına hep tıp okumasını istiyor, kızının bu konuda ne hevesi ne de yeteneği vardır, anne bunu kendi için istiyor, çünkü zamanında doktor olacağının hayalini kurmuştur.
Kararları kendiniz verin, başkalarından sadece bilgi edinin.

KARAR VERMEK

Stres anında karar vermekten kaçının. Bu karar sağlıklı olmaya bilir. Sıkıntınız, üzüntünüz kararınızı negatif şekilde etkiler. Mesela birisine inat ve ya intikam duygusuyla bir şey yaptığınızda hep hüsrana uğradığını görmüşsünüz. Duygular öyle güce sahipler ki, biz sağlıklı düşünemeyiz, zihnimiz kapanır. Eğer yoğun duygular içindeydinizse, karar verme işini zamana bırakın.
Pratik yapın. Zaman içinde duyguları zihninizde ayırt etmeyi öğrenirsiniz. Bu benim duygularım konuşur-dersiniz kendinize, duygularım işe karışmamalıdır.
Mesela, siz evden çıktınız. Yağmur başladı. Tabi eve dönüp şemsiyeni alacaksınız, işe gideceksiniz. İşte, zamanında “şemsiyeni” almaya öğrenin.
Karar verdiniz- ileri! Karar verdikten sonra asla kuşkulara yer bırakmayın, yolunuza devam edin. Bu kuşkular ve “belkiler” sizin enerjiniz alacaklar ve artık işe yaramazlar , onlara harcadınız enerji size maksadınıza ulaşmak için gereklidir. Kararınız bazı kişileri etkileyecektir, onlara seçimlerinizi açıklamaya unutmayın.
HIZI ÖĞRENELİM.
Kendinizde analiz etme yetisini geliştirin. Kendinizi farklı durumlara sokup seçim arayın.
Yabancı dili öğrenmek, müzik ve santranc analitik düşünceyi geliştirir.
Hızlı karar vermeyi öğrenin. Mesela siz otomatikman paltonuzun düğmelerini bağlarsınız. Ayni kararları da böyle otomatikman vermeye öğrene bilirsiniz. Küçük, size fazla zarar vermeyecek seçimlerde deneyim yapın. Mesela, kendinize kaffede 30 saniye içinde sipariş vermeye talimat verin. Küçük alış verişlerde satın aldığınız (çorap, şapka, eşarp) şeyin rengine ve modeline önceden belirlediğiniz kısa zaman içinde karar verin. Pazar günü ne yapacağınıza, nereye gideceğinize karar verin. Arkadaşınızın doğum gününde ne alacağınıza önceden karar verin. Bu deneyimleri gittikçe zorlaştırın.
Karar verme yetinizi geliştirin, zamanınıza değer verin.


26 Aralık 2013 Perşembe

              

                              2014  OĞLAK, KOVA, BALIK




                       OĞLAK BURCU

2014 Oğlak burçlarına şans getirecektir. Yeni yılda cesaretle hayallerinizi kura bilirsiniz, çünkü onların gerçekleşme olasılığı çok yüksektir. At yılının ilk aylarından çevrenizle daha iyi davranmanız, daha yumuşak olmanız gerekecektir, bu nedenle sabırlı olmalısınız, çünkü etrafınızda olup bitenler hoşunuza gitmeye bilir. Ama istediğinizi elde etmeniz için bazı şeyleri görmezden gelmekte fayda vardır.
Yeni yılda Oğlaklar zor durumlardan kolayca sıyrılma yolları bulacaklar. Bazıları iş alanında problemler yaşaya bilir ve durumu düzeltmek için çaba harcamaları gerekecektir. Bunu yapabileceksiniz, ama işlerinizi hep takip etmeniz, boş bırakmamanız  akıllıca olur. Bu durumda fazla sorun yaşamazsınız.
Esas amaçları belirlemek ve istikrarlı şekilde amaca ulaşmak yetisi sizin bu sene bir çok alanda başarıya imza atmanızı sağlayacaktır. Bu beceriniz genelde iş çevrenizde ve yetkili makamlarla ilişkilerinizde kendini gösterecektir.
Ekonomik bakımdan bu yıl Oğlaklara uğurlu gelecektir. Esas geliriniz dışında ek kazançların olması mümkündür. Hayatınıza konfor katan yeni eşyalar satın ala bilirsiniz, bu sizi ve yakınlarınızı mutlu edecektir.
Aşk konusunda sevgilinizle gerginlik yaşaya bilirsiniz. İlişkinizin sarsılması sizin gururunuzla ve karşı tarafa anlayış göstermemenizle bağlı olacaktır.
Belki de çoğu zaman siz haklısınız, ama inadınız yüzünden ilişkiniz krize gire bilir ve hatta ayrılıkla sonuçlanır.
Son baharın ortasında ilişki durumunuz düzele bilir ve yakınlarınızla ilişkilerinizi düzeltmek için şans doğar. Sevgilinizle daha çok vakit geçirmeniz beraberliğinizi daha iyi noktaya getirir.
Bazı Oğlaklar ruh eşlerini bu sene bula bilirler ve evlilik planlarını kurmaya başlarlar.



                      KOVA BURCU


At yılı Kova burçları için çok hareketli geçecektir. Doğrusu, çoğu Kovalar yanlış taktik uygulama yoluna girecekler. Siz detaylara odaklanarak hayatınızda önemli bir şeyi kaçıra bilirsiniz. Yeni yılda kendinizi sakin ve güvenli hissetmeniz için siz davranışlarınızı değiştirmelisiniz. İlk başta hayatınızda olup bitenlere dikkat edip daha sorumlu davranmalısınız. Bu sene sizin için önemli olan tüm problemlerin çözümü olumlu etkiler altındadır. Bu yıldızların size getirdiği olumlu etkileri iyi kullanmanız, değerlendirmeniz gerekiyor. Ekonomik açıdan yeni yılda birkaç defa zorluk yaşaya bilirsiniz. Bu sizin iş yerinizde baş veren değişik olaylarla bağlı ola bilir.
Parayla ilgili sorunlarınız sizin savurganlığınızla, gereksiz harcamalar yapmanızla bağlıdır.
Gerçi çoğu kovalar bu zorlukları kolayca atlatırlar, çünkü kovanın çevresinde her zaman ona yardım edecek birisi bulunur.
İlk baharda Kovalar kariyerlerinde olumlu değişiklikler yaşayacaklar. Bu dönem düşüncelerinize dikkat etmelisiniz, edindiğiniz yeni idea sizin tüm hayatınızı negatif şekilde etkileye bilir. Eğer iş alanınızı değiştirme kararı aldıysanız bunun sorumluluğunu da üzerinize alın ve sonuçlara katlanmaya hazır olun. Böyle bir kararı atacağınız adımlardan emin olduğunuz halde gerçekleştire bilirsiniz.
Yazın ortasında sizi hoş sürprizler bekliyor. Bu yurt dışı gezisi, sayısalda kazanç, ve hatta beklemediğiniz miras ola bilir. Bu sizin moralinizi yükseltecek ve hayata daha olumlu bakmaya başlayacaksınız.
Çoğu kovaların hayatında bu hoş gelişmeden sonra beyaz sayfa açılacaktır. Özel ilişkilerde hemen hemen tüm kovaları hoş gelişmeler bekliyor. Siz yakınlarınızla yaşadığınız sorunları kolayca çöze bileceksiniz ve tartışmalara son vereceksiniz. Hayat arkadaşı arayışında olan Kovalar yeni yılda aradıklarını bulacaklar.


             BALIK BURCU



 Balık burçları için 2014 sabit olacaktır. Siz dizginleri başka ellere verdiniz ve hiçte pişman değilsiniz. Günlük problemlerinizi sakince hal edeceksiniz, büyük sorunlarda ise size her zaman yardım edecek birisi vardır. Siz genelde büyük sorumlulukları başkalarının omuzuna bırakmayı tercih edersiniz, çünkü sadece uygulamayı seversiniz.
Yılın başlangıcında iş yerinde problemler yaşaya bilirsiniz, ama bu sizin kendi yeteneklerinize verdiğiniz aşırı önemle bağlı ola bilir. Bu konuda düşüncelerinizi değiştire bilseniz, sorunlar da çözülüp gidecektir.
Yeni yılda ek gelir elde ederek maddi durumunuzu baya iyileştireceksiniz. Yeni yatırımlar yapmanız mümkündür, hayat koşullarınızın yükseleceği gözüküyor. Yeni yatırım yapma fırsatı size son baharda doğacaktır. Bu konuda dışarıdan gelen fikirlerden çok kendi sezgilerinize güvenmeniz iyi olur.
Bazı Balıklar son baharda yeni arkadaşlıklar edinecektir. Bu arkadaşlık ortaklığa dönüşe bilir ve ileride hayatınızda temel değişimler oluşturur. Özel hayatınızda sorun yaşamanızın olasılığı çok azdır.
Huzur ve sevgi namına kendi değerlerinizden ödünç vere bilirsiniz, bu sebepten çevrenizle çok iyi anlaşırsınız, sevdiklerinizle iyi olursunuz. Ama burada da dikkatli davranmanız gerekir. Sizin hoşgörülü olmanızı bazıları zayıflık gibi algılayıp sizi kullanmak isterler.
Bu sene birden fazla tatil yapa bilirsiniz. Bu sevdiklerinizle, yakınlarınızla geçirdiğiniz zaman olacaktır ve size inanılmaz zevk ve sevinç verecektir.


25 Aralık 2013 Çarşamba

+ 2014 TERAZİ, AKREP, YAY BURÇLARI

                 









                                   


                             TERAZİ BURCU


2014 Terazi için problemlerin bol olduğu bir yıl gibi gözüküyor. Problemler büyük olmasa da denge ve huzuru seven Terazi burcu duygusal bakımdan etkilenecektir.
Çoğu Terazi iş ve kariyer ile ilgili hoş olmayan durumlar yaşaya bilir. Durumu düzeltmek için size gayret ve diplomatik özellikler gerekecektir. Gerçi olaylar sizin iradenizin dışında gelişe bilir, çünkü çevrenizde sizin başarınızı ve dinamikliğini “hazmedemeyen” kişiler hep vardır. Bu sebepten beklemediğiniz olaylara hazır 
olun ama sizin bu sorunları sabırla ve seviyeli şekilde aşacağınızda hiç şüphe edilmez.
Yılın ilk yarısında sizin birçok yaratıcı projelerinizi uygulamanız olasılığı yüksektir. Ama en büyük hayalleriniz hala gerçekleşmeye bilir. Terazi burcunda doğmuş çoğu insan At yılında ekonomik sıkıntı yaşamayacaktır, ama gelirlerinde fazla yükseliş de olmayacaktır. Bu yıl siz istikrarlı şekilde kazanmaya devam edeceksiniz ve kendinizi rahat geçindireceksiniz, hatta yakınlarınıza da yardım etme imkanınız olacaktır.
Özel hayatınızda, ilişkilerde yeni yıl size huzur ve mutluluk getirecektir. Aşk için en güzel zaman Ağustosun sonu olacaktır. Bu dönem sevgilinizle tatil yapa bilirsiniz. Ayni zamanda ilişkiniz daha ciddi bir boyuta taşına bilir. Evlilik hayalleri kuran Teraziler için bu yıl çok güzel bir şanstır ve bu şansı kaçırmamalarını tavsiye ediyoruz. Evlilik için en iyi zaman Eylülün sonu ve Ekimin ilk yarısıdır.
Terazi burçlarını yılın sonunda hoş bir sürpriz bekliyor. Bu arkadaşınızla ve akrabanızla çoktan arzuladığınız görüşme ola bilir ve ya iş gezisi, hayal ettiğiniz seyahat. Her koşulda yılın sonu sevineceksiniz ve moraliniz çok yükselecektir.

                   
                   AKREP BURCU


 At yılı Akrep burcu için çok duygusal ve rengarenk olacaktır. Olaylar sizin için genelde iyi yönde gelişecekler. Tutkulu ve savaşkan yapınız yeni yılda tüm planlarınızı kolayca yerine getirilmesini sağlayacaktır. Genelde maddi durumunuzu düzelteceksiniz ve sosyal statünüzde yükseliş bekleniyor. Çoğu Akrep baharın ilk ayında hayat koşullarını iyileştirecektir ve kariyerlerinde yeni basamağa yükselecektir. Bazı Akrepler kendi finansal projelerini hayata geçirecekler ve bu girişim başarıyla sonuçlanacaktır. Sorumluluğu ve titizliği Akrep burcunun hatalarını en aza indiriyor.
Zafer ve başarı için en uygun ay Ekim olacaktır. Akrepler için bu ayda hiç hayal edemedikleri fırsatlar açılacaktır. Ama yeni fırsatları çok iyi incelemelerin sonucunda kullana bilirsiniz, çünkü dikkatli olmanızda yarar var. Aynı bu aylarda ekonominin hızı yavaşlayacaktır ve yeni proje size bahalıya mali ola bilir. Bundan dolayı adım atmadan önce her şeyi iyice ölçüp biçmeniz gerekecektir.
Özel hayatınızda fazla değişimler gözükmüyor. Evli olanlar için aile hayatı aynı şekilde devam edecektir. Bekarlar için ise bu yıl hayatlarının aşkını bulma şansı doğacaktır. Ama sevdiğiniz insanı tüm güzellikleriyle ve eksikleriyle kabul etmelisiniz. Birlikte tatile çıkma fikri ilişkinize iyi gelir, beraberliğinize renk katar, ama tatile çıkmasanız bile-üzülmeyin. İleride çok güzel zamanlar geçireceksiniz.


                  YAY BURCU


Yay burcu altında doğanlar At yılında daima gerginlik yaşayacakları mümkündür. Bu hem pozitif, hem de negatif yönde gelişmelere bağlı olacaktır. 2014 sizin için çok hareketli yıl olacaktır. Ve siz bunu yılın ilk günlerinden hissetmeye başlarsınız. Yayların çoğunu yılın başlangıcında iyi haberler bekliyor. Bu haberler sizin moralinizi yükseltecektir.
Yılın ilk aylarında iş hayatınızda yoğunluk yaşaya bilirsiniz, muhtemel geçen yıldan kalmış projeleri tamamlamaya çalışacaksınız. Ve bu işler başarıyla sonuçlanacaktır.
Yılın ikinci yarısında önünüz inanılmaz şekilde açılacaktır. Kariyer basamaklarında yükseliş, yeni anlaşmalar, yabancı ülkede eğitim alma fırsatı- bunlar olası değişikliklerdir. Gerçi çoğu Yaylar seçim yapmak zorunda kalacaklar. İyi gelişimler uğruna bazı sevdikleri şeylerden vaaz geçmeleri gerekecektir. Ama ne karar verseniz bilmeniz gerekiyor ki, bu karar sizin için olumlu olacaktır ve ileride doğru karar aldığınızı göreceksiniz.
Ekonomik bakımdan bu yıl sabit olmayacaktır. Yayların çoğu birikimlerinden ve doğru finans politikasından dolayı nakitte kala bilecekler.
Bu sene size gelen iş ve ortaklık tekliflerini en iyisi geri çevirmektir. Son baharda sizin için iyi olmayan dönem başlayacaktır. Maddi durumunuzu yükseltmek isteği hoş olmayan sonuçla bite bilir ve her şeyi kaybetme olasılığı doğar, bu sebepten kararlarınızı iyice düşünerek ve hesaplayarak verin.
Yayın özel ilişkiler yeni yılda durağan görünüyor. Değişiklikler isteyenler gayret edip ilişkilerine renk ve heyecan kata bilirler.
Evlilikte hala karar vermeyenler bu sene de zor karar verirler. Bu yıl Yaylar için evlilik gözükmüyor. Ama yine de her şey size bağlıdır. Eğer hayatınızda bir şeyleri değiştirmek istiyorsunuz, bunu yapmalısınız, çünkü bu sizin için bir şanstır ve onu kaybetmemek lazımdır

24 Aralık 2013 Salı

+ YENGEÇ, ASLAN, BAŞAK BURÇLARI İÇİN 2014






     YENGEÇ,  ASLAN, BAŞAK  BURÇLARI İÇİN 2014

Yengeç (22 Haziran- 22 Temmuz)

Yengeçler yeni yılda istikrarlarını ve kazançlarını korumak için harekete geçmeleri gerekecektir.” Güneşin altında” tuttuğunuz yere birçok kişi göz dikecektir; bu sebepten hep tetikte olmanız ve profesyonel formunuzu korumanız lazımdır. Yeniliklere açık olun, eski kalıplardan çıkın, yeni idealar üretin ki, sizi kıskananlar sizi rahat bıraksın.
İki yıl bundan önce başladığınız projeleri kontrol etmeye çalışın. Bu işlerle şimdi başka kişiler  ilgileniyor, ama sizin denetiminiz olmasa her şey kötüye gider ve geliriniz azalır. İşlerle yakından ilgilenseniz ekonomi açıdan yükselişe girersiniz ve kendinizi daha rahat hissedersiniz.
At yılında siz kanunlarla problem yaşaya bilirsiniz. Kanunlara, yasalara uyun, işi şansa bırakmayın, yoksa kendinizi mahkeme duruşmasında bula bilirsiniz. Paranızı, saygınlığınızı kayıp etmemek için problemlerinizi yasal yollarla çözmeye çalışın.

ASLAN (23 Temmuz- 22 Ağustos)

Yeni yıl Aslan burcuna yeni atılımlar için fırsatlar verecektir. Ama bu fırsatları burca ait olan her kes değerlendirmeyecektir. Özel ilişkiler ve eğlence bazıları için öncelikte olacaktır. Bundan dolayı siz birçok yeni projeleri geri çevire bilirsiniz. Ama bunu yapmamanız daha iyidir sizin için, çünkü fazla işgüzarlık sizi formda tutar, gevşediğiniz zaman ise bazı şeyleri bu yıl kaybede bilirsiniz.
Yılın ikinci yarısında Aslan burcu için özel bir seyahat vardır. Bu yolculuk sizin tüm dünyaya bakış açısını değiştirecektir. Siz tüm yargı değerlerinizi ve düşüncelerinizi yeniden tarayacaksınız ve yeni bir seviyeye çıkacaksınız. Bu kişisel gelişim sizin sağlığınızı da iyi yönde etkileyecektir ve işinizde yaratıcılığınız artacak, yeni idealar üreteceksiniz.
Siz bir şekilde iyi girişimlerinizin karşılığını göreceksiniz. Belki de kendinizi yeni bir alanda deneyeceksiniz ve başarılı olacaksınız. Ama bilmeniz gerekiyor ki, yeni proje sizden yeni bilgiler ve yoğun çalışmalar isteyecektir.


BAŞAK ( 23 Ağustos- 22 Eylül)


Başak burcu Atla uyum sağladığından gelecek yıl ona güzel şeyler vaat ediyor. Başak durumunu iyileştirip zengin olacaktır. Hayatınızda her şey gayet uyum içinde gerçekleşecek: işte yaratıcılık, ilişkiler, güzel tatil. Sizin her şeye zamanınız ve gücünüz yetecektir.
Daha da ötesi- çevreniz size tüm projelerde destek verecek ve sizin tüm girişimlerinizde size yardım edecektir.
BU YIL GERÇEKTEN SİZİN YILINIZDIR! Bu yıl tüm tekliflere (yasalar sınırlarında tabi) açık olun, bu yıl hayatınızın ekonomik zeminini oluşturup birkaç senelik rahat yaşamla kendinizi temin ede bilirsiniz. Ama bu arada akrabalarınızı da unutmayın, onların size maddi ve manevi ihtiyacı ola bilir. Bu insanları ret etmeyin, yaptığınız her iyilik siz yüz misli geri dönecektir.

2014 hayatınızın çok önemli bir parçasında pozitif değişimler olacaktır. Bazı tartışmalı problemler sizin hayrınıza çözülecektir. Ve bu konuda yakınlarınızın desteğini göreceksiniz.

+ 2014 YILINDA BİZİ NELER BEKLİYOR?


                        


   
                             2014 YILINDA BİZİ NELER BEKLİYOR?


2014 yıl yeşil ahşap Atın yönetiminde geçecektir. Bazı kaynaklar bu Atın lacivert olduğunu söylüyor, ama biz bunun yanlış olduğunu düşünüyoruz. Lacivert renk soğuk renk sayılır, enerji bakımından bu 2014 yıl Yan enerjisini temsil ediyor, bu ise ışık ve sıcaklık demektir. Bu sebeple biz bu Atın lacivertte nazaran daha sıcak yeşil renkte olduğuna inanıyoruz. Bu yıl bize yoğun çalışmanın beraberinde renkli eğlenceler de getiriyor. Çünkü At çalışmasını da, eğlenmesini de iyi bilir. Bu hayatın iki yanı da onun için ayni önem taşıyor ve bizim de Atın bu ilkesine uymamız gerekecektir.
Çoğu kişi için duygular ön plana çıkacaktır- aşkın uğrunu çılgınlıklar yapılacaktır, bedeller ödenecektir. Sevdiğiniz insanın yanında olmak için çoğunuz her şeyinizi kurban vereceksiniz.
İş ve kariyer konusunda yeni ilişkiler ve iş bağlantıları kuracaksınız. Çevreniz genişleyecektir ve yeni arkadaşlar edineceksiniz. İş görüşmelerinde tanıştığınız yeni arkadaşlarla sizi seyahatler ve ilginç serüvenler bekliyor. Uzun zaman birlikte çalıştığınız çevrenin bir kısmı ve ya tamamen değişecektir. Ama eski çevrenizle iyi ilişkileri korumaya çalışın, ayrıldığınız iş arkadaşlarınızla yakınlığınızı kayıp etmeyin, çünkü zora düştüğünüzde sizin yardımınıza yine onlar koşacaklar.
Yeni Yıl özgürlük hareketlerini güçlendirecektir. Bu ayaklanmalar yeni dönemde bol uygulanacak kısıtlamalara karşı olacaktır. Ama Atın şaha kalkma özelliğine rağmen özgürlük çıkışları büyük boyutlara ulaşmayacaktır. Ve hatta miting ve gösterilerin sayısı azalacaktır, insanlar hakları için başka mücadele yolları arayacaklar.
Genelde 2014 yıl çok zor bir yıl olacaktır, ama ayni zamanda yeni döngünün başlangıcıdır.  Bu yıl pes etmeden zorluklara göğüs gelseniz, amacınıza ulaşırsınız ve kendinize uzun vadede rahat hayat temin ede bilirsiniz. Bundan dolayı engellerden korkmayın, onları aşmaya odaklanın- oynadığınız kart büyüktür. Ekonomik olarak istikrarlı duruma gelmek ve ya hızla olanları kaybetmek bir tek size bağlıdır.
Gelecek yılda başarı elde edenlerin çoğu hizmet, eğlence ve turizm alanında çalışanlar olacaktır. Bilim de buraya dahildir. Ayni zamanda diyetisyenler  ve kanunlarla ilgili  meslekler revaçta olacaktır; hayatımıza kısıtlamalar getiren bu kısıtlamaları denetleyen meslekler.
Önemli gelişimler yazın başlayacak, ama bunların temeli Şubatta atılacaktır. Son kış ayı Şubat  ve ilk bahar ayları tüm yılın gidişatını belirleyecektir. Bu aylarda dikkatli olmanızı ve şansınızı kaçırmamanızı öneriyoruz. Uzun vadeli bir proje düşündüğünüzde adımınızı baharda atın, çünkü yaz aylarında ekonomi düşüşe geçecek, son baharda ise tam bir durağanlık söz konusudur. Aralık ayında ise her şey yoluna girmeye başlayacaktır. Ekonomi canlanacaktır.
2014 yıl yeniliklerle doludur. Bu hayatımızın her alanı için geçerlidir.
Bu genel tabloya baktığımızdan sonra burçları ayrıca inceleyelim. Burada hatırlatmak istiyorum ki, “temiz” burç ayın 1-18 kadar sayılır, bundan sonra doğanlar komşu burçların etkisine gire biliyorlar.

KOÇ BURCU ( 21 mart-20 nisan)
At yılı Koç burcuna uzun zaman uğraştıkları, 2012den ve ya 2013 beri çalıştıkları projede büyük ilerleyiş getirecektir. Yeni seviyeye, belki de uluslararası piyasaya çıkma fırsatı bulacaklar. Bunun için ortaklık ilişkilerini ve iş bağlantılarını yeniden ele almak gereke bilir.
Ayni zamanda siz arkadaş çevrenizi ve akrabalarınızı da kullana bilirsiniz, başkalarının düşüncelerinden faydalanırsınız.
Yıldızlar size yeni yerleşim yerleri sunuyorlar ve hatta siz yaşadığınız evi değil, ülkeyi bile değiştire bilirsiniz. Bunu gerektiren mesleğiniz ve ya kalbinizin sesi ola bilir. Her koşulda sizin çoğu alışkanlıklarınız değişime uğrayacaktır..


 BOĞA BURCU ( 21 Nisan- 21 Mayıs)

Boğa burçları bu yıl maddi durumlarını düzeltecekler ve hatta kendi işlerini kurma fırsatı doğacak onlar için. Siz tamamen iş alanınızı değiştire bilirsiniz ve kendinizi atalarınızın yaptığı mesleğe verirsiniz.
Koç burcunu yeni eğitim bekliyor ve bu eğitime onu sürükleyen kendini geliştirme isteği ve ayni zamanda beklediği yeniliklerdir. Bu eğitimin ardından bilgileri pratikte kullanmak için  seyahate çıka bilirsiniz. Seyahat sizin arkadaş çevrenizi ve iş bağlantılarınızı genişletecektir.
Boğalar için baharın ikinci yarısı çok verimli bir dönem olacaktır. Bu sizin potansiyelinizin dorukta olduğu zamandır, tuttuğunuz altın olacaktır. Ama bu o demek değil ki, parayı çarçur edesiniz. Kazandığınız paranın bir kısmını biriktirip tutmaya çalışın, yılın sonuna doğru durağanlık başlaya bilir, bu kötü zamanı atlatmak için size para gerekecektir.

İKİZLER BURCU ( 21 Mayıs-21 Haziran )
İkizler 2014 rahat yaşam arayışına girecekler ve kendilerini yabancı ülkeleri gezmeye atacaklar. İkizlerin kazandıklarının çoğu seyahatlerde ve bu tür eğlencelerde harcanacaktır. Ama bonkörlükten kaçınsanız iyi olur, çünkü borca girseniz bu borcu geri vermekte zorlanacaksınız. Kredi almak da bu yıl İkizler için iyi zaman değildir.
Sizin ekonomi durumunuz kötüye gide bilir, çünkü işteki problemleri hafife almaya başlamışsınız. Size verilen işi dikkatlice yapmak yerine kendinizi bulunamaz bir uzman zan ettiniz. Ama hayatta kimse vaaz geçilmez değildir. Size başka şirketler de kucak aça bilir diye düşünürsünüz, ama hiç de öyle olmaya bilir. Bundan dolayı acele kararlar vermeyin ve çalıştığınız şirkette sorumluluklarınıza üstlenin.
 Birçok ikizler yeni yılda akrabalarla, aileleriyle sorun yaşayacaklar ve aile bağlarını koparacaklar. Aileleri onları eleştirdiğinden böyle bir durum çıkacaktır ortaya.


( Devamını yarınki makalemizde okuya bilirsiniz)

22 Aralık 2013 Pazar

+ HIZLI NEFES PRATİĞİ







                                                    HIZLI NEFES PRATİĞ



Duygusal blokajların çözülmesi için psikoterapide geniş kullanılan nefes tekniği vardır. Amerikan yerlilerinin, Kızıl derililerin şifa niyetiyle  kullandıkları basit bir yöntem psikoterapide yeni bir bölümün yaratılmasına neden olmuştur. Stanislav Goff tarafından kurulmuş bireysel psikiyatrinin  temelinde nefes pratiği yatıyor. Nefes pratiğinin özü budur: Hastalar yerde uzanıp özel müziğin eşliğinde 60-90 dakika hızlı nefes alıyorlar. Ciğerlerin aldığı oksijen fazlalığı kişiyi trans haline sokuyor. Bedenin enerjisi hızla artıyor, enerji tüm meridyenlerden akmaya başlıyor, bu enerji akımları bedende dolaşırken duygusal blokajları siliyor. Fazla blokajlara sahip olan hasta bedeninde acı ve rahatsızlık hissede biliyor. Yüksek enerji seviyesi Zihni durduruyor ve kişi tamamen kontrolünü kayıp ediyor, bu sebeple nefes alanlar bir uzman tarafından gözetleniyorlar. Tamamen tüm blokajlardan kurtulmak için 10 seans nefes tekniği uygulamak gerekir.
Bu işlemin bilinçsizce yapıldığından yeni düşünceleri bilinçaltına yerleştirilmesi imkansız oluyor. Yeni düşünceleri bilinçaltına yüklememiz için nefes tekniğini farklı şekilde kullanmamız gerekecektir. Bunun için ayakta durup nefes almak daha maksada uygun gözüküyor, çünkü ayaktayken bizim Zihnimizin kontrolü gevşiyor, ama transa haline girmiyoruz. Zihnimizin yarı uyanık hali bizim ayakta durmamızı sağlıyor ve ayni zamanda yeni düşüncelerin yüklenmesine yardımcı oluyor. Bu halde biz istediğimiz emirleri bilinçaltına vere biliriz. Bu işlemi kendi başınıza da yapa bilirsiniz. Tempolu bir müzik eşliğinde hızlı nefes almaya başlıyorsunuz. Birkaç dakika nefes aldıktan sonra istediğiniz programı bilinçaltınıza yüklemeye başlıyorsunuz. Burada iki adımı izleyeceksiniz.
  1. Affetme formülü. Daha önceden hazırlanmış ve sizin tarafınızdan yazılmış cümleyi tekrarlayacaksınız. “ Ben kendimi affediyorum. Ben geçmişte yaptığım her şeyi( ve ya sizi rahatsız eden bir hatayı ) kabul ediyorum ve affediyorum.
  2. Programlama. Burada kendinize hazırladığınız yeni değeri, düşünceyi tekrarlayacaksınız.  “Ben sevgiyi hak ediyorum, ben beni seven ve bana değer veren birisiyle evleniyorum.”
Tabi bu işlem hep hızlı nefes alma eşliğinde yapılacaktır, ki enerji birikimi eski blokajları silsin ve yenilerini yerleştirsin.
Bu işlem sırasında siz hiçbir şey hissetmeye bilirsiniz. Ve ya çok iyi şeyler hissedersiniz. Ama kendinizi kötü de hissede bilirsiniz, bedeninizde acıyı yaşarsınız. Blokaj çözüldüğünde acı hissetmek doğaldır, çünkü bedeninizin bir yerinde sıkışmış enerji hızla dışarı çıkıyor.
Blokaj çözülme işlemini havada, yürüyüşte de yapa bilirsiniz. Yürüyüş temposunu biraz hızlandırıp, hızlı nefes alarak ayni işlemi yapa bilirsiniz. Ve bunu doğada yapsanız tabi daha zevkli olur sizin için.
Zihninizin uyanık halinde bilinçaltınıza yeni emirleri yüklemeyi de deneye bilirsiniz. Bunun için 20-25 dakika kendinizi affetme formülünü tekrarlayın. Mesela : Ben tamamen kendimi affediyorum ve kendimi olduğum gibi kabul ediyorum. Ben kendimi sevmediğim, kendimi beğenmediğim zamanlar için kendimden özür diliyorum. Ben geçmişte, şimdide, gelecekte yaptığım her şeyi onaylıyorum.




Cümleyi değiştire bilirsiniz, ama manasının ayni kalmasına dikkat edin. Bu cümleyi içinizden tekrarladığınız zaman ne hissedeceğinize dikkat edin. Bedeninizde ne hissettiniz? Ve ertesi gün de nasıl hissettiğinize bakın, bu çalışmanın üzerinizde her hangi bir etkisi oldu mu?
Blokaj çözülmesinde baş ağrısı, gözyaşları, öksürük, kalp atışlarının hızlanması gibi belirtiler yaşana bilir. Ama bunlar bir yarım saat içerisinde yok olup gidiyor. Blokajın çözülme süreci onun derinliğine ve gücüne bağlıdır.


21 Aralık 2013 Cumartesi

+ BLOKAJIN ÇÖZÜLMESİ



                                            BLOKAJIN ÇÖZÜLMESİ

Bizim ürettiğimiz enerjinin bedenimizde sıkışıp kalması blokajı yaratıyor. Duygusal blokaj bedenimizde sakladığımız enerji sıkışmasıdır sonuçta. Bir bir olaydan,durumdan, kişiden dolayısı üzüldüğümüzde, endişe ettiğimizde, öfkelendiğimizde-bir sözle derin duygular hissettiğimizde enerji üretiriz. Bu enerji dışa çıkma fırsatı bulamayınca bedenimizin bir yerinde sıkışıp kalıyor ve biz buna duygusal blokaj diyoruz. İnsan hayatı boyunca bu blokajları biriktiriyor, hele çok duygusal ise, daha çok biriktirir. Blokajlar kafada, kaslarda, karında, kara ciğerde-insan vücudunun her yerinde toplana bilir. Böyle birisi ameliyata girdiğinde doktorlar onun dokusunda farklılıklar görürler, ama bunu açıklayamazlar. Bu blokajlardan kurtulduğumuz vakit ağrı ve rahatsızlık çeke biliriz. Enerji sıkışmaları çözüldüğünde acı çekeriz. Bu süreç o kadara da hoş değildir. Ama blokajın çözülmesinin hemen ardından enerjimiz artar, kendimizi bir zaman için hafif ve canlı hissederiz. Şimdi düşünün, tüm blokajlardan kurtulsak neler hissederiz. Özgür kalmış büyük bir enerji potansiyelini kazanırız. Biz ayni yeni doğmuş bebek oluruz.
Bizi sarsan duygular bedenimizde kayıt olup kalıyorlar, biz onları unuta biliriz, onlar ise bizi etkilemeye devam ederler, Blokajlar sinsice işlerini görürler. Derin üzüntü, stres sağlığımızı ciddi şekilde bozar ve ölüme kadar götürür. Üzüntüden, dertten öldü- bu sözleri çok duymuşsunuz. Bu boş sözler değildir: insan sözün tam anlamıyla üzüntüden öle bilir.
 Blokajlarımızdan kurtulup özgür kalmış enerjiyle yeni hayata adım ata biliriz. Peki, blokaj çözülmesi işlemi ne kadara vaktimizi alır? Burada cevap sizin ciddiyetinize ve niyetinize bağlıdır. Tabi arınma süreci kişiseldir, kişiye göre değişir.
Siz hoşgörülü ve saf birisiniz? Veya her şeyden kuşku edersiniz, kolay güvenmezsiniz? Ve belki siz asla bir şeylerin değişeceğine inanmazsınız.
Siz hep geleceğinizden korkarsınız  ve ya Yaratana güvenirsiniz?
Şimdiye kadar biriktirdiğiniz blokajın sayısı çok mu?
Siz duygularınızı çevreye kolaylıkla aktarırsınız ve ya içinizde biriktirmeyi tercih ediyorsunuz?
Siz değişimlere yatkın mısınız? Ve ya sınırlamaların dışına çıkmazsınız?
Siz ilan ettiğiniz amaca ulaşmaya kararlı mısınız?  Belki iki üç gün çalışmadan sonra her şeyi bırakırsınız?
Siz kendi blokajlarınızı silmeye hazır mısınız, yoksa sihirli değnek peşinde hocalara, medyumlara gideceksiniz?
Anlaşılır ki bu sorulara farklı cevaplar olacaktır. Bundan dolayısı şimdiki durumunuzdan amacını belirleyip ona kolaylıkla ulaşan kişiliğe farklı yollarınız olacaktır.
Pozitif, kalbi açık , hayata ve geleceğine güvenenler insanlar duygusal blokajlarını kısa zamanda kendileri yok ede biliyorlar. Bu kişiler için özel blokaj silme çalışması gerekmez, onlar zaten her istediklerini elde ediyorlar. Başkalarına ise günde bir saat kaydıyla iki ay ve ya fazla çalışmaları lazımdır.
Daha önce söylediğimiz gibi değişim süreci eski kalıpları silmekten başlar. Sonra da bilinçaltına yeni düşünceleri yerleştirmek gerekiyor. Blokaj silme tekniklerinden biri affetme formülüdür, ki bunun hakkında etraflı konuşmuştuk.
Diyelim ki siz bedeninizin duygusal blokajlarla dolu olduğunu anladınız ve bunları çözmek kararı aldınız. Biz kendi bilinçaltımıza böyle bir emir vere biliriz: “ Ben bilinçaltıma tüm duygusal blokajlardan arınmasını emir ediyorum!”
Sizce böyle emir işe yarar mı? Genelde yaramaz. Nedenini açıklayalım. Duygusal blokaj,daha önce söylediğimiz gibi, enerji sıkışmasıdır, yani biz onu bilinçaltımıza güçlü enerji desteğiyle yüklemişiz. Koku, öfke, nefret hissettiğimizde organizmanın ürettiği enerji bu blokajda sıkışıp kalmıştır. Şimdi bizim sakin ruh halinde, dengede söylediğimiz cümleyi bilinçaltı ciddiye almaz. Bizim onu ve ayni zamanda zihnimizi ikna etmemiz lazımdır. Biz kararımızın kesin ve ciddi olduğunu göstermeliyiz. Bilinçaltı bu kararın bizim için gerçekten önemli olmasına inanmalıdır. Bizim isteğimizin geçici bir kapris olmadığını bilmelidir. Bunu nasıl yapa biliriz, nasıl bilinçaltını ikna ederiz?
Bir önemli iş görüşmesine gittiğinizde, yarışmaya girdiğinizde, sınava girdiğinizde siz ne hisseder siniz? Tabi heyecanlı olursunuz, organizmanız size destek olmak için enerjinizi arttırır. Bilinçaltınız bir iş görüşmesinin sizin için önemli olduğunu bilir ve enerjinizi çoğaltarak size yardımcı olmaya çalışır. Bir sonuç almanın doğal süreci böyle gelişir: Odaklanmak, düşünmek, önem vermek, gayret etmek(çalışmak)- sonuç. Diyelim ki biz uzun zaman odaklanıp düşünerek bir şekilde ne istediğimizi anlattık. Şimdi eski kalıbı silmek için gereken enerjiyi nasıl elde ederiz?  Bunun da birçok yolları vardır, bu yolları bir sonraki makalemizde araştırırız.


20 Aralık 2013 Cuma

+ PARAYLA İLGİLİ BLOKAJLAR


                         
                                 PARAYLA İLGİLİ BLOKAJLAR


Bundan önceki makalede aşkla ve evlilikle ilgili durumları araştırmıştık. Hayatımızın başka bölümleriyle çalışmak istediğimizde aynı yolu izlememiz lazımdır. Mesela, parayla ilgili ne yapa biliriz? Para bizim için aşk kadar duygusallık içermez, ama biz  hayatımızın çoğu zamanı onu düşünmek zorundayız. Çoğu insan ihtiyaç ve istekleri için ( kira, eğitim masrafları, vergi borçları, mutfak harcamaları ve s.) paranın yetmediği endişesini gün içinde birkaç defa yaşar. Her küçük gerginlik ve endişede küçük blokajlar oluşturuyoruz. Bu küçük blokajlar yüzlerce ve hatta binlerce ola biliyor. Sonuçta bunların hepsi bilinçaltında derin bir inanç kaydına dönüşüyor:
PARA KAZANMAK ZORDUR. BEN NASIL DAHA FAZLA KAZANACAĞIMI BİLMİYORUM. ZENGİNLİK BENİM KADERİM DEĞİLDİR.
Küçük olumsuzlukların dışında tabi hayatta parayla büyük sarsıntılar yaşamanız da mümkündür. Mesela, borcunuzu ve ya krediyi kapatamadığınızda, parayı kaybettiğinizde, birisine verdiğiniz para geri verilmediğinde. Bu durumlarda derin duygular, endişe yaşamışsınız ve bedeninizde duygusal blokajlar oluşmuştur. Günlük yaşantınızda parayla ilgili küçük olumsuzluklar da bu büyük blokajlara yapışıp onları daha sert hale getirmişler.
Parayla ilgili radikal değişimler yapmak girişimleri  genelde başarılı olamıyor. Çok az kişi ani çıkışla gelirini çoğalta biliyor. Çoğu kişi ise hiç bunu denemez, o maddi durumunu kabul etmiştir ve fazlasını istemez.
İnsan büyük parayı genelde gençliğinde kazanıyor, çünkü onun bedeninde negatif blokajlar hiç oluşmamıştır ve ya çok azdır. İlerleyen yıllarda parayla ilgili birkaç kriz yaşadıkça ve olumsuz kayıtlar bilinçaltında yazıldıktan sonra, asla eskisi gibi para kazanamaz. Çoğu insan gençliğinde kazandığı parayla yaşar ve bir daha o parayı kazamaz. Bunların kolay para kazanma yetenekleri sonradan oluşturdukları ve bilinçaltına yazdıkları negatif düşünce kaydıyla engellenmiştir, daha doğrusu bu yetenekler tamamen kapatılmıştır. Bu düşünceleri destekleyen güçlü duygusal blokajlar vardır- onların parayla ilgili yaşadıkları krizlerde hissettikleri derin negatif duygular. Kimse bu duygusal blokajlardan kurtulmayı denemiyor, çünkü bunların geçmişte kaldığını, zaman içinde silindiğini düşünüyor. Ve daha sonra başarısızlıklarını da bu önceki yaşadıkları negatif deneyimler arasında bağlantı kuramıyor. Aşkla ilgili problemler insanı psikolog kapısını çalmaya mecbur ede biliyor, ama parayla ilgili problemler-asla.
Hayatın tüm bölümlerinde yaşadığınız problemlerin kaynakları aynıdır-sizin bilinçaltınızda yazılmış negatif düşünce kalıpları. Siz bunları kendiniz yarattınız, bir olumsuzluk yaşarken duygusal blokaj oluştu ve bu blokajın sonucu düşünce bilinçaltına yazıldı. Mesela gençliğinizde bir başarısızlık yaşadınız; yarışı kaybettiniz, sınavı geçemediniz, işi alamadınız. Sizin o anda hissettiğiniz derin üzüntü blokajı “ben başarısızım, benden bir şey çıkmaz” şeklinde bilinçaltınızda kayıt olmuştur. Ve siz bir daha bu başarısız olduğunuz işe girişmezsiniz.
 Bu durumu nasıl değiştiririz? Tabi yeni olumlu düşünceleri kayıt ederek. Ama daha önce söylediğim gibi bu kolay iş değildir. Bilinçaltının karar şablonları bölümünde tam tersi düşünceye yer yoktur ve o size karşı koyar. Siz olumlu düşünceyi tekrar etmeye başlarken bu direnişi hissedersiniz ve çalışmayı bıraka bilirsiniz.
Böyle bir dirençle karşılaşmamak için bizim eski kalıplardan kurtulmamız lazımdır. Bilinçaltını bir bahçeye benzetmiştik, burada çalıları temizleyip yeni faydalı bitkiler ekmemiz
lazım. Anladığınız kaderince yeni düşünceleri yerleştirmekten önce eskilerden kurtulmak gerekiyor. Bu arınma işlemidir.
Biz bahçemizdeki tüm çalıları, otları kökten söküp atmalıyız, yoksa yeni çiçekler burada tutunamaz.
İkinci yapacağımız iş- burada yeni çiçekleri, gülleri ekmektir. Tabi burada aceleye gerek yoktur. Önce tek bir tokum ekeceğiz. Ona iyi bakmak, sulamak ve büyütmek lazımdır. Bu sizin yeni düşüncenizdir, o sizin hayatınızda bir problemi, olumsuzluğu ortadan kaldıracaktır.

Bu kendi başına mekanik bir gelişme değildir. Bu sizin uzun vadeli çalışmanızdır. Eğer gerçekten bir şeyler sizi yıldırdıysa, bir olumsuzluk sizi resmen takip ediyorsa ve siz bunu değiştirmekte kararlısınız, bunu kendiniz yapa bilirsiniz. 

19 Aralık 2013 Perşembe

+ROMANTİK HİKAYE






                     ROMANTİK HİKAYE


Beyaz atlı prensi bekleyenler için romantik bir hikayeni anlatmak istiyorum. Bu hikayeni Aleksandr Grin isimli yazarın “Kırmızı yelkenler” kitabından size aktarıyorum. Kitabın kahramanı genç kız Asol yaşadığı küçük kasabadan geçen yaşlı adamla tanışır. Büyücüye benzeyen bu ihtiyar Asol’un ona ikram ettiği suyun karşılığı masala benzer bir şeyler anlatıyor. Adam diyor ki, Asol’un kısmeti, yani evleneceği adam bu sahilde yerleşmiş kasabaya kırmızı yelkenli kocaman beyaz gemiyle gelecektir ve onu buralardan alıp götürecektir. Bu hikayeye kalpten sarılan Asol o günden prensini beklemeye başlar. O boş zamanlarında sahilde oturup denize bakar, her an kırmızı yelkenli geminin ufukta belirleneceğine inanır. Çevredekiler ilk başta kızın bu saçma hayallerden vaaz geçip etrafındaki hayranlarına dikkat etmesini söylüyor. Artık evlenme zamanı geldi, boş düşlerin peşinde koşmağın yerine kasabadan birisiyle evlen,-diyorlar Asol’e. Ama bizim kız hayalinden vaaz geçemiyor, kimseyi de dinlemiyor, o kendi prensini bekliyor. Bir gün kasaba sularının yanında bir gemi duruyor. Geminin kaptanı genç ve yakışıklı adam kasabaya bir şeyler için iniyor. Asol’u görüp etkileniyor, ona ilk bakıştan aşık oluyor.Yerlilerden birisi kaptana kızın hikayesini anlatıyor. Kaptan Grey hemen gidip kırmızı kumaştan yelkenler diktiriyor. Az geçmeden kasabaya rüzgarda havalanmış kırmızı yelkenli beyaz gemi yaklaşıyor. Tüm kasaba hikayeni bildiği için sahile koşuyor. Asol’u da çağırıyorlar. Asol gözlerine inanamıyor- kırmızı yelkenli geminin kaptanı gemiden inip ona doğru geliyor. Bu onun beklediği prenstir. Sonrasını, yani mutlu sonu, tahmin ede bilirsiniz.
  Bu romantik hikayede bizim için önemli ipuçları verilmiştir. Bakın Asol sadece sevgili, aşk beklemiyor. Onun odak noktası kırmızı yelkenlerdi. Yani beklediği, onun kısmeti olacak prensin özelliğidir. O boş bir hayal beklemiyor, belirgin bir özellik, bu “benim” diyecek bir ayrıntıyı bekliyor. İkincisi Asol hayaline inanıyor, vaaz geçmiyor, kimse onu bu yoldan alıkoyamıyor. Aslinde böyle bir kaptanın ona geleceğine dair hiçbir izlenim, veri yoktur, ama Asol bu hayalin gerçek olacağından son derece emindir. O sahilde oturup saatlerce denize bakıyor, hayalini canlandırıyor, ona enerji veriyor. Bunu de kendi masalınızı devamlılıkla ve inatla yapıyor. Üçüncüsü –Asol her kese kendi düşlerini anlatmıştır. Onun komşuları, kasaba bu hikayeni bilmeseydi kaptan Grey de kırmızı yelkenleri yapamazdı.
Biz ne istediğimizi bilmeliyiz, çünkü Evren bize ne istediğimizi bildiğimizde cevap veriyor. Diyelim ki bilinçaltında kök salmış negatif düşünce kalıplarını bir şekilde temizlediniz. Şimdi evliliğinize dair olumlu düşünceyi yerleştirmek istiyorsunuz. Bu düşünce son derece net ve ayrıntılı olacaktır. Beklediğiniz prensin size uygun olmasının dışında başka özellikleri de olması gerekiyor. Onu gördüğünüzde hemen tanımanız için, tıpkı Asol’un kırmızı yelkenleri gibi. Bu romantik hikaye size ilham versin ve siz de kendi masalınızı gerçekleştirin.

18 Aralık 2013 Çarşamba

+BEYAZ ATLI PRENS





                                         BEYAZ ATLI PRENS


Diyelim ki, siz de mutlu bir yuva kurmak istiyorsunuz, ama beyaz atlı prens ufukta gözükmüyor. Birçok ilişki hayatınızda yaşadınız, ama bunların hepsi hüsranla bitti, hayalleriniz suya düştü. Belki de hiç hayalleriniz yoktu, evlenmek istemiyordunuz, ama şimdi yaş geldi 35-36 ya ve siz artık evlenmek istiyorsunuz. Ne yapmalı? Eğer bundan önceki makalelerimi okuduysanız, bilinçaltınızda sizin evlenme düşlerini engelleyen programlar yattığını bilmeniz gerekiyor. Şimdi bu programları yüze çıkarmaya çalışalım.
Bir kağıt parçasına sizi yaşamınızda derinden etkilemiş olayları ve insanları sırasıyla yazın.
Yaşadığınız olayı ve duyguları hatırlamaya çalışın. Bir bakın, derin duygular içerisinde hangi düşünceleri ürettiniz? Bilinçaltınıza kayıt etmiş olduğunuz düşünceler nedir? Ne gibi programlar oluşturdunuz o zaman? Bulduklarınızı yazın.
Şimdiki hayatınıza geri dönün. Şuan yaşadıklarınızın geçmişte stres halinde yarattığınız programlarla bir ilgisi var mı? Mesela, çocukluğunuzda anne babanız kavga ettiklerinde siz çok korkmuşsunuz ve kendinize :”ben hiç evlenmem” –demişsiniz. Ve ya sevgiliniz yakın arkadaşınızla sizi aldattı ve siz :”Erkekler basit yaratıklar, ben hayatta kimseyle evlenmem”-demişsiniz.
Bu işlemleri yaptıktan sonra probleminiz de aydınlanacaktır. Şimdi size engel olan negatif düşüncelerinizi buldunuz. Bu negatif düşüncelerin köklerini çıkarıp atmadan değişimi sağlayamazsınız. Yeni olumlu düşünceleriniz de işe yaramaz, çünkü onlara bilinçaltında şimdilik yer yoktur. Bazı olumlamalar bundan dolayı çalışmaz.
Bilinçaltınızı bir bahçe gibi düşünün. Bahçenin her tarafını çalı ve ot sarmıştır. Siz ise burada güzel bir kımızı gül ekmek istiyorsunuz. Önce çalıları ve yararsız otları temizleyeceksiniz. Bazıları kolaylıkla çıkar, bazı çalılar derin kök salmışlar. Bunlar sizin derin negatif programlarınızdır ve onları destekleyen enerji blokajları vardır ( bu blokajlar hissettiğiniz üzüntü, öfke ve kızgınlıktan doğup bedeninizde kalmışlar). Mesela derin kök salmış böyle bir düşünceniz ola bilir: “ Sevgi yoktur. Kimseyi sevemem. Ben evlenemem. Beni anlayacak erkek yoktur.” Bu çalı artık ağaç şeklini almıştır- burada sizin yaşadığınız olaylardan doğmuş düşünceleriniz yatıyor.
Diyelim ki, sizin bilinçaltı “bahçesinde” ektiğiniz yeni gül bu düşünceyi simgeliyor: “ Ben  aşkı hak ediyorum. Benim ruh eşim bana doğru geliyor (beyaz atta ve ya mersedeste ).
Biz çok mutlu olacağız ve birlikte yaşlanacağız.”
Böyle bir düşünceyi oluşturmak tek başına işe yaramaz. Bu düşünce eminlik ve duygusallık içermelidir. Yeni programı çalıştırmak için net bir planınız olacaktır:
1.      Neyi istediğinizi seçin (evlenmek)
2.      İstediğinize ( prense) size uygun özellikler yükleyin, onu gördüğünüzde hemen tanımanız için
3.      Hayalinizi hep aklınızda tutun, kuşkulara ve korkulara onu yok etmeye izin vermeyin
4.      Sakin olun, endişe etmeyin, isteğinizi idealize etmeyin: hayaliniz vakti gelince gerçekleşecektir.

Şimdi bilinçaltı bahçemize geri dönelim. Siz burada çalıları temizleyip zarif bir gül ektiniz. Bu sizin aşkınızın ve mutlu yuvanızın gülüdür. Burada “ben artık sevemem”, “kimse beni anlamaz”, “aşk yoktur” şeklinde olan derin köklere sahip negatif düşüncelerinizi temizlediniz. Peki gerçek hayatta bunu nasıl yaparsınız? Affetme formülünü kullanırsınız. Affetme formülü hakkında 25 kasım makalemizde etraflı bilgi verilmiştir :”Affetme formülü”-Hayallerin gerçekleştirme teknikleri nazlialimova@blogspot.com
Yeni düşünceyi bilinçaltına başarıyla yerleştirdikten sonra günlük hayatınıza dalıp onu unutmayın. Gülün büyüyüp açması için ona bakmak, vaktinde sulamak lazımdır. Siz de düşüncenize zaman ve enerji ayırın. Bilmeniz gerekiyor ki, bu çalışmada çabuk sonuç alanlar negatif deneyimi olmayanlardır. Ama birkaç olumsuz aşk hikayeniz varsa sizin yeni düşüncenizin sonuç vermesini beklemeniz gerekecektir.





17 Aralık 2013 Salı

+DUYGU BLOKAJLARININ ETKİLERİ






                            DUYGU BLOKAJLARININ ETKİLERİ



 Bizim duygularımız yeni düşünceleri oluşturma işinde bize engel ola biliyorlar.
Duygu nedir? Duygu bizim dış dünyada baş veren olaylara oluşan tepki sürecidir. Bizim algılarımızın oluşturduğu resme olan tepkimizdir.
Şimdi kötü bir şeyin olduğunu hayal edelim. Mesela:
Kocanız eve geç geldi ve ondan gelen parfüm kokusu sizin değildir.
Akşam yemeğinin vaktidir, sizin eşiniz ise 45 dakikadır annesiyle konuşuyor.
Evladınız okuldan siz istediğiniz karneyle gelmemiştir.
Sizin işçiniz zamanında yapılması işi yapmamıştır.
Yanınızdan geçen araba sizi kirli suyla ıslatır.
Size acil para lazımdır, arkadaşınız ise üç yıl bundan önce sizden aldığı borcu geri vermemiştir.
Siz aynanın karşısına geçip yine fazla kilolarınızı teyit ettiniz.
Bütün bunlar farklı olaylardır, ama sizin tepkiniz aynı olacaktır- siz sinirlenirsiniz. Yani negatif bir duygu yaşarsınız. Vücudunuz sizden talimat beklemeden sizin enerjinizi fazlalaştırdı, sizi heyecanlı, gergin hale getirdi. Neden? Sizin gidip yanlışı düzeltmeniz için. Eşinize, çocuğunuza, arkadaşınıza, işçinize hadlerini bildirmek için. Gerçeklik sizin beklentinize uymadı ve bedeniniz gerginleşip sizin gerçekliği düzeltmenizi istedi.
Diyelim bir şekilde bunu yaptınız. Siz kocanıza bağırdınız ve ertesi gün eve zamanında geldi. Siz çocuğunuza bağırdınız ve o karnesini düzeltmeye söz verdi. Siz işçinizi azarladınız, o da hatasını düzeltti.Duygusal tepkinizin etkisi bununla sınırlıdır.
Ama böyle de ola bilir. Siz eşinize sinirlendiniz, ama kendisine bir şey demediniz. Ve ya başka durumlarda da sinir oldunuz, ama içinize atıp tepkinizi göstermediniz.
Duygusal tepkilerimiz dış dünyayı fazla etkilemiyor, onun yapabilecekleri gördüğümüz gibi sınırlıdır. Tabi tepkinin daha sert çıkışları ola biliyor: birisini döversiniz, yumruğu indirirsiniz.
Ama bu kadar.
Duygu sizin beklentinizin gerçeklikle örtüşmediğine gösterdiğiniz enerjisel tepkinizdir. Bu enerji durumu düzeltmek için, gerçekliği istediğimiz şekle sokmak için üretiliyor. Biz bunu yapmadığımızda genelde enerji blokajı oluşuyor. Bilinçaltı bizi harekete geçiriyor, bir şeyleri yapmamızı istiyor. Biz öfkeden, sinirden titriyoruz, ama duruma el koyamıyoruz. Üretilmiş enerji bedenimizin bir yerinde sıkışıp kalıyor. Bilinçaltı onu başka bir olay için tutuyor, yedek silah gibi. Duygusal blokajımızdan kurtulduğumuzda bu enerji serbest kalıyor ve bir süre kendimizi canlı ve mutlu hissederiz. Korku, derin sarsıntılar, nefret, kin –bunların hepsi sıkışmış enerji şeklinde bedenimizde birikiyor. Bu blokajları küçük ejderhalara benzete biliriz. Uzun zaman bir konuyla ilgili negatif duygular barındırdığınızda büyük bir blokaj ortaya çıkar. Bu artık gerçek bir ejderhadır ve o sizin bilincinizin, içgüdülerinizin dışında sizi idare etmeye başlar. Eğer siz eşinizle ilgili blokaj yarattınız ise, onun  hiçbir şey yapmadığı halde, tek görünüşü sizi gergin hale getire bilir. İçinizde büyüttüğünüz ejderha onu düşman görür ve onunla hesaplaşmaya can atar. Bundan dolayı biz duygularımıza kapılıp düşüncesiz şeyler yaparız, sonra da pişman oluruz. Ama o anda bedenimiz Zihni dinlemez, o blokajın etkisinde olur.
Biz hep negatif duyguları konuştuk. Peki sevinç, coşku gibi duygular blokaj oluştura biliyorlar mı? Neden pozitif duygular negatif duygulardan daha zayıf gözüküyorlar? Biz nefreti yıllarla taşırız, ama ayni adamla yaşadığımız sevinci unuturuz. Bütün mesele o ki, biz pozitif duyguyu hemen dışarı vururuz, ona doyasıya yaşarız. Sevinçliyken zıplarız, şarkı söyleriz, dans ederiz. Pozitif duyguların kayıt olunmaması da herhalde bizim bu özelliğimize bağlıdır. Bastırdığımız coşku ve ya sevinç de blokaj oluştura biliyor, ama bu blokaj ilk fırsatta dışa vuruyor.
Bedenimizde birikmiş enerji blokajları bize hastalık, baş ağrıları, rahatsızlıklar getiriyor. Mesela uzun zaman onu rahatsız eden şeyler hakkında konuşmayan, kendini savunmayan insan boğazla ilgili hastalıklar yaşar. Birikmiş blokajlar insan bedeninde enerji akımlarını engellerler ve onu yorgun, bitkin hale getirirler. Blokajları silinmiş kişi adeta yeniden doğmuş oluyor, enerjisi, sağlığı normale dönüşüyor.
Enerji blokajlarının bir başka olumsuz yönü- bizim negatif düşünce kalıplarımızı desteklemeleridir ve bizim onları değiştirme niyetimize engel olmalarıdır. Bu nasıl oluyor?
Mesela siz bir kadınsınız ve gençliğinizde aşk yaşamışsınız. Bu sevgi karşılıklıydı ve siz mutlu aile planları kurmuştunuz. Sonra bir şeyler ters gitti (Sevgiliniz sizi  aldattı, başkasına aşık oldu) ve siz ayrıldınız. Siz şiddetli sarsıntı geçirdiniz, organizmanız  sizin için mücadele etmenin geç olduğunu bilerek oluşmuş enerjiyi tutuyor. Siz depresyona giriyorsunuz, ürettiğiniz enerji ise duygusal blokaj şeklinde kayıt oluyor. Aynı zamanda bilinçaltınızda bu düşünce yazılıyor: Kimseyi sevmek olmaz, erkeklerin hepsi yalancı ve sadakatsizdir.
Bir iki sene sonra siz yine birisini sevdiniz, önce her şey çok güzeldi, ama sonra yine hüsrana uğradınız, anladınız ki, bu adam size göre değildir. Yine stres yaşadınız ve bu sefer bilinçaltınızda yeni düşünce yazıldı: Aşk bana göre değil, ben bana uygun birisini asla bulamam.  Birkaç olumsuz deneyim sonucu siz negatif duygular yaşadınız, yeni blokajlar oluşturdunuz. Şimdi artık bilinçaltınızda böyle bir kayıt vardır:” Aşk yoktur. Kimseyi sevemem. Ben yuva kuramam. Beni anlayan birisini bulamam.”
Bu kayıt baya güçlenmiştir ve artık sizi yönetmeye başlar. Siz farkında olmadan onu izlersiniz. Hayatınızdan size uygun ola bilecek erkekler yok olur, siz onları göremezsiniz. Herkeste noksan ve eksiklik ararsınız.
Belki daha sonra siz yaşadıklarınızı unutursunuz, pozitif düşünmeye başlarsınız, sevgiye, evliliğe kendinizi açarsınız. Belki böyle bir olumlama da kullanırsınız:” Ben bana layık birisiyle güzel aile kuruyorum”. Ama bu olumlamayı bilinçaltına yerleştirmek çok zordur. Çünkü orada başka düşünceler kayıt olmuştur. Bu düşünceleri güçlü duygusal blokajlar desteklediğine göre onları yok etmek de zordur. Yeni düşüncenin enerji içerliği çok düşüktür.

İşte pozitif düşüncelerin bazı zaman işe yaramadığının sebebi de budur: eski düşünce kalıpları enerjisel olarak daha güçlüler ve kolay kolay yerlerini yenilere vermezler.

16 Aralık 2013 Pazartesi

+BİOLOJİK BİLGİSAYARI RESETLEME





                                BİYOLOJİK BİLGİSAYARI RESETLEME
    


Bilinçaltınızın bir bölümünü kaplayan karar verme şablonları sizin yaşantınızda davranışlarınızı belirlediğini öğrendiniz. Mesela varsayalım ki, bu bölümde size çocukluktan aşılanmış bir kalıp yerleşmiştir: “Ben hiçim, benden bir şey olmaz, kimse beni sevmez”. Bu kalıp uzun yıllardır hayatınızı zehirliyor- özel hayatınız yoktur, evlilik yapamıyorsunuz, kendinize göre iş bulamıyorsunuz ve saire. Bunların hepsini değiştirmek istiyorsunuz. Yani özgüveni olan, akıllı, başarılı, istediklerini elde ede bilen birisi olmak istiyorsunuz. Bunun için ne yapmalı? 
Sadece bilinçaltınızdaki yanlış kalıbı silip yerine yeni ve sizi memnun edecek düşünceyi yerleştirmek. Sizin başarılı, sevimli, güçlü birisi olduğuna dair yeni karar oluşturmak.
Başka değişle yapacağınız şey biyolojik bilgisayarınıza format attırıp oraya yeni bilgiler yüklemektir.
Bu fikir tamamen doğrudur, birçok insan da bunu yapmaya çalışıyor. Bu konuyla ilgili psikologlar, filozoflar, siyasetçiler, reklam uzmanları, devlet adamları çalışma yapıyorlar.
Çalışmaların o kadar başarılı olmasını söyleyemeyiz, çünkü dünyada somurtkan ifadeli yüzler güler yüzlerden daha fazladır.
Bakalım yeni düşünceleri aşılama işinde hangi başarılar elde edinmiştir?
Politikacılar, din adamları bu işte daha başarılı olduklarını söyleye biliriz. Onlar bir ideanı ortaya attıktan sonra binlerce insanı peşlerinde sürüklüyorlar. Onlar kendi idealarını kafalarında kayıt ettikten sonra ona kendileri inanır ve kendi ideasını tek doğru olduğunu savunurlar. Düşüncelerine sarılıp onları öyle içten ve coşkuyla tebliğ ederler ki, başkaları da buna inanmaya başlar.
Marks ve Engels tarafından yaratılmış komünizm idealarını hatırlayalım. Onlardan daha aktif insanlar bu ideaları hayata geçirmeye başladılar ve Gezegenimiz bunun sonucu son 150 yılda sarsıntılar yaşadı.
Medya, Televizyon, İnternet bizi sürekli programlamaya çalışıyor. Bu dış programlamalardan kaçış yoktur. Yeni idealar bizim evimize kadar geliyorlar, her gün, her saat, her yıldan yıla bize bir şeyler aşılanıyor. Böyle giyin, bunu ye, bu kadar kilon olsun, bunu satın al, buna ulaş.
Bu yöntemler kendilerini bir birey değil de, daha çok toplumun parçası hissedenler için etkilidir. Özgün kişiliğe sahip, bağımsız ve kendine güveni olan birileri ise başkalarının programından fazla etkilenmezler.
 Bazı kişisel gelişim merkezlerinde yeni davranış biçimlerini yüklüyorlar. Bunun için insan üzerine istediği özellikleri taşıyan kişilik maskesini takıyor, zorunlu olarak yeni alışkanlıklar ediniyor. Mesela özgüveni artırmak için kişi sokakta birilerine yaklaşıp konuşuyor, tanışmak istiyor. Burada mantık böyledir: bazı hareketleri sürekli yaptığında bilinçaltı onları kayda alıyor ve bu hareketlerin ola bileceğine izin veriyor. Önceki düşünce kalıbı, yani bu tür davranışının mümkün olmaması kaydı siliniyor, yerine yenisi yazılıyor.
Siz olmak istediğiniz kişinin “giysisini” üzerinize çekip birkaç hafta onun gibi olsanız bilinçaltınızda yeni davranış şablonu oluşacaktır.
Siz de bu yeni kalıba alışıp kendinizi yeni giysilerde rahat hissetmeye başlarsınız. Yeni hayatın detayları da zaman içinde oluşacaktır.
Her şey çok basit gözüküyor, ama kuruşu sayarken kendinizi zengin nasıl hissedersiniz? Ve ya sevgili uzaktan bile gözükmeden nasıl aşık olursunuz?  Ve içinizde hep kuşku olur yaptıklarınıza dair.

Bir dönem yeni kayıt oluşturmakta kullanılan yaygın metotlardan birisi de meditasyon idi. Ama maalesef dünyevi problemlerin çözümünde meditasyon çalışmaları başarılı olamıyor.  Meditasyonun genelde ruhsal çalışmalar yapan kişilere faydası olur, kişisel gelişimi hızlandırır.
Yeni düşünce kalıbını oluşturmada bir başka yöntem de olumlamadır. Gerekli davranış biçimlerini bilinçaltına yerleştirmede son yıllar geniş şekilde kullanılan en başarılı metot olumlamadır. Yani düşünce formunu binlerce kez tekrarlayarak ve ya yazarak gerçekten bu düşünceyi bilinçaltınıza yerleştirirsiniz. Yeni olumlu düşünce sizin dünyaya bakış açınızı değiştirir ve doğal olarak dünyanız da değişir. Pozitif düşüncelerle, olumlamalarla çalışmak hakkında birçok kitap yazılmıştır. Biz de daha önce yazdığımız makalelerde bu yöntemi size sunmuştuk. Ama burada sorun o ki, çoğu insan gerekli zamanı bu işe harcamıyor, çabuk pes ediyor ve eski haline geri dönüyor. Olumlamalarla ciddi değişimlere sahip olan kişilerin sayısı bu arada %10 geçmiyor.
Sonuç: bilinçaltına yeni düşünceleri, değerleri, davranış biçimlerini yükleyen metot çoktur. Ama bundan mutluluğu elde etmiş insan azdır. Peki, ne yapmalı?

Tabi her zaman yapacak yeni bir şeyler vardır. Bunu ise bundan sonraki makalemizde konuşuruz.

+DEĞİŞİME İLK ADIM




                            DEĞİŞİME İLK ADIM






    Karar şablonlarını doğuran kaynakları “Değişen kimdir?” adlı makalemizde (nazlialimova@blogspot.com) araştırdık. Geride kalmış bir kaynağı da burada ele almak istiyorum. Bu bizim alışık davranış biçimlerimizdir. Daha doğrusu otomatikman gelişen davranışlarımızdır. Burada “ çok para zarar verir”, ve ya “kimse beni kullanamaz” gibi düşünce kalıplarından söz etmiyorum. Zihnimizin kontrolünde olmayan bedenimizin modelleridir. Neyi kast ediyorum? Mesela siz her sabah arabanızla işe gidiyorsunuz. Belli bir zaman aşamasından sonra siz bu yolu otomatikman izleyeceksiniz. Siz başka problemleri, konuları düşündüğünüzde, bedeniniz Zihninizin kontrolü olmadan(zihniniz mesela dünkü akşam yemeğine dalmıştır) arabayı kullanır ve sizi işe götürür. Gözleriniz, ayaklarınız ve elleriniz bu işi yaparlar. Yolda alışık olmayan bir durum oluştuğunda (Trafik kaza, yolun kapanması) Zihin hemen devreye girer ve yeni plan oluşturur (başka yola sapma) ve alışık duruma geri dönünce yine işi bırakır: müzik dinler, geleceği planlar. Eğer sizin hep kullandığınız yolda eczaneye ve ya markete uğramanız gerekiyorsa, siz gereken yerlerin yakınında durmayı unutursunuz, yolunuzu devam edersiniz. Zihniniz size yapmanız gereken şeyi zamanında hatırlatsa, sizi uyarsa, siz arabayı arabanı park edersiniz. Böyle durumları yaşadığınızdan eminim.
Şimdi düşünün yoğun trafikte araba kullanmak için bir bilgisayar icat etseler ne kadar programcı üzerinde çalışır ve ne biçim bir hard disk gerekecektir. Bu olağanüstü hard disk bizim kafamızda doğuştan vardır ve üç sınıf eğitim görmüş kişi bile onu kullana bilir. Biz ise bu bilgisayarı rast gele programlarla doldurup hayatımızı zorlaştırıyoruz. Yapacağımız iş, onun tüm özelliklerini öğrenip kullana bilmek ve istediğimiz programları ona yüklemektir. Bilmemiz gereken şeyleri özetleyelim.
Bizi idare eden üç farklı parçamız vardır: BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI,  DUYGULAR, İÇGÜDÜLER. Bunlardan her birisi zaman zaman yönetimi ele geçiriyor ve duruma hakim ola biliyor.
Zihnimiz doğru kakar vermek için deneyimlerimizi, yaşantımızda biriktirdiğimiz bilgileri ve hazır davranış kalıplarını kullanıyor (düşünce kalıplarımız, değerlerimiz de buraya aittir.) Bilinçaltımızın Hazır Karar şablonları içeren bölümünde bir takım durumlar için kalıplar vardır. Zihin bu karar şablonları bölümünden karar verme aşamasında hazır cevaplar alıyor ve onların doğru ve değişmez olduğundan emindir. Mesela: “Ben Müslümanım Yahudi ile evlenemem.”  “Ben dans edemem".
Karar şablonları bölümünde bir olay ve durum için bir tek karar vardır, o çoktan burada boş olan yeri tutmuştur. Zihin iç çatışma oluşmasın diye oraya başka şablonları sokmaz. Yeni şablonlar hemen ret ediliyor.
Eski karar şablonlarının, düşünce kalıplarının değiştirilmesi çok sert yaptırımlar sonucu gerçekleşe biliyor. Orduda hizmet, ceza evine düşmek, savaş çoğu kalıpları kırar ve yenilerini yaratır.
Şablonlar derin içsel çalışmalarla da değişe biliyorlar. Bazı meslekleri elde etmek için kişi içindeki eski kalıpları kırmak zorunda kala bilir, yeni alışkanlıklar edinir
Karar verme mekanizmasını nasıl çalıştığını öğrendiğimizde biz değişime götüren yolları da bula biliriz.
Şimdi size kendinizde yönetime hangi parçanızın el koyduğunu öğrenin. Uyanık olduğunuz zamanlarda sizin bedeninizi yöneten Duygu mu, İçgüdü mü ve ya Zihniniz mi? Bunların arasında paylaşılan zamana bakın ve gerçek Yöneticiyi ortaya çıkarın
Şimdi bir düşünün, hangi özelliklerinizden hoşlanmıyorsunuz? Sizce bu özelliğinizi doğuran sebep nedir? Nasıl doğduğunuzu öğrenin. Kararsızlığınız, suçluluk duygusu, alınganlığınız –bunları oluşturan sebepler nedir? Çocukluğunuzda yaşadıklarınızın şimdiki hayatınızla bir ilgisi var mı?  Kim, ne zaman sizi derinden etkilemiştir?
Bunların hepsini düşünün, ama suçluyu aramaya kalkışmayın, kimseye hesap sormayın.

Siz şimdi hoşunuza gitmeyen taraflarınızın kaynağını anladınız ve ya tahmin ettiniz. Kendinizi tebrik edin-siz değişim yoluna girdiniz.

15 Aralık 2013 Pazar

+DEĞİŞEN KİMDİR?



                                 DEĞİŞEN KİMDİR?

            


Sizce bulunduğunuz durumu, eşinizle, arkadaşınızla, annenizle, çocuğunuzla olan ilişkilerinizi, maaşınızı, evinizi sizin için oluşturan kimdir? Kader mi? Karma mı?  Garip tesadüfler mi? Bu düşüncelerden birisi size uygun ise ayni dünyanızda, aynı problemlerle yaşamayı devam ede bilirsiniz. Ama siz kendi hayatınızdan kendinizi sorumlu tutma cesaretine sahipsiniz ise, demek ki değişime hazırsınız. Biz başkalarıyla savaşıp onları değiştirmek yerine kendimizi değiştirme yollarına girsek daha iyi sonuçlar elde ede biliriz. Bu değişim sürecinden daha önceki makalelerimde konuşmuştum. Şimdi bu değişim tekniklerini daha derinden incelememizi istiyorum. İlk önce bu soruya cevap bulalım. Değişen kimdir?
Anlaşılır ki, sizsiniz. Peki, siz kimsiniz? Allah’ın kulu, Evrenin geliştirdiği şuurlu canlı  ve ya enerji bedenlerine sahip olan ve hayattan hayata bazı bedenleri taşıyan ölümsüz ruhsal varlık ?
   Ama ben size daha basit ama işimize son derece faydalı olan insan modelini sunmak istiyorum.
İnsanı yöneten genelde üç unsur vardır. Onun Zihni, Duyguları, İçgüdüleri.
Siz şimdi bu makaleni okuduğunuzda sizin bedeninizi yöneten nedir? Tabi ki zihniniz. Siz gayet normal  bilgisayarınızdan ve ya mobil telefondan bu blogu okuyorsunuz. Siz koşmuyorsunuz, hareket etmiyorsunuz, dans etmiyorsunuz. Siz okuduğunuzu anlıyorsunuz, algılıyorsunuz- bu zihninizin işidir.Zihin sizi şimdi yönetiyor, o bedeninizin sakin olmasını, fazla hareket etmemesini ve sizin konsantre olmanızı ve bu metni okumanızı emir ediyor. Peki, zihin bir şeyin okunmasında böyle davranmayı nereden öğrenmiştir? Siz küçükken ana okula başladığınızda öğretmen size bir şeyi okuduğunuzda, öğrendiğinizde nasıl davranmanızı size öğretmiştir. Yani size bilgi aldığınız zaman nasıl davranmanız gerektiğine dair Program yüklenmiştir. Ve siz şimdi bu programı kullanıyorsunuz. Peki, bu program nerede saklanmıştır? Sizin hafızanızda. Siz ne zaman ve nasıl bu programı aldınız bilemezsiniz, ama yeri geldiğinde- kullanırsınız.
Şimdi tüm bize yüklenen davranış programlarının Bilinçaltımızda bir yerde toplandığını ve saklandığını kabul edelim. Şuan okuduğunuz şeylerin sizin düşüncelerinize ve bakış açınıza çok ters gelen şeyler olduğunu var sayalım. Ne yaparsınız? Kültürlü insan sadece bu sayfadan çıkar, ama daha duygusal birisi içinden ve ya sesli küfür ede bilir, eleştirir, güler.  Yani duygularına yol verir.
Şimdi bu arada sizi yöneten nedir? Duygularınız. Duygular bedeninizi ele geçirdiğinde heyecanlanırsınız, bağırırsınız, el-kol hareketi yaparsınız. Daha sonra kendinize geldiğinizde sakinleşirsiniz, pişman olursunuz, Zihniniz yine yönetimi ele alır.
Devam edelim. Siz bir kitap okuyorsunuz, burnunuza bir koku geldi, bu yangın kokusudur, siz hemen neyin yandığını öğrenmek için okumayı bırakıp duman gelen yere koşarsınız, yangına son vermek için ve ya kendinizi kurtarmak için harekete geçersiniz.
Burada sizi yöneten nedir? Sizin içgüdünüzdür. Yönetim onun elinde ve bedeniniz onu dinleyecektir. Bizim sadece üç içgüdümüz vardır ve onlar yaşantımızın farklı bölümlerini etkilerler. Biz onların etkisinde bazı şeyleri yaparız ve yaptıklarımızda bize doğal görünür. Bu doğal gözüken davranışlar sadece bizim içgüdülerimizin gerçekleşmesidir.
Demek ki,  bizi yeri gelince  ZİHİN, DUYGU, İÇGÜDÜ yönetiyor. Bunların her birisi zaman zaman yönetimi tamamen ele ala biliyor. Her insanın kendisine uygun yönetim merkezi vardır.
Mantıklı, soğukkanlı insanlarda yönetimde Zihin oluyor, duygusal ve  ani çıkışlar yapan insanlarda-Duygu başa geçer. Bazı insanların ise hayatta kalmaları için İçgüdüleri onları yönetiyor. Şimdi bu yönetim merkezlerini daha sonra ele alırız. Şimdi Bilinçaltının nasıl yapılandığına bakalım. Hayatımızda baş veren ve anlam veremediğimiz şeylerden hep suçladığımız bu göze gözükmez gizemli parçamız nasıl çalışır?  Bu soruya net bir cevap veremediğimizin beraberinde Bilinçaltının kuruluşunu tahmin ede biliriz.
İlk öne onun aktif, zihnimizle işbirliği yapan tarafını ve pasif (bizim değerlerimizi, bilgilerimizi, idealarımızı içeren) tarafını ayıra biliriz.
Pasif bilinçaltı bu bölümleri içerir:
Bilgi depolama bölümü
Karar şablonları(hazır kakarlar içerir)
Aşırı önem taşıyan idealar
İçgüdüsel programlar
Belirgin olmayan programlar
Bizi ilgilendiren pasif bilinçaltında olan karar şablonlarıdır. Hazır kararları içeren, “karar şablonları” ne demektir? Bunlar bizim yaşantımızın her anında biyolojik robot gibi kullandığımız davranış biçimleridir. Bu programların kaynakları nelerdir? Burada çeşitli kaynaklar vardır.
  1. Anne rahmi.
Anne karnında bebe dış dünyayı dinliyor ve dikkate alıyor. Eğer bu hamilelik beklenilen ve istenilen bir gebelik ise, bebe dünyanın onu sevdiğine ve kabul ettiğine inanır. Böyle bir bebe iyi karakterle doğuyor. Tam aksine, anne hamilelikte hep stres yaşadıysa, bu gebeliği  kocasını yanında tutmak için planlamışsa, bebe de dünyanın onu sevmediğine inanacaktır. Bu bebe agresif ve problemli doğacaktır ve anne tüm hayatı boyunca onun kötü huylarıyla uğraşacaktır.
  1. Doğum. Bildiğimiz gibi kolay ve zor doğumlar oluyor. Zorlukla doğan çocuk şimdilik boş kakar şablonları bölümüne ilk negatif algılarını yerleştiriyor ve daha sonra onlar yaşamın zor olduğunu, dünyanın onu sevmediği düşüncelerini oluşturuyorlar. Ünlü psikoterapi uzmanı S. Gofman özel tekniklerle (nefes  teknikleri) insanı doğum esnasına getirip bilinçaltından bu negatif programı çıkarıyor ve yeni senaryo yerleştiriyor. Dünyada binlerce insana bu tip tedavi uygulanmıştır.
  2. Bebenin doğumdan konuşmasına kadar yaşadığı dönem. Burada da ayni faktörler çocuğu kötü ve ya iyi şekilde etkilemeye devam ediyor.
  3. Otorite etkisi. Çocuk artık konuşuyor, anne babası ve çevresinin neyi konuştuğunu da anlıyor. Çocuk büyüdükçe büyükleri dinliyor, kendi dünyasını oluşturmaya başlıyor, o bilinçaltına kim olduğunu, neyi hak ettiğini, neyi başardığını, nasıl davranması gerektiği hakkında bilgileri yüklüyor. Bunlar kakar şablonları bölümünü dolduran esas şeylerdir.
Burada ebeveynlerin rolü çok büyüktür. Anne baba bir çocuk için en büyük otoritedir ve onların değerlerinin tek doğru olduğuna inanır ve onlarla hareket etmeye başlar.
Bu bakımdan sorunlu ebeveynlerin sorunlu çocukları yetişir. Bazı ebeveynler evde terör estiriyorlar: ilk günden çocuğun kişiliğini, iradesini bastırıyorlar, ondan kendilerine uygun “robot” kurmaya çalışıyorlar. Uslu çocuk otorite sahibi ebeveynler için problem yaratmaz, o hep onların isteği üzere hareket eder .Böyle çocuk yetişkin yaşa geldiğinde zorluk çeker, hayatta hep birilerinin iradesi ve baskısı altında yaşamayı tercih eder. Aşırı sevgi de aynen çocuğun özgür kişiliğinin oluşmasına ciddi engel oluştura bilir. Ailesi tarafından kaygı, dikkat ve sevgiyle kuşatılmış çocuk büyüdüğünde kendi kararlarını vermekte zorluk çeker, yaşamda lider olamaz.
Bilinçaltındaki karar şablonları bölümünü ne zaman doluyor?
Birisinin olası durumlarda nasıl davranacağına dair düşünceleri tam oluştuğunda karar şablonları bölümü dolar. Bilinçaltındaki değer ve düşünce kalıpları rafları dolmuştur, yeni düşüncelere artık yer yoktur. Yeni programlar artık kabul olunmaz. Bu proses 14-16 yaş arası tamamlanır. Bu yaşta insan kendi bakış açısını sonuna kadar savunur ve onun doğru olduğunu düşünür, başkalarının düşüncelerini asla kabul etmez.
5. Özel deneyimler. Bizim yargı değerlerimizin oluşmasında kendi iyi ve ya kötü deneyimlerimizin de rolü fazladır. Olumsuz deneyim sizin için düşünce kalıbı oluşturur- bu tür olaydan ve ya kişiden uzak durmalı. Sevgide ret edilmiş kişi acı çeker ve yeni davranış programı oluşturur: Yakın ilişkilerden uzak durmalı. Yine ayni şey yaşandıysa, kişi daha da sert program yaratır: Sevgisiz yaşayacağım. Bu program onun bilinçaltındaki kakar şablonları bölümünde kayda alınır. Ve bu kişi ne yapsa, ne etse, bilinçli şekilde sevmek ve sevilmek istese bile, asla başaramaz: zamanında oluşturduğu program çalışır. Ne bir dış etken, ne dışarıdan gelen bilgi bu programı sile bilir. Onu değiştire bilecek tek kişi yine de sizsiniz.