DUYGU BLOKAJLARININ ETKİLERİ
Bizim duygularımız yeni
düşünceleri oluşturma işinde bize engel ola biliyorlar.
Duygu nedir? Duygu bizim dış dünyada baş veren olaylara
oluşan tepki sürecidir. Bizim algılarımızın oluşturduğu resme olan tepkimizdir.
Şimdi kötü bir şeyin olduğunu hayal edelim. Mesela:
Kocanız eve geç geldi ve ondan gelen parfüm kokusu sizin
değildir.
Akşam yemeğinin vaktidir, sizin eşiniz ise 45 dakikadır
annesiyle konuşuyor.
Evladınız okuldan siz istediğiniz karneyle gelmemiştir.
Sizin işçiniz zamanında yapılması işi yapmamıştır.
Yanınızdan geçen araba sizi kirli suyla ıslatır.
Size acil para lazımdır, arkadaşınız ise üç yıl bundan önce
sizden aldığı borcu geri vermemiştir.
Siz aynanın karşısına geçip yine fazla kilolarınızı teyit
ettiniz.
Bütün bunlar farklı olaylardır, ama sizin tepkiniz aynı
olacaktır- siz sinirlenirsiniz. Yani negatif bir duygu yaşarsınız. Vücudunuz
sizden talimat beklemeden sizin enerjinizi fazlalaştırdı, sizi heyecanlı,
gergin hale getirdi. Neden? Sizin gidip yanlışı düzeltmeniz için. Eşinize,
çocuğunuza, arkadaşınıza, işçinize hadlerini bildirmek için. Gerçeklik sizin
beklentinize uymadı ve bedeniniz gerginleşip sizin gerçekliği düzeltmenizi
istedi.
Diyelim bir şekilde bunu yaptınız. Siz kocanıza bağırdınız
ve ertesi gün eve zamanında geldi. Siz çocuğunuza bağırdınız ve o karnesini
düzeltmeye söz verdi. Siz işçinizi azarladınız, o da hatasını düzeltti.Duygusal tepkinizin etkisi bununla sınırlıdır.
Ama böyle de ola bilir. Siz eşinize sinirlendiniz, ama
kendisine bir şey demediniz. Ve ya başka durumlarda da sinir oldunuz, ama
içinize atıp tepkinizi göstermediniz.
Duygusal tepkilerimiz dış dünyayı fazla etkilemiyor, onun yapabilecekleri
gördüğümüz gibi sınırlıdır. Tabi tepkinin daha sert çıkışları ola biliyor: birisini
döversiniz, yumruğu indirirsiniz.
Ama bu kadar.
Duygu sizin beklentinizin gerçeklikle örtüşmediğine
gösterdiğiniz enerjisel tepkinizdir. Bu enerji durumu düzeltmek için,
gerçekliği istediğimiz şekle sokmak için üretiliyor. Biz bunu yapmadığımızda
genelde enerji blokajı oluşuyor. Bilinçaltı bizi harekete geçiriyor, bir
şeyleri yapmamızı istiyor. Biz öfkeden, sinirden titriyoruz, ama duruma el
koyamıyoruz. Üretilmiş enerji bedenimizin bir yerinde sıkışıp kalıyor.
Bilinçaltı onu başka bir olay için tutuyor, yedek silah gibi. Duygusal
blokajımızdan kurtulduğumuzda bu enerji serbest kalıyor ve bir süre kendimizi
canlı ve mutlu hissederiz. Korku, derin sarsıntılar, nefret, kin –bunların hepsi
sıkışmış enerji şeklinde bedenimizde birikiyor. Bu blokajları küçük ejderhalara
benzete biliriz. Uzun zaman bir konuyla ilgili negatif duygular
barındırdığınızda büyük bir blokaj ortaya çıkar. Bu artık gerçek bir ejderhadır
ve o sizin bilincinizin, içgüdülerinizin dışında sizi idare etmeye başlar. Eğer
siz eşinizle ilgili blokaj yarattınız ise, onun hiçbir şey yapmadığı halde, tek görünüşü sizi
gergin hale getire bilir. İçinizde büyüttüğünüz ejderha onu düşman görür ve
onunla hesaplaşmaya can atar. Bundan dolayı biz duygularımıza kapılıp
düşüncesiz şeyler yaparız, sonra da pişman oluruz. Ama o anda bedenimiz Zihni
dinlemez, o blokajın etkisinde olur.
Biz hep negatif duyguları konuştuk. Peki sevinç, coşku gibi
duygular blokaj oluştura biliyorlar mı? Neden pozitif duygular negatif
duygulardan daha zayıf gözüküyorlar? Biz nefreti yıllarla taşırız, ama ayni
adamla yaşadığımız sevinci unuturuz. Bütün mesele o ki, biz pozitif duyguyu
hemen dışarı vururuz, ona doyasıya yaşarız. Sevinçliyken zıplarız, şarkı
söyleriz, dans ederiz. Pozitif duyguların kayıt olunmaması da herhalde bizim bu
özelliğimize bağlıdır. Bastırdığımız coşku ve ya sevinç de blokaj oluştura
biliyor, ama bu blokaj ilk fırsatta dışa vuruyor.
Bedenimizde birikmiş enerji blokajları bize hastalık, baş
ağrıları, rahatsızlıklar getiriyor. Mesela uzun zaman onu rahatsız eden şeyler
hakkında konuşmayan, kendini savunmayan insan boğazla ilgili hastalıklar yaşar.
Birikmiş blokajlar insan bedeninde enerji akımlarını engellerler ve onu yorgun,
bitkin hale getirirler. Blokajları silinmiş kişi adeta yeniden doğmuş oluyor,
enerjisi, sağlığı normale dönüşüyor.
Enerji blokajlarının bir başka olumsuz yönü- bizim negatif
düşünce kalıplarımızı desteklemeleridir ve bizim onları değiştirme niyetimize
engel olmalarıdır. Bu nasıl oluyor?
Mesela siz bir kadınsınız ve gençliğinizde aşk yaşamışsınız.
Bu sevgi karşılıklıydı ve siz mutlu aile planları kurmuştunuz. Sonra bir şeyler
ters gitti (Sevgiliniz sizi aldattı,
başkasına aşık oldu) ve siz ayrıldınız. Siz şiddetli sarsıntı geçirdiniz,
organizmanız sizin için mücadele etmenin
geç olduğunu bilerek oluşmuş enerjiyi tutuyor. Siz depresyona giriyorsunuz,
ürettiğiniz enerji ise duygusal blokaj şeklinde kayıt oluyor. Aynı zamanda
bilinçaltınızda bu düşünce yazılıyor: Kimseyi sevmek olmaz, erkeklerin hepsi
yalancı ve sadakatsizdir.
Bir iki sene sonra siz yine birisini sevdiniz, önce her şey
çok güzeldi, ama sonra yine hüsrana uğradınız, anladınız ki, bu adam size göre
değildir. Yine stres yaşadınız ve bu sefer bilinçaltınızda yeni düşünce
yazıldı: Aşk bana göre değil, ben bana uygun birisini asla bulamam. Birkaç olumsuz deneyim sonucu siz negatif
duygular yaşadınız, yeni blokajlar oluşturdunuz. Şimdi artık bilinçaltınızda
böyle bir kayıt vardır:” Aşk yoktur. Kimseyi sevemem. Ben yuva kuramam. Beni
anlayan birisini bulamam.”
Bu kayıt baya güçlenmiştir ve artık sizi yönetmeye başlar.
Siz farkında olmadan onu izlersiniz. Hayatınızdan size uygun ola bilecek erkekler
yok olur, siz onları göremezsiniz. Herkeste noksan ve eksiklik ararsınız.
Belki daha sonra siz yaşadıklarınızı unutursunuz, pozitif
düşünmeye başlarsınız, sevgiye, evliliğe kendinizi açarsınız. Belki böyle bir
olumlama da kullanırsınız:” Ben bana layık birisiyle güzel aile kuruyorum”. Ama
bu olumlamayı bilinçaltına yerleştirmek çok zordur. Çünkü orada başka
düşünceler kayıt olmuştur. Bu düşünceleri güçlü duygusal blokajlar
desteklediğine göre onları yok etmek de zordur. Yeni düşüncenin enerji içerliği
çok düşüktür.
İşte pozitif düşüncelerin bazı zaman işe yaramadığının
sebebi de budur: eski düşünce kalıpları enerjisel olarak daha güçlüler ve kolay
kolay yerlerini yenilere vermezler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder