17 Aralık 2013 Salı

+DUYGU BLOKAJLARININ ETKİLERİ






                            DUYGU BLOKAJLARININ ETKİLERİ



 Bizim duygularımız yeni düşünceleri oluşturma işinde bize engel ola biliyorlar.
Duygu nedir? Duygu bizim dış dünyada baş veren olaylara oluşan tepki sürecidir. Bizim algılarımızın oluşturduğu resme olan tepkimizdir.
Şimdi kötü bir şeyin olduğunu hayal edelim. Mesela:
Kocanız eve geç geldi ve ondan gelen parfüm kokusu sizin değildir.
Akşam yemeğinin vaktidir, sizin eşiniz ise 45 dakikadır annesiyle konuşuyor.
Evladınız okuldan siz istediğiniz karneyle gelmemiştir.
Sizin işçiniz zamanında yapılması işi yapmamıştır.
Yanınızdan geçen araba sizi kirli suyla ıslatır.
Size acil para lazımdır, arkadaşınız ise üç yıl bundan önce sizden aldığı borcu geri vermemiştir.
Siz aynanın karşısına geçip yine fazla kilolarınızı teyit ettiniz.
Bütün bunlar farklı olaylardır, ama sizin tepkiniz aynı olacaktır- siz sinirlenirsiniz. Yani negatif bir duygu yaşarsınız. Vücudunuz sizden talimat beklemeden sizin enerjinizi fazlalaştırdı, sizi heyecanlı, gergin hale getirdi. Neden? Sizin gidip yanlışı düzeltmeniz için. Eşinize, çocuğunuza, arkadaşınıza, işçinize hadlerini bildirmek için. Gerçeklik sizin beklentinize uymadı ve bedeniniz gerginleşip sizin gerçekliği düzeltmenizi istedi.
Diyelim bir şekilde bunu yaptınız. Siz kocanıza bağırdınız ve ertesi gün eve zamanında geldi. Siz çocuğunuza bağırdınız ve o karnesini düzeltmeye söz verdi. Siz işçinizi azarladınız, o da hatasını düzeltti.Duygusal tepkinizin etkisi bununla sınırlıdır.
Ama böyle de ola bilir. Siz eşinize sinirlendiniz, ama kendisine bir şey demediniz. Ve ya başka durumlarda da sinir oldunuz, ama içinize atıp tepkinizi göstermediniz.
Duygusal tepkilerimiz dış dünyayı fazla etkilemiyor, onun yapabilecekleri gördüğümüz gibi sınırlıdır. Tabi tepkinin daha sert çıkışları ola biliyor: birisini döversiniz, yumruğu indirirsiniz.
Ama bu kadar.
Duygu sizin beklentinizin gerçeklikle örtüşmediğine gösterdiğiniz enerjisel tepkinizdir. Bu enerji durumu düzeltmek için, gerçekliği istediğimiz şekle sokmak için üretiliyor. Biz bunu yapmadığımızda genelde enerji blokajı oluşuyor. Bilinçaltı bizi harekete geçiriyor, bir şeyleri yapmamızı istiyor. Biz öfkeden, sinirden titriyoruz, ama duruma el koyamıyoruz. Üretilmiş enerji bedenimizin bir yerinde sıkışıp kalıyor. Bilinçaltı onu başka bir olay için tutuyor, yedek silah gibi. Duygusal blokajımızdan kurtulduğumuzda bu enerji serbest kalıyor ve bir süre kendimizi canlı ve mutlu hissederiz. Korku, derin sarsıntılar, nefret, kin –bunların hepsi sıkışmış enerji şeklinde bedenimizde birikiyor. Bu blokajları küçük ejderhalara benzete biliriz. Uzun zaman bir konuyla ilgili negatif duygular barındırdığınızda büyük bir blokaj ortaya çıkar. Bu artık gerçek bir ejderhadır ve o sizin bilincinizin, içgüdülerinizin dışında sizi idare etmeye başlar. Eğer siz eşinizle ilgili blokaj yarattınız ise, onun  hiçbir şey yapmadığı halde, tek görünüşü sizi gergin hale getire bilir. İçinizde büyüttüğünüz ejderha onu düşman görür ve onunla hesaplaşmaya can atar. Bundan dolayı biz duygularımıza kapılıp düşüncesiz şeyler yaparız, sonra da pişman oluruz. Ama o anda bedenimiz Zihni dinlemez, o blokajın etkisinde olur.
Biz hep negatif duyguları konuştuk. Peki sevinç, coşku gibi duygular blokaj oluştura biliyorlar mı? Neden pozitif duygular negatif duygulardan daha zayıf gözüküyorlar? Biz nefreti yıllarla taşırız, ama ayni adamla yaşadığımız sevinci unuturuz. Bütün mesele o ki, biz pozitif duyguyu hemen dışarı vururuz, ona doyasıya yaşarız. Sevinçliyken zıplarız, şarkı söyleriz, dans ederiz. Pozitif duyguların kayıt olunmaması da herhalde bizim bu özelliğimize bağlıdır. Bastırdığımız coşku ve ya sevinç de blokaj oluştura biliyor, ama bu blokaj ilk fırsatta dışa vuruyor.
Bedenimizde birikmiş enerji blokajları bize hastalık, baş ağrıları, rahatsızlıklar getiriyor. Mesela uzun zaman onu rahatsız eden şeyler hakkında konuşmayan, kendini savunmayan insan boğazla ilgili hastalıklar yaşar. Birikmiş blokajlar insan bedeninde enerji akımlarını engellerler ve onu yorgun, bitkin hale getirirler. Blokajları silinmiş kişi adeta yeniden doğmuş oluyor, enerjisi, sağlığı normale dönüşüyor.
Enerji blokajlarının bir başka olumsuz yönü- bizim negatif düşünce kalıplarımızı desteklemeleridir ve bizim onları değiştirme niyetimize engel olmalarıdır. Bu nasıl oluyor?
Mesela siz bir kadınsınız ve gençliğinizde aşk yaşamışsınız. Bu sevgi karşılıklıydı ve siz mutlu aile planları kurmuştunuz. Sonra bir şeyler ters gitti (Sevgiliniz sizi  aldattı, başkasına aşık oldu) ve siz ayrıldınız. Siz şiddetli sarsıntı geçirdiniz, organizmanız  sizin için mücadele etmenin geç olduğunu bilerek oluşmuş enerjiyi tutuyor. Siz depresyona giriyorsunuz, ürettiğiniz enerji ise duygusal blokaj şeklinde kayıt oluyor. Aynı zamanda bilinçaltınızda bu düşünce yazılıyor: Kimseyi sevmek olmaz, erkeklerin hepsi yalancı ve sadakatsizdir.
Bir iki sene sonra siz yine birisini sevdiniz, önce her şey çok güzeldi, ama sonra yine hüsrana uğradınız, anladınız ki, bu adam size göre değildir. Yine stres yaşadınız ve bu sefer bilinçaltınızda yeni düşünce yazıldı: Aşk bana göre değil, ben bana uygun birisini asla bulamam.  Birkaç olumsuz deneyim sonucu siz negatif duygular yaşadınız, yeni blokajlar oluşturdunuz. Şimdi artık bilinçaltınızda böyle bir kayıt vardır:” Aşk yoktur. Kimseyi sevemem. Ben yuva kuramam. Beni anlayan birisini bulamam.”
Bu kayıt baya güçlenmiştir ve artık sizi yönetmeye başlar. Siz farkında olmadan onu izlersiniz. Hayatınızdan size uygun ola bilecek erkekler yok olur, siz onları göremezsiniz. Herkeste noksan ve eksiklik ararsınız.
Belki daha sonra siz yaşadıklarınızı unutursunuz, pozitif düşünmeye başlarsınız, sevgiye, evliliğe kendinizi açarsınız. Belki böyle bir olumlama da kullanırsınız:” Ben bana layık birisiyle güzel aile kuruyorum”. Ama bu olumlamayı bilinçaltına yerleştirmek çok zordur. Çünkü orada başka düşünceler kayıt olmuştur. Bu düşünceleri güçlü duygusal blokajlar desteklediğine göre onları yok etmek de zordur. Yeni düşüncenin enerji içerliği çok düşüktür.

İşte pozitif düşüncelerin bazı zaman işe yaramadığının sebebi de budur: eski düşünce kalıpları enerjisel olarak daha güçlüler ve kolay kolay yerlerini yenilere vermezler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder