BİYOLOJİK BİLGİSAYARI
RESETLEME
Bilinçaltınızın bir bölümünü
kaplayan karar verme şablonları sizin yaşantınızda davranışlarınızı
belirlediğini öğrendiniz. Mesela varsayalım ki, bu bölümde size çocukluktan
aşılanmış bir kalıp yerleşmiştir: “Ben hiçim, benden bir şey olmaz, kimse beni
sevmez”. Bu kalıp uzun yıllardır hayatınızı zehirliyor- özel hayatınız yoktur,
evlilik yapamıyorsunuz, kendinize göre iş bulamıyorsunuz ve saire. Bunların
hepsini değiştirmek istiyorsunuz. Yani özgüveni olan, akıllı, başarılı,
istediklerini elde ede bilen birisi olmak istiyorsunuz. Bunun için ne
yapmalı?
Sadece bilinçaltınızdaki yanlış kalıbı silip yerine yeni ve
sizi memnun edecek düşünceyi yerleştirmek. Sizin başarılı, sevimli, güçlü
birisi olduğuna dair yeni karar oluşturmak.
Başka değişle yapacağınız şey biyolojik bilgisayarınıza
format attırıp oraya yeni bilgiler yüklemektir.
Bu fikir tamamen doğrudur, birçok insan da bunu yapmaya
çalışıyor. Bu konuyla ilgili psikologlar, filozoflar, siyasetçiler, reklam
uzmanları, devlet adamları çalışma yapıyorlar.
Çalışmaların o kadar başarılı olmasını söyleyemeyiz, çünkü
dünyada somurtkan ifadeli yüzler güler yüzlerden daha fazladır.
Bakalım yeni düşünceleri aşılama işinde hangi başarılar elde
edinmiştir?
Politikacılar, din adamları bu işte daha başarılı olduklarını
söyleye biliriz. Onlar bir ideanı ortaya attıktan sonra binlerce insanı
peşlerinde sürüklüyorlar. Onlar kendi idealarını kafalarında kayıt ettikten
sonra ona kendileri inanır ve kendi ideasını tek doğru olduğunu savunurlar.
Düşüncelerine sarılıp onları öyle içten ve coşkuyla tebliğ ederler ki,
başkaları da buna inanmaya başlar.
Marks ve Engels tarafından yaratılmış komünizm idealarını
hatırlayalım. Onlardan daha aktif insanlar bu ideaları hayata geçirmeye
başladılar ve Gezegenimiz bunun sonucu son 150 yılda sarsıntılar yaşadı.
Medya, Televizyon, İnternet bizi sürekli programlamaya çalışıyor.
Bu dış programlamalardan kaçış yoktur. Yeni idealar bizim evimize kadar
geliyorlar, her gün, her saat, her yıldan yıla bize bir şeyler aşılanıyor.
Böyle giyin, bunu ye, bu kadar kilon olsun, bunu satın al, buna ulaş.
Bu yöntemler kendilerini bir birey değil de, daha çok
toplumun parçası hissedenler için etkilidir. Özgün kişiliğe sahip, bağımsız ve
kendine güveni olan birileri ise başkalarının programından fazla etkilenmezler.
Bazı kişisel gelişim
merkezlerinde yeni davranış biçimlerini yüklüyorlar. Bunun için insan üzerine istediği
özellikleri taşıyan kişilik maskesini takıyor, zorunlu olarak yeni alışkanlıklar
ediniyor. Mesela özgüveni artırmak için kişi sokakta birilerine yaklaşıp
konuşuyor, tanışmak istiyor. Burada mantık böyledir: bazı hareketleri sürekli
yaptığında bilinçaltı onları kayda alıyor ve bu hareketlerin ola bileceğine
izin veriyor. Önceki düşünce kalıbı, yani bu tür davranışının mümkün olmaması
kaydı siliniyor, yerine yenisi yazılıyor.
Siz olmak istediğiniz kişinin “giysisini” üzerinize çekip birkaç
hafta onun gibi olsanız bilinçaltınızda yeni davranış şablonu oluşacaktır.
Siz de bu yeni kalıba alışıp kendinizi yeni giysilerde rahat
hissetmeye başlarsınız. Yeni hayatın detayları da zaman içinde oluşacaktır.
Her şey çok basit gözüküyor, ama kuruşu sayarken kendinizi
zengin nasıl hissedersiniz? Ve ya sevgili uzaktan bile gözükmeden nasıl aşık
olursunuz? Ve içinizde hep kuşku olur
yaptıklarınıza dair.
Bir dönem yeni kayıt oluşturmakta kullanılan yaygın metotlardan
birisi de meditasyon idi. Ama maalesef dünyevi problemlerin çözümünde meditasyon
çalışmaları başarılı olamıyor. Meditasyonun
genelde ruhsal çalışmalar yapan kişilere faydası olur, kişisel gelişimi
hızlandırır.
Yeni düşünce kalıbını oluşturmada bir başka yöntem de
olumlamadır. Gerekli davranış biçimlerini bilinçaltına yerleştirmede son yıllar
geniş şekilde kullanılan en başarılı metot olumlamadır. Yani düşünce formunu
binlerce kez tekrarlayarak ve ya yazarak gerçekten bu düşünceyi bilinçaltınıza
yerleştirirsiniz. Yeni olumlu düşünce sizin dünyaya bakış açınızı değiştirir ve
doğal olarak dünyanız da değişir. Pozitif düşüncelerle, olumlamalarla çalışmak
hakkında birçok kitap yazılmıştır. Biz de daha önce yazdığımız makalelerde bu
yöntemi size sunmuştuk. Ama burada sorun o ki, çoğu insan gerekli zamanı bu işe
harcamıyor, çabuk pes ediyor ve eski haline geri dönüyor. Olumlamalarla ciddi
değişimlere sahip olan kişilerin sayısı bu arada %10 geçmiyor.
Sonuç: bilinçaltına yeni düşünceleri, değerleri, davranış
biçimlerini yükleyen metot çoktur. Ama bundan mutluluğu elde etmiş insan azdır.
Peki, ne yapmalı?
Tabi her zaman yapacak yeni bir şeyler vardır. Bunu ise
bundan sonraki makalemizde konuşuruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder