ROMANTİK HİKAYE
Beyaz atlı prensi bekleyenler
için romantik bir hikayeni anlatmak istiyorum. Bu hikayeni Aleksandr Grin
isimli yazarın “Kırmızı yelkenler” kitabından size aktarıyorum. Kitabın
kahramanı genç kız Asol yaşadığı küçük kasabadan geçen yaşlı adamla tanışır.
Büyücüye benzeyen bu ihtiyar Asol’un ona ikram ettiği suyun karşılığı masala
benzer bir şeyler anlatıyor. Adam diyor ki, Asol’un kısmeti, yani evleneceği
adam bu sahilde yerleşmiş kasabaya kırmızı yelkenli kocaman beyaz gemiyle
gelecektir ve onu buralardan alıp götürecektir. Bu hikayeye kalpten sarılan
Asol o günden prensini beklemeye başlar. O boş zamanlarında sahilde oturup denize
bakar, her an kırmızı yelkenli geminin ufukta belirleneceğine inanır.
Çevredekiler ilk başta kızın bu saçma hayallerden vaaz geçip etrafındaki
hayranlarına dikkat etmesini söylüyor. Artık evlenme zamanı geldi, boş düşlerin
peşinde koşmağın yerine kasabadan birisiyle evlen,-diyorlar Asol’e. Ama bizim
kız hayalinden vaaz geçemiyor, kimseyi de dinlemiyor, o kendi prensini
bekliyor. Bir gün kasaba sularının yanında bir gemi duruyor. Geminin kaptanı
genç ve yakışıklı adam kasabaya bir şeyler için iniyor. Asol’u görüp etkileniyor,
ona ilk bakıştan aşık oluyor.Yerlilerden birisi kaptana kızın hikayesini
anlatıyor. Kaptan Grey hemen gidip kırmızı kumaştan yelkenler diktiriyor. Az
geçmeden kasabaya rüzgarda havalanmış kırmızı yelkenli beyaz gemi yaklaşıyor.
Tüm kasaba hikayeni bildiği için sahile koşuyor. Asol’u da çağırıyorlar. Asol
gözlerine inanamıyor- kırmızı yelkenli geminin kaptanı gemiden inip ona doğru
geliyor. Bu onun beklediği prenstir. Sonrasını, yani mutlu sonu, tahmin ede
bilirsiniz.
Bu romantik hikayede
bizim için önemli ipuçları verilmiştir. Bakın Asol sadece sevgili, aşk
beklemiyor. Onun odak noktası kırmızı yelkenlerdi. Yani beklediği, onun
kısmeti olacak prensin özelliğidir. O boş bir hayal beklemiyor, belirgin bir
özellik, bu “benim” diyecek bir ayrıntıyı bekliyor. İkincisi Asol hayaline
inanıyor, vaaz geçmiyor, kimse onu bu yoldan alıkoyamıyor. Aslinde böyle bir
kaptanın ona geleceğine dair hiçbir izlenim, veri yoktur, ama Asol bu hayalin
gerçek olacağından son derece emindir. O sahilde oturup saatlerce denize
bakıyor, hayalini canlandırıyor, ona enerji veriyor. Bunu de kendi masalınızı devamlılıkla
ve inatla yapıyor. Üçüncüsü –Asol her kese kendi düşlerini anlatmıştır. Onun
komşuları, kasaba bu hikayeni bilmeseydi kaptan Grey de kırmızı yelkenleri
yapamazdı.
Biz ne istediğimizi bilmeliyiz, çünkü Evren bize ne
istediğimizi bildiğimizde cevap veriyor. Diyelim ki bilinçaltında kök salmış
negatif düşünce kalıplarını bir şekilde temizlediniz. Şimdi evliliğinize dair olumlu
düşünceyi yerleştirmek istiyorsunuz. Bu düşünce son derece net ve ayrıntılı
olacaktır. Beklediğiniz prensin size uygun olmasının dışında başka özellikleri
de olması gerekiyor. Onu gördüğünüzde hemen tanımanız için, tıpkı Asol’un
kırmızı yelkenleri gibi. Bu romantik hikaye size ilham versin ve siz de kendi masalınızı gerçekleştirin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder