19 Aralık 2013 Perşembe

+ROMANTİK HİKAYE






                     ROMANTİK HİKAYE


Beyaz atlı prensi bekleyenler için romantik bir hikayeni anlatmak istiyorum. Bu hikayeni Aleksandr Grin isimli yazarın “Kırmızı yelkenler” kitabından size aktarıyorum. Kitabın kahramanı genç kız Asol yaşadığı küçük kasabadan geçen yaşlı adamla tanışır. Büyücüye benzeyen bu ihtiyar Asol’un ona ikram ettiği suyun karşılığı masala benzer bir şeyler anlatıyor. Adam diyor ki, Asol’un kısmeti, yani evleneceği adam bu sahilde yerleşmiş kasabaya kırmızı yelkenli kocaman beyaz gemiyle gelecektir ve onu buralardan alıp götürecektir. Bu hikayeye kalpten sarılan Asol o günden prensini beklemeye başlar. O boş zamanlarında sahilde oturup denize bakar, her an kırmızı yelkenli geminin ufukta belirleneceğine inanır. Çevredekiler ilk başta kızın bu saçma hayallerden vaaz geçip etrafındaki hayranlarına dikkat etmesini söylüyor. Artık evlenme zamanı geldi, boş düşlerin peşinde koşmağın yerine kasabadan birisiyle evlen,-diyorlar Asol’e. Ama bizim kız hayalinden vaaz geçemiyor, kimseyi de dinlemiyor, o kendi prensini bekliyor. Bir gün kasaba sularının yanında bir gemi duruyor. Geminin kaptanı genç ve yakışıklı adam kasabaya bir şeyler için iniyor. Asol’u görüp etkileniyor, ona ilk bakıştan aşık oluyor.Yerlilerden birisi kaptana kızın hikayesini anlatıyor. Kaptan Grey hemen gidip kırmızı kumaştan yelkenler diktiriyor. Az geçmeden kasabaya rüzgarda havalanmış kırmızı yelkenli beyaz gemi yaklaşıyor. Tüm kasaba hikayeni bildiği için sahile koşuyor. Asol’u da çağırıyorlar. Asol gözlerine inanamıyor- kırmızı yelkenli geminin kaptanı gemiden inip ona doğru geliyor. Bu onun beklediği prenstir. Sonrasını, yani mutlu sonu, tahmin ede bilirsiniz.
  Bu romantik hikayede bizim için önemli ipuçları verilmiştir. Bakın Asol sadece sevgili, aşk beklemiyor. Onun odak noktası kırmızı yelkenlerdi. Yani beklediği, onun kısmeti olacak prensin özelliğidir. O boş bir hayal beklemiyor, belirgin bir özellik, bu “benim” diyecek bir ayrıntıyı bekliyor. İkincisi Asol hayaline inanıyor, vaaz geçmiyor, kimse onu bu yoldan alıkoyamıyor. Aslinde böyle bir kaptanın ona geleceğine dair hiçbir izlenim, veri yoktur, ama Asol bu hayalin gerçek olacağından son derece emindir. O sahilde oturup saatlerce denize bakıyor, hayalini canlandırıyor, ona enerji veriyor. Bunu de kendi masalınızı devamlılıkla ve inatla yapıyor. Üçüncüsü –Asol her kese kendi düşlerini anlatmıştır. Onun komşuları, kasaba bu hikayeni bilmeseydi kaptan Grey de kırmızı yelkenleri yapamazdı.
Biz ne istediğimizi bilmeliyiz, çünkü Evren bize ne istediğimizi bildiğimizde cevap veriyor. Diyelim ki bilinçaltında kök salmış negatif düşünce kalıplarını bir şekilde temizlediniz. Şimdi evliliğinize dair olumlu düşünceyi yerleştirmek istiyorsunuz. Bu düşünce son derece net ve ayrıntılı olacaktır. Beklediğiniz prensin size uygun olmasının dışında başka özellikleri de olması gerekiyor. Onu gördüğünüzde hemen tanımanız için, tıpkı Asol’un kırmızı yelkenleri gibi. Bu romantik hikaye size ilham versin ve siz de kendi masalınızı gerçekleştirin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder