İnsanlar doğuştan farklı
enerji potansiyeline sahipler. Enerji potansiyeli insanın içsel gücünün,
özgüveninin seviyesini belirler. Kişinin kararlığı, kendi kararlarını
gerçekleştirmesi, başkalarını idare etme yeteneği, dayanaklığı, kendine özgün
bakış açısı, enerjisel yapısı- bunların hepsi onun enerjisel potansiyeline bağlı
özelliklerdir. Birisi için imkansız gözüken şey yüksek potansiyele sahip birisi
için kolaylıkla elde edilen şey ola bilir. Enerji potansiyeli yüksek olan kişi
liderlik özelliklerini kolaylıkla taşır. İnsanın düşüncelerinden ve
davranışlarından onun güçlü kişiliye sahip olup olmadığı genelde anlaşılır. Ama
bazı zaman liderlik özellikleri dışa vurmaya da bilir. Mesela düğünden birkaç ay
sonra koca uyumsal ve sakin huylu eşinde karşı koyulmaz liderlik özelliğini keşif
ede bilir. Ve ya kadın evlendiği eşinin güçlü kişiliye sahip olduğunu, “maço”
olduğunu düşünür, ama kısa zaman içinde karşısında zayıf ve karaktersiz kişiyi
görür.
Eşlerin enerji potansiyeli çoğu zaman aile hayatının
gidişatını belirler. Güçlü potansiyele sahip koca ailede liderlik taslar,
aileni o yönetir, onun kararları ciddiye alınır. Eşinin karakteri zayıf ve
uyumsal ise burada geleneksel aile yapısı ortaya çıkar ve fazla problem de
yaşanmaz. Burada iki taraf da hayatından memnundur: birisi yönetir, öteki de
yönetilmeye razıdır. Erkeğin aile reisi rolüne üstlenmesi alışık bir durumdur.
Ama modern dünyada bu model baya sarsılıyor. Kadınlar sosyal hayatta olduğu
gibi aile içi de kendi haklarını savunmaya kalkışıyorlar. Demokrasini aileye
taşıyorlar. Ama bir kadının enerji potansiyeli düşükse, zayıf kişiliğe sahip
olduğundan aile içi demokrasi mücadelesinde fazla başarılı olamaz. Özgüven
eksikliği feminist ideaların beraberinde kadını mutsuzluğa, depresyona ve
anlamsız savaşa iter. Bu da onun karmasını arttırır, çünkü bildiğimiz gibi
negatif duyguların getirdiği tek şey – negatif derslerdir. Bu durumda (feminist
kadının kendi hakları için savaştığında) kadının karmik dersi onun özgürlük
modelini gerçekleştirmek olur, yani eşi onu terk eder.
Ailede iki taraf da
güçlü potansiyele sahip olduğunda yine işler karışır. Burada her iki eş de
baskın çıkmayı ister, dizginleri kendi ellerinde tutmaya çalışır. Kavgalar ve
karşı durmalar bitmez. Koca asla eşinin onu kontrol etmesine izin vermez. Onun
temel düşüncesi- kadın yerini bilmelidir. Bu düşüncenin doğrultusunda o (koca)
elinden geleni yapar: eve geç gelir, hesap vermez, kadına her şeyi yasaklar,
para cezası verir. Kadına onun yerini göstermek için, onu ezmek için her şeyi yapar.
Ama eşi zayıf potansiyele sahip olduğundan zaten ona karşı gelme niyeti
olmayınca- koca ona çoğu şeyi izin verir, kaprislerine katlanır, ona şımarık
çocuk gibi bakar, hatalarını ciddiye almaz. Kadının onun iktidar duygusuna, otorite
olmasına tehlike oluşturmayınca ki, erkek bunu hisseder, koca kendi gücünü
eşine sergilemeye ihtiyaç duymaz.
Gördüğümüz gibi iki güçlü potansiyelin bir arada barınması
zor iştir. Burada kültür seviyesine göre
karşı durma formları değişiyor- bir iki ay susmaktan, konuşmamaktan ta
açık kavga dövüşlere kadar. Böyle çiftler birliklerini sürdürseler bile, uzun
yıllar kendi doğrultularını ispatlamaya çalışacaktır. Biri ötekini değiştirmeye
uğraşacaktır. Bazı zaman ise eşler aralarında sulh ilan ederler ve anlaşıp
ortak noktalar bulurlar.
Karşılaştığımız bir başka yaygın tablo- kadının ailede
baskınlığı. Kadın iktidarı ele geçirir, sözün tam anlamıyla ailenin “reisi”
olur, eşini ve tüm aileyi yönetir. Bu durumda koca ya hep mücadele eder veya
teslim olur. Böyle baskıya maruz kalmış koca işlerinde de başarılı olamaz, o
hayatın tüm bölümlerinde kendini ezilmiş ve işe yaramaz hisseder. Güçlü potansiyele
sahip akıllı kadın daha zayıf birisiyle evlendiğinde eşine aileyi yönetmeyi
bilerek izin verir. O zaten bildiğini yapar, ama her seferinde eşinden izin
alır, eşinin gururunu okşar, ona özgüveni verir. Ailesinde özgüveni hisseden koca
dışarıda da güçlü olmaya başlar, mesela-para kazanır.
Bazı zaman kadın güçlü enerji potansiyelini içinde saklar ve
ailede uslu ve fedakar ev hanımı olmaya çalışır. Böyle kadınları yaşamınızda
görmüşsünüz. Bir misal getirelim. Ebru 37 yaşındadır ve iki yetişkin çocuk annesidir.
Kocasının kendine ait iş yeri vardır, bundan dolayı Ebru uzun zamandır
çalışmıyor. O, tüm zamanını çocuklarına harcıyor, onların dersleriyle,
sporlarıyla, gezmeleriyle yakından ilgileniyor. O, kendi yaşlı anne babasıyla
da ilgileniyor, kaynanasıyla da çok sıcak ilişki kurmuştur. Ebru kendine ne
zaman, ne de para harcıyor. O, hayatını başkalarına adamıştır. Kocasıyla iyi
anlaşıyorlar, bir birini seviyorlar. Ebru kocasına saygı gösteriyor, eşinin
başta olduğunu ona hep hissettiriyor. Kocası eve geç kaldığında, Ebru heyecanlanıyor,
onu aramaya başlıyor, telefona sarılıyor.
Buna rağmen eşi üç kere evi terk etmiştir, başka kadınlara,
başka eve çıkmıştır, ama sonra geri dönmüştür. Özetinde –ikisi de suçlamalar ve
güvensizlik biriktirmişler ve doğal olarak karmaları da çoğalmıştır.
Şimdi durumu anlamaya çalışalım. Ebru kendisini tamamen ailesine
ve yakınlarına adamıştır. Çocukların onun iştiraki olmadan bir anları bile olmuyor,
daima annenin kontrolündeler. Kuşkusuz çocukların hayatta güçlü ve kararlı
olamaya şansı çok azdır, onların iradesiz ne pasif büyüme olanağı ise çoktur. Ebrunun
kocası da onun kontrolündedir. O eve geç kalınca, Ebru hemen onun başına kötü
bir şey geleceğinden korkar ve endişeye kapılır, onu arar ve bulur. Yani o her dakika kocasının nerede olduğundan
emin olmalıdır. O, kontrol edemeyeceği durumlardan hoşlanmaz, hemen panikler. Ebru
farkında olmadan her şeyi ve her kesi denetlemeyi istiyor, durumun kontrolden
çıkmasını kabul edemiyor.
Zaman zaman kocası kendini kurtarmaya, özgürlüğünü kazanmaya
çalışır. Ama uzun vadeli beraberlik, ortak çocuklar ve başka değerler onu geri
getirir. Araştırdığımız vaka tipik bir durum değildir. Burada güçlü kişiliye
sahip kadın zayıf ev hanımı maskesini takmıştır. Güçlü enerji potansiyeli onu
uslu ev kadını olmasına engel oluyor. O bu potansiyeli aşırı sevgi, kaygı ve
dikkatle dışa vuruyor. Onun sevgisi fazla aktiftir, o kimseye nefes aldırmıyor.
Farklı enerji potansiyelleri aile yaşantısında farklı problemlere yol
açıyor. Tabi bizim getirdiğimiz misaller hayatın tüm zenginliğini ve
değişikliğini içeremez. Ama yine de aile yaşantınızda bazı olayların ve
durumların altında çoğu zaman kişilik çatışmalarının yatmasını bilmenizde fayda
vardır
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder