18 Aralık 2013 Çarşamba

+BEYAZ ATLI PRENS





                                         BEYAZ ATLI PRENS


Diyelim ki, siz de mutlu bir yuva kurmak istiyorsunuz, ama beyaz atlı prens ufukta gözükmüyor. Birçok ilişki hayatınızda yaşadınız, ama bunların hepsi hüsranla bitti, hayalleriniz suya düştü. Belki de hiç hayalleriniz yoktu, evlenmek istemiyordunuz, ama şimdi yaş geldi 35-36 ya ve siz artık evlenmek istiyorsunuz. Ne yapmalı? Eğer bundan önceki makalelerimi okuduysanız, bilinçaltınızda sizin evlenme düşlerini engelleyen programlar yattığını bilmeniz gerekiyor. Şimdi bu programları yüze çıkarmaya çalışalım.
Bir kağıt parçasına sizi yaşamınızda derinden etkilemiş olayları ve insanları sırasıyla yazın.
Yaşadığınız olayı ve duyguları hatırlamaya çalışın. Bir bakın, derin duygular içerisinde hangi düşünceleri ürettiniz? Bilinçaltınıza kayıt etmiş olduğunuz düşünceler nedir? Ne gibi programlar oluşturdunuz o zaman? Bulduklarınızı yazın.
Şimdiki hayatınıza geri dönün. Şuan yaşadıklarınızın geçmişte stres halinde yarattığınız programlarla bir ilgisi var mı? Mesela, çocukluğunuzda anne babanız kavga ettiklerinde siz çok korkmuşsunuz ve kendinize :”ben hiç evlenmem” –demişsiniz. Ve ya sevgiliniz yakın arkadaşınızla sizi aldattı ve siz :”Erkekler basit yaratıklar, ben hayatta kimseyle evlenmem”-demişsiniz.
Bu işlemleri yaptıktan sonra probleminiz de aydınlanacaktır. Şimdi size engel olan negatif düşüncelerinizi buldunuz. Bu negatif düşüncelerin köklerini çıkarıp atmadan değişimi sağlayamazsınız. Yeni olumlu düşünceleriniz de işe yaramaz, çünkü onlara bilinçaltında şimdilik yer yoktur. Bazı olumlamalar bundan dolayı çalışmaz.
Bilinçaltınızı bir bahçe gibi düşünün. Bahçenin her tarafını çalı ve ot sarmıştır. Siz ise burada güzel bir kımızı gül ekmek istiyorsunuz. Önce çalıları ve yararsız otları temizleyeceksiniz. Bazıları kolaylıkla çıkar, bazı çalılar derin kök salmışlar. Bunlar sizin derin negatif programlarınızdır ve onları destekleyen enerji blokajları vardır ( bu blokajlar hissettiğiniz üzüntü, öfke ve kızgınlıktan doğup bedeninizde kalmışlar). Mesela derin kök salmış böyle bir düşünceniz ola bilir: “ Sevgi yoktur. Kimseyi sevemem. Ben evlenemem. Beni anlayacak erkek yoktur.” Bu çalı artık ağaç şeklini almıştır- burada sizin yaşadığınız olaylardan doğmuş düşünceleriniz yatıyor.
Diyelim ki, sizin bilinçaltı “bahçesinde” ektiğiniz yeni gül bu düşünceyi simgeliyor: “ Ben  aşkı hak ediyorum. Benim ruh eşim bana doğru geliyor (beyaz atta ve ya mersedeste ).
Biz çok mutlu olacağız ve birlikte yaşlanacağız.”
Böyle bir düşünceyi oluşturmak tek başına işe yaramaz. Bu düşünce eminlik ve duygusallık içermelidir. Yeni programı çalıştırmak için net bir planınız olacaktır:
1.      Neyi istediğinizi seçin (evlenmek)
2.      İstediğinize ( prense) size uygun özellikler yükleyin, onu gördüğünüzde hemen tanımanız için
3.      Hayalinizi hep aklınızda tutun, kuşkulara ve korkulara onu yok etmeye izin vermeyin
4.      Sakin olun, endişe etmeyin, isteğinizi idealize etmeyin: hayaliniz vakti gelince gerçekleşecektir.

Şimdi bilinçaltı bahçemize geri dönelim. Siz burada çalıları temizleyip zarif bir gül ektiniz. Bu sizin aşkınızın ve mutlu yuvanızın gülüdür. Burada “ben artık sevemem”, “kimse beni anlamaz”, “aşk yoktur” şeklinde olan derin köklere sahip negatif düşüncelerinizi temizlediniz. Peki gerçek hayatta bunu nasıl yaparsınız? Affetme formülünü kullanırsınız. Affetme formülü hakkında 25 kasım makalemizde etraflı bilgi verilmiştir :”Affetme formülü”-Hayallerin gerçekleştirme teknikleri nazlialimova@blogspot.com
Yeni düşünceyi bilinçaltına başarıyla yerleştirdikten sonra günlük hayatınıza dalıp onu unutmayın. Gülün büyüyüp açması için ona bakmak, vaktinde sulamak lazımdır. Siz de düşüncenize zaman ve enerji ayırın. Bilmeniz gerekiyor ki, bu çalışmada çabuk sonuç alanlar negatif deneyimi olmayanlardır. Ama birkaç olumsuz aşk hikayeniz varsa sizin yeni düşüncenizin sonuç vermesini beklemeniz gerekecektir.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder