+ DERSLERİMİZ
Dünyada tesadüf denilen hiçbir şey yoktur. Her şeyin bir
sebebi vardır. Bu bizim düşüncelerimiz, korkularımız, inançlarımız ve
sorunlarımız için de geçerlidir. Bazı düşünce kalıplarını atalarımızdan,
soyumuzdan, ebeveynlerimizden -yani genetik olarak miras alırız. Ve ayni
zamanda kendimiz yarattığımız korkulardan, yaşadığımız ve büyüdüğümüz sosyal
ortamdan, dış etkenlerden doğan
kalıplarımız vardır.
Korkularımız bizim zayıf tarafımızdır. Mesela, hastalık
korkusu bizim bağışık sistemimizi güçsüz yapar ve hastalanma olasılığı artar.
Korku fiziksel bedenimizi ve enerji bedenimizi etkiler.
Düşünce ona bağlı olayı ve durumu oluşturuyor ve biz bu
problemi çözmek zorundayız.
Bu sonuçta bizim düşüncemizdir. Karşımıza çıkan zorluklar,
problemler bizim geçmemiz gereken derslerdir.
Dersimiz bu problemi çözmekten ve durumdan çıkmaktan
ibarettir. Hayatımızın derslerle dolu olduğunu her kez biliyor ve kabul ediyor.
Önemlisi bu dersleri kabul edip çözmeyi öğrenmektir. Bir kere geçmiş hayatta
yaptığınız bir şeye göre şimdi problem yaşıyorsunuz fikrini hemen kafanızdan
çıkarın. Bu sizi problemlerin karşısında daha da güçsüz kılar ve olumsuzluklar
gözünüzde büyür. Problemin kökü nerede yatarsa yatsın,siz onu hal etmek
zorundasınız. Değil mi? Elinizi kolunuz bağlayıp hayatınızın kaymasına mı izin
vereceksiniz?
Hayatın kendisi size problemi çözmeye yönetiyor. Harekete
geçin ve yardım her zaman gelir.
Düştüğümüz olumsuz durumlar geçmemiz gereken derslerdir,
geçe bilmesek ,o ders yine karşımıza gelir.
Bir olumsuzluk yaşadığınızda ilk başta bunu kendi
düşüncenizle yarattığınızı kabul edin. Benzer olayları daha önce yaşadınız ise derin bir düşünce kalıbınız vardır. Olayı izleyerek bu düşünceyi bula
bilirsiniz. İçinize yolculuk edin, yardım gelecektir. Siz dersi aldığınızda,
yani hangi düşünceyle bu olayı yarattığınızı bildiğinizde yolda açılır ve durum
ortadan kalkar. Bir daha bu tatsızlığı yaşamazsınız. Başka ders başlar. Düşünce
kalıplarınızı bulup onlarla çalışmak sizin elinizde problemlerinizi, hastalıklarınızı çözecek anahtardır.
Hayatımızda karşılaştığımız basit şeyler bile bize
düşüncemizin yansımalarını gösterir.
Mesela, hayatınızda vurdum duymaz, boşuna endişe etmeyen
insanlarla karşılaşmışsınız.
Benim bir tanıdığım sokakta arabasını bırakırken arabayı
kilitlemezdi bile. Bir şey olmaz-derdi. Ve gerçekten bir şey olmuyordu, onun
arabasını hiç çalınmadı. Bu “vurdum duymaz “ kişiliğe sahip insanların başına
gerçekten bu tür şeyler gelmez. Ama endişeli, korkak, hep bir tatsızlık
bekleyişinde olanların başına her türlü serüvenler gelir. Farklı düşünce kayıtları farklı olaylar yaratırlar.
Sizinle bir iş yapmak isteyen birisi ilk görüşte size yalanı
sevmediğini, dürüstlüğe önem verdiğini söylese, bilin ki o sizi kandıracaktır.
Ve ya ikili ilişkilerde yeni tanıştığınız birisi aldatmadan konuşuyorsa, bilin
o sizi ilk fırsatta aldatacaktır. Onun içindeki düşünce dışarı böyle yansıyor.
Biz düşüncelerimizle, inançlarımızla olayları kendimize çekeriz.
Bizim bilinçaltımızda sıkışmış enerji blokajlarımız bizim
derslerimizdir. Blokajlar- kayıtlı korkularımız, düşüncelerimiz,
inançlarımızdır. Onlar hayatımızda bize engeller, problemler, hastalıklar
olarak çıkarlar karşımıza. Biz başımıza gelenlerden kimseyi suçlayamayız, çünkü
bu senaryoyu biz yazdık. Ne anne-babamız, ne arkadaşlarımız, ne de başka
birileri bizim problemimizi yaratmadı. Başkalarını suçlayarak hiçbir yere
varamazsınız ve hep kısır döngüde hareket edersiniz.
Şimdi size soruyorum- Eğer biz buraya derslerimizi geçmeye
geldikse ve bu dersleri kendimiz oluşturduksa, biz aşamadığımız sorunu mu kendimize hazırlardık? Bunun anlamı var mı?
Blokajlar bizim dış dünyada öğreneceğimiz şeylerdir. Neden
doktor tedavilerinde çoğu zaman hasatlık bir süre sonra yine başlıyor ve kronik
rahatsızlığa dönüşüyor. Dikkat etseniz hastalıkların hiçbiri tamamen
iyileşmiyor. Astım, allerji, şeker, artrit ve s. İnsan hayatı boyunca bu hastalıkla yaşıyor. Neden?
Çünkü biz dersi tam olarak almadık, düşüncelerimizi
değiştirmedik. Mesela , kara ciğerimiz hasta olunca biz tamamen hastalıktan kurtulamıyoruz. Yıllar geçiyor, hastalık geri dönüyor. Çünkü biz değişmedik.
Kara ciğer öfkenin toplandığı yerdir. Öfkenin çeşitli sebepleri ola bilir, ama
bizim ondan kurtulmamız için sevmeyi ve sevinmeyi öğrenmemiz lazımdır. O zaman
öfke gider ve hastalık da geçer.
Burada bizim kavramamız gereken önemli bir şey var: kimse,
ne doktor, ne enerji uzmanı,ne hoca,-kimse bizim problemimizi çözemez. Onlar
sadece yardımcı olurlar. Siz ve yalnız siz kendi probleminizi çöze bilirsiniz.
Sizin bu problemi yaratmaya gücünüz yettiyse, onun yok etmeye de gücünüz
vardır. Evren böyle çalışıyor. Siz dersinizi anlamak için ,sorunu hal etmek
için doğru çabayı gösterdiğinizde Evren de size doktor, enerji, psikolog
şeklinde yardım eder.
O zaman blokajınız erir ve siz hastalıktan ve ya problemden
kurtulursunuz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder