6 Kasım 2013 Çarşamba

+KOŞULSUZ SEVGİ


               +  KOŞULSUZ SEVGİ



Biz hepimizi bu dersleri öğreniyoruz-kendimizi koşulsuz kabul edip sevmek ve başkalarını koşulsuz sevmek. Zaten bize verilen tüm dersleri belki tek amacı vardır- koşulsuz sevmeyi öğrenmek.
Koşulsuz sevgi nedir? Önce madalyonun o biri tarafına bakalım- “koşullu “sevgiye. Koşullu sevgi bağımlılık ilişkisidir. “Sen iyisin, bana iyi davranıyorsun-seni seviyorum”,”beni aldatmıyorsun”-seni seviyorum”, “okulda başarılısın-seni seviyorum”,”evime, bana iyi bakıyorsun, para getiriyorsun-seni seviyorum”. Sevmek için burada koşullar öne sürülüyor.
Peki siz birisini olduğu gibi seve bilir misiniz?
Siz kendinizin olduğunuz gibi sevilmesini ister misiniz?
Bu sözleri dikkatlice ve yavaşça kendinize tekrarlayın. Direnişi hissettiniz mi? Bu sizin bilinçaltındaki kayıtlar yüze çıkıyor. Zaten hayatınızın olaylarında ve problemlerinizde bu mesele karşınıza çıkmıştır. Bu sözler kendinize yaptığınız göndermedir: nasıl kendinizi kabul etmeyip sevmiyorsunuz, nasıl yakınlarınızı kabul etmeyip sevmiyorsunuz. Hepimizin sevgiye hava kadar ihtiyacımız vardır, yakınlarımızın da sevgiye ihtiyacı var.
Koşulsuz sevgi –kendimizi olduğumuz gibi kabul edip sevmektir. Ayni zamanda doğmalarımızı ve yakınlarımız oldukları gibi kabul edip sevmektir. Biz istediğimiz gibi değil, onların oldukları gibi sevmek. Kendi anlayışlarınızı, inançlarınızı başkasına diretmeyin:onun nasıl davranması gerekiyor, ne yapması, ne söylemesi. Sonuçta bunlar hepsi sizin kendinizde görmek istediğiniz özelliklerdir. O zaman kendinizi değiştirin. Başkalarından olmayacak şeyleri istemeyin. Onların bu hayatta kendi görevleri ve maksatları vardır. Onlar bu dünyaya kendi derslerini öğrenmek için gelmişler, sizin derslerinizi değil. Onlar kendi sınavlarını, kendi hayatlarını yaşayacaklar, sizinkileri değil. Kendiniz değişmeden dünyayı değiştirmeye kalkışmayın. Yakınlarınızı değiştirmeye çalışmayın. Baskı ve şiddet bu niyetle başlar zaten.
Önce kendinizi değiştirin. Biz değiştikçe etrafımızdaki dünya da değişmeye başlıyor. Biz değiştikçe etrafımızdaki insanlar da değişiyor, biz değiştikçe hayatımız değişiyor ve bize bağlı olanlar da değişime girer. Acele etmeyin. Bu hemen olmuyor, sabırlı olun. Ama mutlaka olacaktır, çünkü içteki her zaman dışa yansıyor.
Koşulsuz sevgi annenin yeni doğmuş bebeğini kucağına aldığında hissettiği sevgidir. Anne adeta ışık saçıyor, çünkü sevgi-ışıktır. Bebek onu geceleri uyutmuyor, zamanını, sağlığını, gücünü alıyor. Ama anne bebeğini her haliyle seviyor. Bu koşulsuz sevgidir. Ama zaman geçtikçe koşullu sevgi yavaş yavaş yüze çıkmaya başlıyor. Anne diyor: “ Geceleri uyuyanda, ben onu seviyorum”, işlerimi yapmaya fırsat verse ,onu seviyorum”. Böylece sevgi koşullanmaya başlıyor. Karmanın çarkı hareket etmeye başlıyor. Benzer benzeri çekiyor. İç dışı yansıtıyor.
Nefret nefreti çekiyor, sevgi ise sevgiyi. Koşulsuz sevginin gücü insana şifa veriyor, hayatta yolunu bulmaya yardım ediyor. Bir papazın televizyon programında anlattığı hikaye beni çok etkilemişti. Bu onun hayatının hikayesiydi Onun New-York’da kardeşi ve babası yaşıyordu. Baba alkolik, kardeşi ise uyuşturucu bağımlısıydı. Bu uzun müddet böyle devam ediyordu, papaz onlara yardım edemiyordu. Ama günün biri o koşulsuz sevgiyi anladı ve bu sevgiye kalbini açtı. Aynen masallardaki gibi mucize baş verdi. Baba alkolü bıraktı, kardeşi ise bağımlılıktan çıktı, iyileşti. O anladı ki daha önce onları koşullu seviyordu, onlar hakkında düşünceleri seviyordu, onların kendisini değil.
Bizim hepimizin çocuklarımızla problemlerimiz oluyor. Onların bazı huyları, davranışları bizi rahatsız ediyor, sinir oluyoruz. Böyle bir şey yaşadığınızda bilin ki, evladınızda hoşlanmadığınız şey sizin içinizde var olan bir özelliktir. Yani çocuğunuzda sizi sinir eden şey sizde de mevcuttur. Sizin evladınız sizin aynanızdır. Bizim düşüncelerimizi onların böyle davranması için zemin yaratıyor.Dış dünya bizim aynamız olduğu gibi karşımıza çıkan insanlar, beraber olduğumuz kişiler de bizim aynalarımızdır. Biz bunu kendimize itiraf etmekten kaçınırız. Bunun için kendi yüzümüze dürüstçe bakmamız lazım.
Bu da işimize yaramıyor-kendimize bakmayı sevmeyiz, manzara hoş değildir. İnsanlara iyi gözükmek için bin tür maske takarız, bundan dolayı bize gerçek yüzümüzü gösterince sinir krizine gireriz. Biz zaten evlatlarımıza genetik olarak korkularımızı ve blokajlarımızı vermişiz, yaşadığımız evin havasında bile bir çok inançlarımızı onlara aşılamışız. Biz onları resmen hoşumuza gitmeyen davranışlara teşvik ediyoruz. Başkalarında hoşlanmadığınız, yargıladığınız şeyi kendinizde arayın. Arayın. Benzer benzeri çekiyor. İçteki dışa yansıyor.
Kendinizde bu özelliği bulduğunuzda ne yapmalı? Kendinizi kabul edip affetmelisiniz. Kulağa hoş gelmiyor. Neden kendimizde kötü bir şeyi görünce kabul edelim? Daha iyi olmak istemiyor muyuz? Bu doğrudur, daha iyi olmayı istemeliyiz, ama gerçekte kim olduğumuzu bilmeden nasıl daha iyi ola biliriz?
Kendini kabul etme ve affetme süreci pişmanlığı, tövbeni ve teslimiyeti içerir. Bunlar hepsi yürekten ve samimi şekilde olmalı, aksi taktirde hiçbir sonuç alamazsınız.
Etrafınızdakilere ve yakınlarınıza nasıl davrandığınıza dikkat edin, onlarda hoşlanmadığınız huyları kendinizde arayın. Böyle bir durum oluştuğuna bilmelisiniz ki, bilinçaltınızdan bir düşünce kaydı-blokaj size affetmenin ve koşulsuz sevginin dersini vermek için çıkmıştır. Bu koşulsuz sevginin dersleridir ve siz bunları hayatı boyunca öğreneceksiniz.
Biz kimiz ve nelere kadiriz? Bunu öğrenmeden nasıl kendimizi geliştirmeye kalkarız?
Siz başkalarına yalan söyleye bilirsiniz, çünkü insanlara açılmak tehlikeli ve acı verici ola bilir. Onlar da sizin gibi bu dünyadan korkuyorlar ve kendilerini korumak istiyorlar. Sadece her seferinde bunu nasıl yaptığınızı görün, dikkat edin.Kendinize yalan söylemeyin.Kendinizle yaptığınız diyalogdan aldığınız bilgi sizin için dünyanın en kıymetli bilgisidir. Çünkü farkındalığın ışığı kalbimizdeki karanlığı aydınlatıyor. Bu kendimizle bütünleşmedir, Dünyayla bütünleşmedir, bu Yaratanla birleşmeye doğru adımdır.
Kim kendine günahsız diye bilir? Kimse diyemez. O zaman kendimizi olduğumuz gibi kabul edip sevmeyi öğrenmeliyiz. Dürüstçe kendimize bakmaktan kaçınsak, kendi karanlık yanlarımızı derinliklerde bastırıp gizlesek, onları yüze çıkaracak durumlar oluşacaktır ve biz hep acı çekeceğiz.
Kendi maskelerimizi çıkarıp gerçek yüzümüzü görmesek tekamül edemeyiz.
Kendimizi anlayıp bilsek, kendimizi sevmeyi öğrensek, başka insanları da oldukları gibi kabul edip seve biliriz. Koşulsuz sevgiyi de bu yolda öğrene biliriz.
Kendimizi sevmeden başkasını nasıl seve biliriz?
Kendimize yardım etmeden başkasına nasıl yardım ederiz?
Bizde olmayan şeyi başkasına nasıl vere biliriz?







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder