3 Kasım 2013 Pazar

+ GÜÇLÜ KİŞİLİĞE SAHİP OLMA



                 +   GÜÇLÜ KİŞİLİĞE SAHİP OLMA


Değerli okuyucum, güçlü kişiliğe sahip olan insan hayatının sorumluluğunu üzerine alır, kurban olmaktan çıkıp kendi hayatının tablosunu kendi çizmeye başlar.
Güçlü kişiliğe sahip olma kişinin  düşünce ve algılayış şeklinde temel bir değişim ister.
 Sıradan bir insanın genel problemi nedir, biliyor musunuz?
İnsanın problemi bilincinin işlevi sonucu kendini Dünyadan ayrıştırmaktır. O kendini Dünyadan ayrı görür, kendisinin Dünyayla bir ve bölünmez olduğunu anlamıyor.
Dünya birdir ve bölünmezdir. Tekdir. Ama bizim için bunu anlamak zordur. Sadece hissede biliriz. Bu tek Dünyada geçmiş geleceğe eşittir. Zaman algılayışı insan bilincinin özelliğidir.Bilinçaltında zaman kavramı yoktur.
Zaman dışında düşünmeye çalışın! Şimdi olanlar, gelecekte olacaklar, geçmişte olup bitenler- hepsi ayni anda oluyor. Bizim bilincimiz geçmişi, geleceği, şimdini ayrıştırıyor. İnsanoğlunun maddesel dünyada tutunması için onun bilinci bu özelliği taşır. Ama biz bunu tam olarak kavrayamazsak bile, bilmemiz gereken gerçek vardır: Her şey daima oluyor ve olacaktır. An ve ebediyet eşittirler.
Bizim algılayış sistemimiz dünyadaki değişimler hakkında bilgiyi parçacıklar şeklinde ala biliyor. Biz tüm tabloyu göremeyiz. Biz sadece gerçekliğin fragmanlarını görüyoruz ve bu fragmanlar hakkında düşünüp endişeleniyoruz. Oysa göremediğimiz tablo içinde tesadüf denilen şey yoktur.
Dünya tek ve bölünmezdir, ve hem de sürekli değişim içindedir. Bunu sadece hissedin.
Dünyanın sürekli değişim halinde olması onu planlamayı ve ya öngörülmesini imkansız kılıyor. Ama insan şuuru her şeyi belirlemek ve planlamak ister. Ne olacak ve ya olmayacak diye ne kadar endişemiz vardır!
İnsan bir an sonra başına geleceklerini bilemez. Ama o sürekli olayların sonucunu belirlemek ister , durumun gidişatını kontrol etmeye çalışır. Çoğu zaman beklediğini almayan kişi üzülmeye başlar. Burada suçlu onun her şeyi önceden bilme eğiliminde olan zihnidir.
Dünyada her şey aynidir, eşittir. İnsanoğlu her şeye kendi değerini biçiyor. İyi ve ya kötü, doğru- yanlış, güzel-çirkin. Beklemediği bir şeyle karşılaştığında insan üzülüyor. Neden üzülüyor? O, kendi bu değerleri biçti.Ve hem kötü gibi algıladığı bir şeyde onun için hayırlı şey ola biliyor. Çoğu zaman da böyle olduğunu biliyoruz.
Biz kendi değerlerimizin, kriterlerimizin doğru olduğunu düşünüyoruz. Biz kendimizi doğru olduğunu düşündüğümüz kalıplarla özdeşleştiriyoruz, rollere girip kendimizi kısıtlıyoruz. Oysa, Dünya değişkendir ve akıcıdır. Kısıtlamalar, planlar, kurallar Dünyaya ters gelir. Burada insan kendi zihninin yarattığı kısıtlamaların rehini oluyor ve tüm problemleri de bundan doğuyor. Ne yapsak, başımıza ne gelse, bunu kabul etmeliyiz, boş keşkilerle kendimizi yormamalıyız. Burada yapabileceğimiz bir tek şey vardır. Üzerimize düşüne, yapmak istediğimizi kusursuz bir şekilde, elimizden geldiği kaderince yapmaktır. Bu arada sonuca bağlanmamak lazım. Bir şeyi kusursuzca yapmak sonuca bağlanmamak demektir. Bir durumda, olayda elinizden geleni yapıyorsunuz, ama sonuçta ne olacağını dert etmiyorsunuz, çünkü biliyorsunuz –bu artık elinizde değildir.
Şimdi güçlü kişiliğe sahip olma konusuna gelelim. Yukarıda yazdıklarımın hepsi şimdi söyleyeceklerim için bir nevi giriş idi. Bu girişi okuyup anladıysanız, kabul ettiyseniz, o zaman kaçınmanız gereken şeylerin listesini size sunuyorum. Siz sizin içsel gücünüzü yıpratan  saçmalıklardan kurtulmalısınız:
  1. Tahmin etme saçmalığı ( gelecekle ilişki- gelecek bilinemez)
  2. Değer verme saçmalığı  ( kriterler, ayrımlar –bunlar hepsi çöptür)
  3. Pişman olma saçmalığı  (geçmişle ilişki- pişman olmanın anlamı yoktur, olması gereken olmuştur)
  4. İdealize etme saçmalığı ( her şeyi idealize etme eğilimi bizi yıpratıyor, psişik enerjimizi bitiriyor- idealize ettiğimiz şeyin kırılıp dağılmasında bu kırıntıların altında eziliyoruz, doğrulmamız zor oluyor)
  5. Özgürlük saçmalığı ( Biz başıboş değiliz, Yüksek bir planın parçasıyız, küçük bir alanda özgür seçimlerimiz var- o kadar.)


  Şimdi güçlü kişiliğe sahip olmamız için yeni düşünce kalıpları oluşturalım ve bunları kendimizi kodlama metoduyla bilincimize, daha doğrusu bilinçaltımıza yerleştirelim,
Kendimize yeni kurallar şeklinde düşünceler oluşturalım.
  Güçlü kişiliğin ilk kuralı budur:
.
1.      YARIN NE OLACAĞINI HİÇBİR ZAMAN DÜŞÜNMEYİN.
Bunu yapa bildiğinizde olayların nasıl gelişeceği kaygısından ve endişesinden kurtulmuş oluyorsunuz.
2.      DÜNYA BİRDİR, DEĞİŞKENDİR, AKICIDIR, ANLIKTIR-TIPKI HAYAT GİBİ.
Bu o demektir ki, sizin algılarınız ve düşünceleriniz her zaman gerçekliği yansıtmıyor.
3.      SİZİN “BENİ” VE ETRAFINIZDAKİ DÜNYAYI BELİRLİ BİR ÖZELLİKLE
TANIMLAMANIZ VE KISITLAMANIZ YANLIŞTIR.                  
          Hayatınız boyu ayni rolleri, ayni davranış biçimlerini taşımayın. Her imajı, rolü,
          durumu kabul edin- akıcı ve değişken olun.
4.      NE YAPSANIZ; NE BAŞINIZA GELSE- KABUL EDİN.
Bilmemiz gerekiyor ki, kendini geliştirme yolunda ve ya işinizde ara verme, duraklama gibi şeyler mümkün değildir. Ya ileriye doğru gidersiniz ya
da geriye itilirsiniz. Hayat sürekli değişim, gelişim demektir. Bu yolun tersi- gerilemektir.
5.      SİZİ KISITLAYAN TEORİLERİ, KURALLARI, METODLARI BIRAKIN.
Bunlar sizi gerçek hayattan uzaklaştırıyorlar. Bilmeniz gerekiyor ki tüm inandığınız insanlar, teoriler ve kurallar sizi kodlama yollarıdır.
6.      YAPMANIZ GEREKENİ YAPIN, NE OLURSA OLSUN!
Bu kuralı iyice benimseyin. Her şeyi abartma, fazla önem verme ve idealize etme bizim hayatımızın zehridir. Kusursuzluk idealize etmenin ilacıdır. Kusursuz olun- her seferinde yapabildiğinizi en güzel şekilde yapın, sonucu düşünmeyin, ne olup olamayacağına bağlanmayın.

          Bunlar güçlü kişiliğin hayati prensipleridir. Bu düşünceleri kendini kodlama tekniği ile
          bilinçaltına yerleştirseniz, onlar sizin için çalışmaya başlarlar. Güçlü ve başarılı kişiliğe
          sahip olursunuz, hayatınız daha konforlu şekil alır. Bu telkinleri yabana atmayın!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder