23 Kasım 2013 Cumartesi

+KARMA







                                                  Karma 


        Hayatımızda bir şeyler istediğimiz şekilde olmayınca üzülürüz. Genelde hepimizin hayata dair inandığımız ve idealize ettiğimiz şeyler vardır: ailemiz ve arkadaşlarımız nasıl olmalı, biz nasıl olmalıyız ve saire. Yani kafamızda değerler oluşturmuşuz ve gerçeklik bu değerlerle örtüşmediğinde, ki çoğu zaman böyle oluyor, biz ıstırap çekeriz. Böylece de karmamızı yaratırız. Derin duygusal sarsıntılar bilinçaltımızda kayıtlı olarak kalıyorlar.Biz onları unuttuk zan ederiz, ama onlar enerji bedenimizde blokajlar şeklinde varlıklarını devam ederler ve onların çözülmesi için bize hep fırsatlar sunulur. Bu duygusal blokajlar düşünce kalıpları şeklini alıyorlar. Duygu- düşünce kalıpları bizim karmamızın çoğu kısmını oluşturur. Daha doğrusu blokajlarımız, yani duygu-düşünce kalıplarımız karmamızı yaratan nedenlerden birisidir. Hayatımızın karması tam bilemediğimiz bir yerde, bilinçaltında ,enerji bedenlerimizde, fiziksel bedenimizde, belki de tüm hücrelerimizde birikiyor. Karma birikince hayat bize onu çözmek için durumlar sunuyor. Yani bizim ideallerimizin yıkılması için olaylar gelişiyor. Bir şeye aşırı önem verdiğimizde ve onu idealleştirme eylemine girdiğimizde  mutlaka bu idealin kırılması için olaylar gelişecektir, burnumuz sürtülecektir. Dersimizi almak için, gerçeği öğrenmek için her şey yapılacaktır, inatla dersi kabul etmediğimizde daha ağır dersler verilecektir. Karma mekanizmasının tarafsız ve nötr, bizim bakış açımızdan acımasız olduğunu anlasak hemen derslerimizi öğrenmeye, neden –sonuç zincirini kavramaya koşarız.
Şimdi karmamızın bir kapta, mesela camdan yapılmış şeffaf  kürede toplandığı hayal edelim. Bu bilinçaltımızı, enerji bedenimizi hayal etmekten kolaydır.
Hayatınızı analiz edip karma birikiminizin çok ve ya az olduğunu tespit ede bilirsiniz.  Eğer negatif duygularınız hayatınızın fonuna dönüşmüşse ve karma kabınız bu duygularla %90 dolmuşsa sizin ne maddi ne de özel hayatınızda başarı söz konusu olamaz.
Ama ilk önce nasıl karmamızı hesaplaya biliriz, bakalım.Bunun için çocukluğunuzdan yaşadığınız tüm duygusal ve gergin durumları hatırlamanız gerekiyor. Onların olumsuzluğuna ve derinliğine göre sıralaya bilirsiniz.
Hayatınızın çeşitli bölümlerini inceleyip hayattan ne kadar memnun olduğunuzu çıkara bilirsiniz. Size böyle bir liste sunuyorum:
   
  1. Maddesel durumunuz, para geliriniz(tabi sizin bakış açınıza göre)
  2. Kendi evinizin olması ve ya olmaması
  3. Aile hayatınız ve bundan duyduğunuz memnuniyet ve ya özel ilişkide mutluluğunuz
  4. Çocuğunuzun olması ve onunla ilişkiniz
  5. Anne babanızla ve akrabalarınızla ilişkiniz
  6. İş durumunuz ve işinizi sevmeniz.
  7. Sağlık durumunuz
  8. Kendinizden memnun olmanız
  9. Tüm hayatınızda razı olmanız

  Eğer bu göstergelerden hepsi sizde olumsuz çıktıysa, sizin” karma küreniz” dolmuştur. Eğer iki ve ya üç konuda olumsuzluklar yaşıyorsanız, karmanız %75 tir. Eğer her şey kötü gidiyorsa ve siz bir şeylerin size hep engel olduğunu hissediyorsanız, günahlarınızın hacmi % 90-95  ulaşmıştır.
Bu genel tablodur, ama daha da ayrıntılı konuşa biliriz.
Eğer siz ceza evindesiniz ve ya ölümcül hastalıkla boğuşuyorsunuz, sizin karmanız % 95 demektir. Hastalığınız ağırdır ama ölümcül değildir, o zaman karma kabınız  % 90 dolmuştur.
Büyük borçlar, trafik kazalar, yangınlar, her şeyin alt üst olması karma kabınızın % 80-85olmasını söylüyor.
Ve bu sizin kendinizi değiştirme, hayata bakış açınızı ele almak için gelen son uyarıdır.
Ailenizde sorun yaşadığınızda, özel ilişkiniz yürümediğinde, parasızlık sizi takip ettiğinde, planladığınız şeylerde başarısız olduğunuzda karmanızın değeri % 60-75 olur. Bu o kadar da kötü değildir, ama hayatınız yine de zorlaştıran şeydir.
Ve nihayet her şey yolundadır, ama daha da iyi ola bilir dediğinizde karmanız % 60 olur.
 Bundan aşağı değerler ruhsal gelişim yolunda olan kişilerde, büyük misyonlara yüklenmiş insanlarda, kendini bilime, eğitime adamış insanlarda olur.
Peki karma yükümüzü hafifletmek mümkün mü?  Karma “küremiz” doluysa, ve ya %95 ulaşmışsa, burada benim fikrimce bu hayatta artık yapacak bir şey yok. Tabi mucizevi istisnalar haricinde.
Daha az karma birikimiyle çalışmak mümkündür ve çalışmak zorundayız. Burada hala bir şeyleri değiştirmek fırsatımız vardır. Sonuçta bu sebep-sonuç zincirinde sebepleri oluşturan biziz, sebep bizim içimizdedir. Onu bulup, kabul edip sile biliriz. Bizim yaşadığımız her üzüntü, keder, sarsıntı çektiğimiz her an bizde kayıtlıdır.
En yakın zamanda yaşadığımız olumsuzluğu ele alsak, araştırsak, onun altından başka şeyler, olaylar, üzüntüler çıkacaktır. Önümüzü aydınlatmak için tüm hayatımızı gözden geçirmeliyiz. Tüm hayatımızda genel temizleme yapmamız şarttır. Bu genel temizleme olmayınca olumlu düşüncelerin, pozitif yaklaşımların, hayatınızı değiştirme adına yaptığınız hiçbir şeyin size yararı olmayacaktır.
Hayatınızı yeniden yazma, genel temizleme işlemi binlerce yıl bundan önce insanlığa sunulmuştur.
Bu affetme ve kabul etme yoludur. Derin negatif tepkimiz bizim bir şeyi istediğimiz şekilde olmadığından ortaya çıkar. Karşımızdaki bizim istediğimiz gibi hareket etmedi, istediğimizi yapmadı, bizim açımızdan olması gereken şekilde davranmadı. Ve ya olaylar istediğimiz, arzuladığımız şekli almadı. Tüm duygusal blokajlarımızın nedeni budur. Bunun için blokajın silinmesinde kabul etme eylemi çok  önemlidir.
Hayatımızı kökten bir değişim sürecine girmesi için ilk yapacağımız adım- GEÇMİŞİ SİLME –işlemidir.
Yaşadığımız tüm olayları, önemli ilişkiler kurduğumuz tüm kişileri affetmelisiniz. Affetme kabul etmeni de içerir. Siz bir şeyi kabul ettiğinizde affede bilirsiniz.Varlığını ret ettiğiniz şeyi nasıl affede bilirsiniz?
Geçmişinizi silme duygusal blokajlarınızın silinmesi demektir. Bunun bir çok tekniği vardır. Siz duygusal blokajlarımı, negatif kayıtlarımı siliyorum deseniz, bilinçaltınız tarafından sert tepkiyle karşılaşırsanız. Bunun için daha dolayısı yol, kabullenme yolunu deneyeceksiniz. Affetme ve kabullenme her zaman sevgiyle yoğrulmuş duygulardır. Bilinçaltınızın kapılarını sevgiyle açacaksınız.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder