Karma
Hayatımızda
bir şeyler istediğimiz şekilde olmayınca üzülürüz. Genelde hepimizin hayata
dair inandığımız ve idealize ettiğimiz şeyler vardır: ailemiz ve arkadaşlarımız
nasıl olmalı, biz nasıl olmalıyız ve saire. Yani kafamızda değerler oluşturmuşuz ve
gerçeklik bu değerlerle örtüşmediğinde, ki çoğu zaman böyle oluyor, biz ıstırap
çekeriz. Böylece de karmamızı yaratırız. Derin duygusal sarsıntılar
bilinçaltımızda kayıtlı olarak kalıyorlar.Biz onları unuttuk zan ederiz, ama
onlar enerji bedenimizde blokajlar şeklinde varlıklarını devam ederler ve
onların çözülmesi için bize hep fırsatlar sunulur. Bu duygusal blokajlar düşünce
kalıpları şeklini alıyorlar. Duygu- düşünce kalıpları bizim karmamızın çoğu kısmını
oluşturur. Daha doğrusu blokajlarımız, yani duygu-düşünce kalıplarımız karmamızı
yaratan nedenlerden birisidir. Hayatımızın karması tam bilemediğimiz bir yerde,
bilinçaltında ,enerji bedenlerimizde, fiziksel bedenimizde, belki de tüm
hücrelerimizde birikiyor. Karma birikince hayat bize onu çözmek için durumlar
sunuyor. Yani bizim ideallerimizin yıkılması için olaylar gelişiyor. Bir şeye aşırı önem verdiğimizde ve onu idealleştirme eylemine girdiğimizde mutlaka bu idealin kırılması için olaylar
gelişecektir, burnumuz sürtülecektir. Dersimizi almak için, gerçeği öğrenmek
için her şey yapılacaktır, inatla dersi kabul etmediğimizde daha ağır dersler
verilecektir. Karma mekanizmasının tarafsız ve nötr, bizim bakış açımızdan
acımasız olduğunu anlasak hemen derslerimizi öğrenmeye, neden –sonuç zincirini
kavramaya koşarız.
Şimdi karmamızın bir kapta, mesela camdan yapılmış
şeffaf kürede toplandığı hayal edelim.
Bu bilinçaltımızı, enerji bedenimizi hayal etmekten kolaydır.
Hayatınızı analiz edip karma birikiminizin çok ve ya az
olduğunu tespit ede bilirsiniz. Eğer
negatif duygularınız hayatınızın fonuna dönüşmüşse ve karma kabınız bu
duygularla %90 dolmuşsa sizin ne maddi ne de özel hayatınızda başarı söz konusu
olamaz.
Ama ilk önce nasıl karmamızı hesaplaya biliriz, bakalım.Bunun
için çocukluğunuzdan yaşadığınız tüm duygusal ve gergin durumları hatırlamanız
gerekiyor. Onların olumsuzluğuna ve derinliğine göre sıralaya bilirsiniz.
Hayatınızın çeşitli bölümlerini inceleyip hayattan ne kadar
memnun olduğunuzu çıkara bilirsiniz. Size böyle bir liste sunuyorum:
- Maddesel durumunuz, para geliriniz(tabi sizin bakış açınıza göre)
- Kendi evinizin olması ve ya olmaması
- Aile hayatınız ve bundan duyduğunuz memnuniyet ve ya özel ilişkide mutluluğunuz
- Çocuğunuzun olması ve onunla ilişkiniz
- Anne babanızla ve akrabalarınızla ilişkiniz
- İş durumunuz ve işinizi sevmeniz.
- Sağlık durumunuz
- Kendinizden memnun olmanız
- Tüm hayatınızda razı olmanız
Eğer bu göstergelerden hepsi sizde olumsuz çıktıysa, sizin” karma
küreniz” dolmuştur. Eğer iki ve ya üç konuda olumsuzluklar yaşıyorsanız,
karmanız %75 tir. Eğer her şey kötü gidiyorsa ve siz bir şeylerin size hep
engel olduğunu hissediyorsanız, günahlarınızın hacmi % 90-95 ulaşmıştır.
Bu genel tablodur, ama daha da
ayrıntılı konuşa biliriz.
Eğer siz ceza evindesiniz ve ya
ölümcül hastalıkla boğuşuyorsunuz, sizin karmanız % 95 demektir. Hastalığınız
ağırdır ama ölümcül değildir, o zaman karma kabınız % 90 dolmuştur.
Büyük borçlar, trafik kazalar,
yangınlar, her şeyin alt üst olması karma kabınızın % 80-85olmasını söylüyor.
Ve bu sizin kendinizi değiştirme,
hayata bakış açınızı ele almak için gelen son uyarıdır.
Ailenizde sorun yaşadığınızda,
özel ilişkiniz yürümediğinde, parasızlık sizi takip ettiğinde, planladığınız
şeylerde başarısız olduğunuzda karmanızın değeri % 60-75 olur. Bu o kadar da
kötü değildir, ama hayatınız yine de zorlaştıran şeydir.
Ve nihayet her şey yolundadır, ama
daha da iyi ola bilir dediğinizde karmanız % 60 olur.
Bundan aşağı değerler ruhsal gelişim yolunda
olan kişilerde, büyük misyonlara yüklenmiş insanlarda, kendini bilime, eğitime
adamış insanlarda olur.
Peki karma yükümüzü hafifletmek mümkün mü? Karma “küremiz” doluysa, ve
ya %95 ulaşmışsa, burada benim fikrimce bu hayatta artık yapacak bir şey yok.
Tabi mucizevi istisnalar haricinde.
Daha az karma birikimiyle çalışmak mümkündür ve çalışmak zorundayız. Burada hala bir şeyleri değiştirmek
fırsatımız vardır. Sonuçta bu sebep-sonuç zincirinde sebepleri oluşturan biziz,
sebep bizim içimizdedir. Onu bulup, kabul edip sile biliriz. Bizim yaşadığımız
her üzüntü, keder, sarsıntı çektiğimiz her an bizde kayıtlıdır.
En yakın zamanda yaşadığımız olumsuzluğu
ele alsak, araştırsak, onun altından başka şeyler, olaylar, üzüntüler
çıkacaktır. Önümüzü aydınlatmak için tüm hayatımızı gözden geçirmeliyiz. Tüm
hayatımızda genel temizleme yapmamız şarttır. Bu genel temizleme olmayınca
olumlu düşüncelerin, pozitif yaklaşımların, hayatınızı değiştirme adına
yaptığınız hiçbir şeyin size yararı olmayacaktır.
Hayatınızı yeniden yazma, genel
temizleme işlemi binlerce yıl bundan önce insanlığa sunulmuştur.
Bu affetme ve kabul etme yoludur.
Derin negatif tepkimiz bizim bir şeyi istediğimiz şekilde olmadığından ortaya
çıkar. Karşımızdaki bizim istediğimiz gibi hareket etmedi, istediğimizi
yapmadı, bizim açımızdan olması gereken şekilde davranmadı. Ve ya olaylar
istediğimiz, arzuladığımız şekli almadı. Tüm duygusal blokajlarımızın nedeni
budur. Bunun için blokajın silinmesinde kabul etme eylemi çok önemlidir.
Hayatımızı kökten bir değişim
sürecine girmesi için ilk yapacağımız adım- GEÇMİŞİ SİLME –işlemidir.
Yaşadığımız tüm olayları, önemli
ilişkiler kurduğumuz tüm kişileri affetmelisiniz. Affetme kabul etmeni de içerir. Siz bir şeyi kabul ettiğinizde affede bilirsiniz.Varlığını ret ettiğiniz şeyi nasıl affede bilirsiniz?
Geçmişinizi silme duygusal blokajlarınızın silinmesi demektir. Bunun bir çok tekniği vardır. Siz duygusal blokajlarımı, negatif kayıtlarımı siliyorum deseniz, bilinçaltınız tarafından sert tepkiyle karşılaşırsanız. Bunun için daha dolayısı yol, kabullenme yolunu deneyeceksiniz. Affetme ve kabullenme her zaman sevgiyle yoğrulmuş duygulardır. Bilinçaltınızın kapılarını sevgiyle açacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder